"Sizi Allah'a Havale Ediyorum!.."

A -
A +
Bazı gazetelerin yazarları; son zamanlarda hafiften tornistan yapmaya başladı. Hükümetin başta AB; Kıbrıs, Ermenistan meselesi olmak üzere, bir dizi konuda yeni politik hamleleri başlatıyor olmasını, işleri düzeltme ve tekrar rayına oturtmak için yeni bir ince ayar olarak görüyorlar. Bu arada yabancı basında Türkiye aleyhine çıkan haber ve yorumlardan dolayı, dış politikada sert ve müdanasız üsluptan geri adım atıldığı şeklinde bir kulp takmak isteyen ve kendi düşüncelerinden başkasını beğenmeyen kalem esnafı, her seferinde ciddi yanılgılara düştüğü halde burnundan kıl aldırmıyor!.. Onlar daima haklı, daima ileri görüşlü ve herkes onlara kulak vermeli...
Oysa hayatın gerçekleri bambaşka... Hükümetin dış politika istikameti, ilk günden beri aynı çizgide... Zaten dış politika öyle günü birlik değişmez ki. Hedefler orta ve uzun vade için belirlenir, gelişmelere göre de yeni tavır ve inisiyatifler alınır. Birisi hakkınızda bir makale yazdı diye hemen politika değişikliğine giderseniz, o işin sonu gelmez! Neyse onlar bildiğini okumaya devam etsin, kervan yürüyor. Türkiye'nin dış politika alanında son on yılda ortaya koyduğu performansın, Cumhuriyet tarihinde benzeri yok. Sadece temas trafiğine bakmak bile durumu kavramak için yeterli. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bir gün Orta Doğu'yu harmanlıyor, bir gün Asya'nın derinliklerinde; yakın zamana kadar birçoğumuzun varlığından dahi haberdar olmadığı coğrafyada önemli temaslar gerçekleştiriyor. Ertesi gün Amerika'da en üst düzeyde müzakereler yürütüyor. Başbakan ve Cumhurbaşkanı içerde neredeyse her gün bir yabancı konuk ağırlıyor...
Gül ve Erdoğan'ın yabancı devlet adamlarıyla içerde ve dışarda yaptığı görüşmeler ve alınan neticeler objektif olarak değerlendirilirse, hakikat mutlaka görülür. Ama bazılarının buna hiç niyeti yok! Bu yüzden olacak ki, bazı kesimlere sesini bir türlü duyuramayan Davutoğlu, zaman zaman sinirleniyor. Bütçe plan komisyonunda da böyle bir durum meydana gelmiş. Dışişleri Bakanı, onca sakin tabiatına rağmen; kendisini Beşar Esad'la kıyaslamaya kalkanları, "Sizi Allah'a ve Millete havale ediyorum..." diyerek kınamış. Sabrın da bir sınırı var elbet. Sayın Davutoğlu, Birleşmiş Milletler merkezinin bulunduğu New York'tan sonra; en fazla konsolosluğun İstanbul'da bulunduğunu hatırlatarak, ülkenin dış politikada aldığı mesafeyi anlatmaya çalışıyor. Ama bazılarının derdi başka. Aksi halde Türk devlet adamlarını Suriye'deki eli kanlı bir diktatörle mukayese etmek hangi ölçüye sığar?..
Türkiye doğru yolda ilerliyor ve bunun sonuçlarını da alıyor. Sadece Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile imzalanan petrol anlaşmaları bile tek başına bir başarı hikâyesidir. Irak ile açılan yeni sınır kapıları, Türkiye'nin Bölge üzerindeki ekonomik etkilerinin ne derece köklü ve güçlü olduğunun bir göstergesi. Yani ülkemizin bu coğrafyadaki etkisi, zaman zaman bazı ülke yönetimleriyle ortaya çıkan ihtilaflarla bertaraf olacak kadar zayıf değil. Bunu doğru tartmamız lazım. Her olaya Batılıların gözlüğü ile bakanların bu değerlendirmeyi doğru yapması mümkün değil.Onun için de her gün karamsarlık pompalıyorlar. 2002 yılından beri hep bunu yapıyorlar. Yani boş konuşuyorlar!.. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.