Nemçe topraklarında miting...

A -
A +

1683'teki Viyana kuşatması başarı ile neticelenseydi, yani Viyana fethedilebilmiş olsaydı, şüphesiz Avrupa ve Türk tarihi çok farklı yazılacaktı...
Leh (Polonya) Kralı Sobienski'nin başında bulunduğu 120 bin kişilik yardım kuvvetine karşı, Kırım Hanı Giray; Osmanlıya ihanet etmeyip yiğitçe mücadele etseydi, belki de Viyana fethedilecekti ve şüphesiz yepyeni siyasi dengeler oluşacak, tarih çok farklı yazılacaktı... Ama olmadı... Tarihin gördüğü en güçlü ordulardan biri, Viyana önlerinde başarısızlığa uğrayınca, Osmanlı Devleti için de geri sayım başladı. Zira Nemçe'nin (Avusturya) kalbine giremeyen Osmanlı'nın yenilmez olmadığı Avrupalılar tarafından tecrübe edilmiş oldu!..
Evet, bu kısa tarihî girizgâhı sadece Viyana ile olan tarihî geçmişimizi şöyle bir hatırlatmak için yaptık. Artık bambaşka bir dünyada ve bambaşka siyasi iklimlerde yaşıyoruz. Artık mehter marşıyla Avrupa topraklarına akın yapan Osmanlı Ordusu yok... Ama Türkler yine Avrupa'nın her yerinde ve oldukça dikkat çekiyor. Başbakan Erdoğan'ın önceki gün Viyana'da gurbetçi vatandaşlarımızla yaptığı kapalı salon ve açık hava mitingi, daha önce Almanya- Köln'de olduğu gibi, Avrupa'nın bütün merkezlerinde yankılandı. Hem Alman hem Avusturya siyasi makamları, günler öncesinden, medyanın da körüklemesiyle; bu toplantıların yapılmasından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi ve elinden geldiğince bu toplantıları etkileme, yönlendirme ve kontrol etmeye çalıştı... Ama istedikleri sonucu alamadılar. Avusturya'nın 28 yaşındaki Dışişleri Bakanı (İlginç bir figür... Siyaset için üniversite eğitimini yarım bırakmış. Ama peşinde önemli güç merkezlerinin desteği var. İ.K.) Sebastian Kurz, epey sivri laflar etmişti. Ama dün Başbakan Erdoğan'ın kaldığı otele gelerek herhalde bambaşka bir atmosferde bir görüşme yaptı.
Erdoğan'ın dün Avusturya'da, "Bizler Kanuni Sultan Süleyman'ın torunlarıyız. Kanuni'nin, Sultan Dördüncü Mehmed'in, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın kahramanlıklarının şuurunda olan ve bununla iftihar eden bir milletiz..." şeklinde konuşması, üzerinde çok derin analizler yapılması gereken bir noktadır. Bu sözler, Erdoğan'ın liderlik vasfı ve tarih şuurunun da en bariz yansımasıdır şüphesiz... Ve Erdoğan bugünkü Avrupalı siyasetçi ve idarecilerine de önemli mesajlar verdi. Türklerin Avrupa'daki varlığından endişe etmemelerini hatırlattı. Türklerin buradaki mevcudiyetinin bilakis Avrupa için bir büyük şans ve geleceğe dönük çok önemli fırsat olduğuna dikkat çekti. Türkiyesiz bir Avrupa'nın geleceğinin başarılı olma şansı bulunmadığını açık seçik ifade etti. Bakalım bu sözlerin muhatapları nasıl bir sonuç çıkaracaklar!..
Ama şu hususu vurgulayalım: Avusturya makamları Viyanadaki toplantıyı engellemek için elinden geleni yapmışlar. Avrupa Türk Demokratlar Birliği'nin yöneticileri, büyük bir azim ve kararlılıkla bütün engelleri aşmışlar. Öyle ki, toplantının yapıldığı salonun halıflexlerini dahi Almanya'dan getirmek durumunda kalmışlar... Fakat neticede muhteşem bir buluşma oldu. Yirmi binden fazla gurbetçi Erdoğan'ı dinlemeye geldi. Yarısı kapalı salonu, yarısı bitişiğindeki meydanı doldurdu... Coşku muhteşemdi. Hele dışardaki miting bambaşka bir heyecan dalgası idi. Başbakan bu arada bir çiftin nişan yüzüklerini de konuşma platformunda taktı. Binlerce soydaşımızın, ellerinde Türk Bayrağı ile caddelerdeki yürüyüşü, herhalde çoğu Avrupalının görmek istemediği bir manzara idi. Ancak tarihin akışını değiştirmek de mümkün olmuyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.