Cumhuriyetin Değerleri ve İhsanoğlu

A -
A +

AK Parti bugün gösterişli bir törenle adayını ilan edecek. Adayın ismi aslında dünden belli... "Çatı Aday" İhsanoğlu ise, değişik ziyaretlerle dikkat çekiyor!
Ekmeleddin İhsanoğlu dün Anıtkabir'le birlikte, İsmet İnönü'nün mezarını da ziyaret edip, kırmızı beyaz renkli karanfillerden oluşan bir çelenk bıraktı... Diğer taraftan İhsanoğlu'na karşı CHP içindeki ulusalcı kanadın direnişi devam ediyor. Hatta bu kanadın alternatif aday olarak Emine Ülker Tarhan'ı ileriye süren çalışmaları konusunda epeyce spekülasyon yapıldı. Ancak görünen o ki, muhalif kanadın bir kısmı üzerinde etkili olduğu bilinen Deniz Baykal'ın bu sivri çıkışa destek vermemesi sebebiyle, Tarhan'ın adaylığı fiiliyata geçirilemedi. Parti Yönetiminden gelen sert tepkilerin de neticesinde, Ülker Tarhan, adaylığı konusundaki haberlerin kendi bilgisi dışında geliştiğini açıklama ihtiyacı duydu...
Birgül Ayman Güler, Nur Serter ve Emine Ülker Tarhan gibi özellikle kadın vekillerin öncülük ettiği reaksiyonun sebepleri tam olarak ne olabilir? Muhalifler şimdiye kadarki beyanlarında, İhsanoğlu'nun aday gösterilmesinin, CHP'nin değerlerine uygun olmadığını tekrarlıyor. Nedir bu CHP değerleri? CHP'nin asırlık resmî ideoloji ve politikalarına bakılırsa, bunun başında laiklik konusu geliyor... İhsanoğlu'nun şahsına itiraz eden CHP'liler, acaba kendisini ne kadar tanıyor? Bu nokta önemli, zira bizzat Kemal Kılıçdaroğlu, (Kendisini tanıdıkça hakkındaki olumsuz yaklaşımların ortadan kalkacağını) dile getirme ihtiyacı duydu. Bazı CHP'liler, herhalde İhsanoğlu Mısır'da doğduğu ve El Ezher Üniversitesinden mezun olduğu için, kendisini ilahiyatçı zannediyor!.. El Ezher, sadece ilahiyat tedrisatı yapan bir kurum değil. Zaten İhsanoğlu da, lisans eğitimini kimya dalında yapmış... Daha sonra tarih alanına girmiş.
Bir kısım muhalif de, vaktiyle İhsanoğlu'nun babası, CHP'nin katı laikçi politikalarından ötürü Mısır'a kaçmak zorunda kaldığı için, köken itibariyle adaylığına karşı çıkıyor. Görüldüğü üzere yüzeysel muhalefet nedenleri bunlar!.. CHP'li muhalifler, şayet bu yönde bir ilkeli siyasi tutum takınmak istiyorsa, partinin geçmişi ve kimi ilahiyatçılarla olan bağlarını iyi etüt etmeli!.. Mesela 1949 yılında Başbakanlığa getirdikleri Şemsettin Günaltay... Mesela Ankara Müftüsü iken, Atatürk ve İnönü'ye verdiği desteklerden ötürü daha sonra Diyanet İşleri Başkanı yapılan Rıfat Börekçi ve onun yardımcısı ve halefi Ahmet Hamdi Akseki... Şerafettin Yaltkaya, Eyüp Sabri Hayırlıoğlu, Dr. Lütfi Doğan... Bu isimlerin hepsi, 'Diyanet İşleri Reisliği' yapmış kişiler... Yani, CHP'nin yeri geldiğinde din adamlarından nasıl istifade ettiğini, iyice tetkik etmeliler!
Bu arada İhsanoğlu da, din-laiklik meselelerinden kaynaklandığını düşündüğü, bu türden muhalif tavırları izole edebilmek için, ilk günden beri laiklik vurgusu yapıyor. Anıtkabir ziyaretinde de, aynı şeyi yaptı ve "Cumhuriyetin değerlerinin takipçisi ve geliştiricisi olacağını", deftere yazarak kayda geçirdi... Akabinde Milli Şef İsmet İnönü'nün mezarını ziyaret etti. Doğrusu bu ziyaret hayli farklı ve bir o kadar değişik anlamlar taşıyor. Gazetemizin bugünkü haberinde de sorulduğu gibi, acaba İhsanoğlu Başbuğ Türkeş'in kabrine de gidecek mi? Son söz: Gitmesi ve gitmemesi durumlarında, ne gibi reaksiyonlar doğar?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.