Aziz Mahmud Hüdayi dizisinin saati neden çok geç?

A -
A +

TRT1 kanalının, ramazan aylarında güzel bir âdet olarak çıkardığı “Aşkın Yolculuğu” serisi, izleyenler tarafından büyük beğeni topluyor.

 

Bursa Kadılığını bırakarak dergâhta derviş olmayı seçen ve nefsiyle mücadelede büyük mertebelere ulaşan Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin hayatı, ramazan ayı boyunca TRT1 ekranlarında yayınlanacak. Bunu gazetemle ve okuyucularıyla daha önce paylaşmıştım.

 

Nihayet dizinin ramazan ayında ne zaman ve hangi saatlerde yayınlanacağı belli oldu. Dizi ramazan ayı boyunca hafta içinde 23.45’te yayınlanacak. Bu saat gerçekten çok geç. 23.45 herkesin yatma saati. Böyle güzel ve faydalı dizinin bu kadar geç saatte yayınlanması izlenme oranını düşürecektir. Sahur vaktinde yayınlanması bile eminim daha çok izlenmeye sebep olacaktır. Çünkü, sahur için kalkan Müslümanlar, bir yandan sahurunu yaparken bir yandan diziyi izleyebilir.

 

Bana soracak olursanız en uygun saat 22.00... Ramazan ayında, yatsı namazından sonra kılınan teravih namazını da hesaba katarsak 22.00 suları ideal vakit olacaktır. Dizinin tanıtım filminin altındaki yorumlara baktığım zaman da herkesin aynı durumdan mustarip olduğunu müşahede ettim.

 

Ramazan ayında, açlık, susuzluk kadar insanları etkileyen bir husus da uyku problemi. Oruç tutmak için sahura kalkan, sabah da çalışmak için işe giden bir kişinin ister istemez uyku problemi doğabiliyor. Hâl böyle olunca, teravih ile sahur arası uyku için en ideal vakittir. Aziz Mahmud Hüdayi dizisinin de bu saatlerde koyulması, izlenme oranını düşürecektir.

 

Günümüz teknoloji çağı. Televizyonda yayınlanan çoğu dizi/film daha sonra internetten izlenebiliyor. Ben şahsen “Aşkın Yolculuğu Aziz Mahmut Hüdayi” dizisini o şekilde izlemeyi düşünüyorum. Fakat internetle haşır neşir olmayan ya da internet kullanma imkânı bulunmayan kişiler diziyi nasıl izleyecek? Ya uykusuz kalacaklar ya diziyi izlemekten vazgeçecekler ya da tekrarının yayınlanmasını bekleyecekler.

 

Buradan TRT1 yetkililerinden bu dizinin saatinin daha izlenebilir bir saate alınmasını talep ediyorum. Eminim izlenme oranında artış olacaktır...

 

Tüm İslam âleminin mübarek ramazan ayını tebrik ediyorum. Sağlıcakla kalın.

 

     İsmail Aybey-Manisa

 

 

 

 

 

Ucuz et, doğal et, yapay et, şikâyet...

 

 

 

Biz ramazanda ucuz et almak için fiyat sabitlemeye çalışıyoruz ama yapay et çığırtkanları “Et tüketimini 2030’a kadar sıfıra indirmeyi planlıyoruz” diyorlarmış. Yani yıllar evvel anlattığımızda komplo teorisi diyenlerin söylediği mi gerçek oluyor? O tarihe kadar pilot ülkelerde hayvancılığı bitirmeye çalışacaklar mı gerçekten? Zamlar sonucunda ete ulaşım güçleşecek mi? Yem fiyatlarının sürekli artışı üreticiyi bıktıracak mı? İklim krizi safsatasıyla büyükbaş hayvanları telef etmek mi isteyecekler? Sonrasında bilim insanları et yemenin sağlıksız olduğuna halkı ikna etmeye mi çalışacak? Şu anda süt içmenin ne kadar zararlı olduğunu söyleyenler çıkmaya başladı. Eskiden sağlıklı olmak için süt için süt içirin derlerdi. Büyükbaş hayvanlar arasında sürekli salgın çıktığı haberleri okumaya mı başlayacağız? Yoksa yapay ete doğru mu gidiyoruz? Yoksa bunlar birer komplo teorisi mi?!.

 

     Serhat Arvas

 

 

 

 

 

Üreticiden 1 liraya alınıp markette nasıl 40 lira oluyor?

 

 

 

Başkent Ankara’da bulunan iki büyük marketten meyve-sebze fiyatlarını aldım. Arada yüzde 48,6 oranında fark olduğunu çizelge hâlinde de gönderiyorum. Aynı ürünlerin iki bilinen (popüler) markette bu kadar farklı bedellerle satılabiliyor olması ülkedeki piyasa ekonomisinin geldiği hâli göstermesi bakımından manidar değil midir?

 

Ülkemizde 22 milyon aile var. Toplam 86 milyon insan her gün meyve-sebze tüketiyor. Her bireyden günde 10 TL (0,3 dolar) haksız biçimde çalınmış olsa yıllık hırsızlık miktarı 9 milyar 809 milyon dolar olmaktadır.

 

Yani, senede en az 10 milyar dolar halkın cebinden çalınmaktadır. Serbest piyasa ekonomisinin(?) uygulanmaya başlandığı 1980'den bu yana geçen 44 yılda hortumlanan toplam para 440 milyar dolardır. Üreticiden 1-5 TL’ye alınan ürünlerin marketlerde, pazarlarda nasıl olup da 10 ila 40 TL’ye satılabildiği sorgulanmadığı ve soruşturulmadığı sürece bu "soygun" sürecektir! Devletin önce bu fahiş fiyat uygulamalarıyla mücadele etmesi lazımdır.

 

     Ali Özdemir

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.