Faciadan hangi dersleri çıkaracağız?!

A -
A +

Madencilik sektöründe ve diğer bütün sektörlerde, iş kazalarını önlemek, bu alanda dünya standartlarını yakalamak için, ille de böyle felaketleri mi yaşamalıyız?..
İş güvenliği konusunda ülkemizin hiç de iyi bir sicile sahip olmadığı apaçık ortada... Özellikle madencilik sahasında, Çin'in dahi gerisinde olmamız (Çin'de milyon ton başına 1.5 ölüm vukua gelirken, bizde milyon ton başına 5 ölüm vakası yaşanıyor...), durumun vahametinin en çarpıcı örneği. Soma Faciası özelinde duruma baktığımızda, olayın meydana geldiği saatlerden itibaren devam eden iddialar, tahminler ve uzman görüşleri de, bu genel tabloyu teyit ediyor. Kazanın olduğu maden ocağının işletmecileri, dün basın toplantısı yapıp bazı açıklamalarda bulundular. Ancak onların açıklamaları, kafalardaki soru işaretlerini daha çoğalttı. Ve ne yazık ki, şimdiye kadar ortaya dökülen bilgi kırıntıları, bu facianın bağıra bağıra geldiğini ortaya koymuş bulunuyor...
Peki, şimdi ne olacak? Bu faciadan ne gibi dersler çıkaracağız? Çıkarabilecek miyiz? Benzer felaketlerin tekrarlanmasının önüne hakikaten geçebilecek miyiz? Bakınız bu sahada dünyanın en büyük işletmeci ülkelerinden biri olan Almanya'da, 1940 yılından beri ölümlü kaza sıfır noktasında imiş... Dünyanın en büyük ekonomisine sahip Amerika'da, kömür üretiminde milyon ton başına yaşanan ölüm vakası, yüzde 0,02... Yani on binde iki!  Acaba bizim ülkemiz de, bir gün bu istatistiklere yaklaşabilecek mi? Şayet bu meseleyi ciddiye alırsak, kaybettiğimiz canların hatırasına saygılı olursak, geride kalan dul ve yetimlerin, anaların-babaların gözyaşlarının manasını gerçekten kavrayabilirsek; evet bir gün, biz de bu noktaya gelebiliriz. Aksi halde her felaketten sonra, birkaç gün boyunca böyle hep beraber konuşuruz ve birbirimizi dinlemediğimiz için de, hiçbir şey anlaşılmaz. Lüzumsuz gürültü patırtı içinde, felaketzedelerin feryadını bile duymayız!..
Tekrar soralım: Soma'daki facia hakikaten bize ders olacak mı? Artık adamakıllı biçimde bu meseleye eğilip doğru neticeye bağlayabilecek miyiz? Burada devlet, hükümet, siyaset, medya, işveren, işçi sendikaları, tek tek işçiler ve bütün vatandaşlar olarak hepimize vazife ve sorumluluklar düşüyor. Eğer Soma'daki faciayı yeterince aydınlatabilirsek, bundan sonraki süreci de doğru yönetebiliriz. Soma madeninde gerçekten ne oldu? Başlatılan idari ve adli soruşturmaların gecikmeden, makul süre içinde sonuca ulaşması lazım. Aksi halde hayatını kaybeden üç yüz vatandaşımızın vebali hepimizin boynunda kalır! Mesele bu kadar ciddi ve önemli... Soma konusunda hariçten gazel okuyanların söylediklerine değil, işin uzmanı olan bilirkişilerin tespitlerine itibar edilmeli. Peşinen kimseyi suçlayıp mahkûm etmeden, ama kusuru ve suçu bulunanların da behemehâl hesap vermelerini sağlayacak bir adli süreç işlemelidir. Halkımız bunu şiddetle bekliyor.
Eğer Soma'da ülke olarak başarılı bir imtihan verebilirsek, yer altına gömdüğümüz inanların da ruhu şad olur... Bir de Somalı felaketzede kardeşlerimizin maddi ve manevi yönden yeterince desteklenmesi şart. Devlet ve vatandaşlar olarak, bu gönlü yaralı insanların hiç olmazsa bundan sonra rahat bir yaşam sürdürebilmesi için, gerekli her şeyi yapmalıyız. Son söz: Dileyelim bu felaket son olsun!
***
BAŞSAĞLIĞI
Değerli hemşehrimiz merhum Mevlüt Aslanoğlu'na Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.