Okmeydanı'ndaki fitneyi kim körüklüyor?

A -
A +

1995 Mart'ındaki Gazi Mahallesi olaylarının nasıl çıkarıldığını ve nasıl körüklendiğini hatırlıyor musunuz? Peki, o korkunç fitnenin failleri kimdi?..
Evet, Taksim Gezi Parkı olaylarının üzerinden bir yıl geçti. Ve Gezi provokasyonunun devamı olarak, Okmeydanı'nda tam bir yıldır, belirli aralıklarla sahnelenen anarşi ve terör olayları, giderek tehlikeli bir boyut kazanıyor... Buradaki fitneyi kim veya kimler körüklüyor sahi? İçeriden ve dışarıdan buraya yığınak yapıp olay çıkartan, kamu düzenini fena hâlde tehdit eden mihrakların kimlik bilgileri konusunda, herhalde devletin ilgili birimlerinde yeterli oranda bilgi olmalı... Ve şüphesiz devletin yetkili organları bu bilgiye göre gereğini yapmak durumundadır. Ne var ki, bu fitnenin mahiyeti hakkında, kamuoyuna yeteri kadar malumatın da verilmediğini görüyoruz. Bu yüzden de kamuoyu, medyada çıkan eksik, gedik bilgilerle olayları değerlendirmeye çalışmakta. Bunun sağlıklı bir durum olmadığını özellikle belirtelim.
Acaba Okmeydanı'nda tam olarak neler oluyor? Toplumun bu konuda bilgilendirilmesi zaruridir. Zira bir kısım medya yangına körükle gittiği için, vatandaşın kafası kolayca karışabilir... Cumhuriyet Gazetesi'nin dünkü kışkırtıcı başlığı, bu konuda yaşanan vahameti kati biçimde ortaya koymakta: Ne demek, "Polis kana doymadı?.." Bu başlık nasıl bir zihniyetin ve ne çeşit bir niyetin eseridir? Emniyet Teşkilatına yapılmış olan bu topyekûn ve haksız saldırının, elbette hukuki bir karşılığı olacaktır. Ama ondan önce, Okmeydanı'ndaki fitnenin daha fazla büyümemesi için, gerekli tedbirler acilen alınmalıdır...
1995 yılında, o zaman Gaziosmanpaşa ilçesine bağlı olan Gazi Mahallesi olaylarının nasıl patladığını hatırlıyor musunuz? Hatırlamayanlar için kısa bir özet yapalım: 12 Mart 1995 günü, Alevi vatandaşların yoğun olarak yaşadığı mahallede, aynı anda dört kahvehane ve bir pastaneye, meçhul kişilerce silahlı saldırı düzenlendi. Saldırılarda bir kişi öldü, beşi ağır yirmi beş kişi de yaralandı. Saldırganlar kaçarken gasbettikleri taksinin şoförünü de katletmişlerdi. Alevi vatandaşlar, olaya geç müdahale ettiği gerekçesiyle karakola doğru protesto yürüyüşü yaptı. Çıkan olaylarda bir kişi daha hayatını kaybetti... Ertesi gün (13 Mart) İstanbul'un çeşitli semtlerinden gelip toplanan çok kalabalık bir kitle yürüyüşe geçti, bu arada polis karakoluna ve görevli emniyet güçlerine karşı şiddet hareketleri de artmaya başladı. Çıkan çatışmalarda on küsur kişi hayatını kaybetti. Polis gücü yetersiz kalınca, olay mahalline jandarma kuvvetleri de sevk edildi. Olayların bir türlü önü alınamayınca, Gazi Mahallesi ve başka iki mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak bu defa Ankara Kızılay'da ve İstanbul Ümraniye semtinde olaylar devam etti. Ümraniye'deki olaylarda beş kişi hayatını kaybedince, burada da sokağa çıkma yasağı ilan edildi... Velhasıl İstanbul ve Ankara'da, günlerce çok tehlikeli bir gerilim hüküm sürdü...
Şimdi soru şu: Okmeydanı'nda bir türlü durulmayan olayları, kim/kimler körüklüyor? Hedefleri nedir? Gazi olayları sırasında, Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan şu soruyu sormuştu: Alevi vatandaşlar niçin bu kadar kolay provoke oluyor ve neden bu kadar fazla olayların içinde?.. Aynı soru bugün için de geçerli!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.