Ses ve görüntü kirliliği had safhada!..

A -
A +
Türkiye'nin daha önce de birçok defa maruz kaldığı, bu kirli siyaset ve medya kavgası hepimizi fena halde yormadı mı? Ahlak, adalet, mertlik, dürüstlük, samimiyet gibi yüce insani değerleri dilinden düşürmeyen kimi siyaset ve medya leşkerleri, nedense hep belden aşağı vurarak mesleki icrada bulunuyorlar... Oysa sözün öze uymaması, dinimizde münafıklık alametidir!.. Şüphesiz, insanları kandırmak; güç ve menfaat elde etmek için ikiyüzlülük yapmaktan çekinmeyenlerden, ahlaki davranış beklemek beyhude olur. Yalan-dolan ve ikiyüzlülükle bir müddet için insanları kandırmak mümkündür. Lakin gerçeklerin de, eninde sonunda gün yüzüne çıkmak gibi bir huyu var! Son zamanlarda ortalığa dökülen bazı ses ve görüntü kayıtlarından, birtakım kişi ve kuruluşların gerçek hâlleri ve niyetleri çarpıcı şekilde fışkırmıyor mu?
Maalesef ses ve görüntü kirliliği had safhada... Bu ülkenin vatandaşları, mevcut halden haklı olarak tedirginlik duyuyor ve akşamleyin başını yastığa koyduğunda, (Acaba sabahleyin hangi çeşit bir ses kaydı veya görüntü kasetiyle güne uyanacağım?) diye düşünüyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil elbet. Ülkemiz bir an önce bu anormallikten kurtarılmalı. Başbakan Erdoğan dün AK Partinin seçim beyannamesini takdim ederken, "Ses kayıtlarının gündemi esir almasına izin vermeyeceğiz. Bu operasyonların bizim gündemimizi esir almasına izin vermeyeceğiz..." dedi. Ve "Bu ülke topla, tüfekle tankla teslim alınamadı ki, ses kayıtlarıyla alınabilsin..." kaydını düşerek, şöyle meydan okudu: "Hodri meydan, elinizde ne varsa dökün ortaya. İstediğiniz ses kaydını yayınlayın, keser döner sap döner, gün olur hesap döner." Burası çok önemli...
"Evi camdan olan, başkasının penceresine taş atmamalı" derler. Meclis çatısı altında yasa dışı ses kayıtlarını dinletmek, CHP'ye siyaseten ne kazandırır ki? Başbakan, özel konuşmalarının CHP Grubunda dinletilmesine şöyle tepki gösteriyor: "Gündelik konuşmalarımız alçakça kaydedilmiş, her gün servis ediliyor. Suç olduğunu bile bile Mecliste yayınlıyorlar. Ses kayıtlarıyla gelmedik ki!.." Sahi, demokrasilerde hükümetlerin işbaşına gelmesi veya iktidardan düşmesinin adresi seçim sandığı değil midir? Ne var ki, on yıllarca halktan iktidar yetkisi alamayan, en yaşlı parti, bu gerçeği anlamakta ve kabullenmekte çok zorlanıyor... Şurası unutulmamalı ki, siyaseti normal zeminlerden taşırıp anormal ortamlarda yapmak isteyenler, doğacak sonuçtan en fazla zararı görecektir.
Çirkef kasetlerle memleketin siyasi dengelerini değiştirerek, devleti ele geçirmek isteyen paralel örgüt ve işbirlikçilerinin, foyası çok çabuk ortaya çıktı. Erdoğan dün şöyle bir çağrıda bulundu: "Cesaretiniz varsa ortalığa dökülen diğer ses kayıtlarını da yayınlayın. Elindeki medyasıyla milli iradeye saldıran kirli grubun patronunun sözlerini de dinlesinler. Benim ofisimi dinleyen böceği ABD üzerine atma hesaplarını dinlesinler. Azerbaycan üzerinde yapılan kirli hesapları dinlesinler. CHP'nin içindeki kirli pazarlıkları dinlesinler. CHP paralel örgütün şantajlarıyla esaret altına alınmıştır..."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.