Başörtüsü nasıl bir silahmış ki?..

A -
A +
CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, neden ses tellerini bu kadar zorluyor? Amiyane tabiriyle, neden bu kadar yırtınıyor? "Başörtüsü silahını Başbakanın elinden alacağız..." diyor. Başörtüsü ne menem bir silahtır ki, Sayın İnce'yi ve arkadaşlarını bu kadar geriyor, tedirgin ediyor? Kendi bacısı da başörtülü olduğuna göre, bu denli kin ve öfke neyin nesi? CHP'de yel değirmenleriyle savaşan kaç tane Don Kişot var? Senaryosu çok önceden yazılmış bir tiyatro oyununda, herkes üstlendiği rolü mü oynuyor?
Kırk küsur senedir bu ülkede sürdürülen, "başörtüsü kavgasının" temelinde acaba gerçekten ne yatıyor? Koparılan bunca patırtıyı, kim, nasıl izah edebilir? En önemlisi de, bu menfur kavga Türkiye'ye neler kaybettirdi? İki lafının birinde, 'DEMOKRASİİİ' diye yanaklarını şişirenler, niçin en temel insan haklarından birini bunca yıl çiğnedi, çiğnetti? İnsanların kılık kıyafet özgürlüğünü kısıtlayan despotlar, hangi medeniyet yolunda yürüyorlardı? Dünyanın başka bir ülkesinde benzer bir hadise yaşanmış mıdır? Türkiye'yi bu hale düşüren çürümüş zihniyet, esaslı bir şekilde ne zaman irdelenebilecek acaba?
Neyse, önceki gün Meclis'te 1999'dakine benzer bir skandal yaşanmadı diye, herkes memnun... BDP'li Pervin Buldan, bundan ötürü bütün partilere teşekkür etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da aynı minval üzere konuştu. Yani sıradan bir hadise, fevkalade kalıplarda algılanıp yorumlanıyor! Trajikomik bir durum değil mi? Bu arada CHP'lilerin durumu evlere şenlik... Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, üzerine Türk Bayrağı ve Atatürk resmi olan bir tişört giymiş, yumruğunu havaya dikmiş, Meclis'e başörtüsü ile giren bayan vekilleri protesto ediyor! CHP'nin kurumsal olarak yapabileceği benzer bir protesto yahut daha şiddetli bir protesto, büyük telkinler sonucu son dakikada boşa çıkartılabildi. Eğer başlangıçtaki planları uygulamaya konulsaydı, o vakit yandı gülüm keten helva!..
Muharrem İnce'nin bütün çabalarına rağmen, sükûnetini muhafaza edememesi, olabileceklerin bir işareti sayılabilirdi. CHP'nin durumu hakikaten iç açıcı değil. Eski ve yeni vekilleri, kendi ayağına ateş etmekte yarışıyor. Vekilliği döneminde sivri çıkışları, etrafa saldıran köpeği ve de taşıdığı silahıyla gündemi sık sık meşgul eden Canan Arıtman'ın söylediklerine bakar mısınız?.. "Bir kız çocuğunun başını türbanla bağlarsanız ona kadın kimliği vermiş olursunuz... Ben bilim insanıyım. Bir çocuğun başını bağlamak onu çocuk olarak görmemektir. Onu kişi olarak görmektir. O nedenledir ki, bu ülkede çocuk tecavüzleri artmaktadır..."
Buyurunuz, bunu söyleyen bir kadın. Bir doktor. Ve "Bilim insanı" olduğunu iddia ediyor. Muharrem İnce ile Canan Arıtman'ın söylediklerini yan yana koyunuz ve vaziyeti görünüz: Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı... Başörtüsü, silah, tecavüz... Daha neler. Hani "Bunlardan ne köy olur, ne kasaba" deyişi var ya, birilerinin üzerine 'cuk' oturuyor! Anlaşıldı, bu CHP hiç değişmeyecek. Ama bir gün tabelası hepten değişirse, kimse şaşırmasın...
Son söz: Şayet başörtüsü silahsa, CHP de umutsuz vak'adır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.