Motorlu kuryelerin kaldırımları kullanması

A -
A +

“Feridun Ağabey bu konuyu bir iki kez köşenizde yayınladınız. Ne olur bir kere daha gündeme getirin. İnanın artık cadde kenarında yürümek kaldırımda yürümekten daha güvenli hâle geldi. Bir anda yanınızdan yörenizden geçip giden motorlu kuryeler aklımızı başımızdan alıyor. Bir iki defa çarpmamak için zor durdular. 'Oğlum dikkat etsene' dediğimde de 'kusura bakma abla' deyip gidiyorlar. Ne olur bu konuda kim nasıl bir çözüm üretecekse üretsinler” diyen Feriha H. isimli okuyucumuz şikâyetinizde yerden göğe kadar haklısınız. Bu hâli motosiklet terörü diye CİMER’e şikâyet eden okuyucularımız oldu. Motorlu kurye için motorun gidebildiği her yer serbest. Trafikte araçların sağından olur solundan olur aradan olur, olmadı kaldırımdan geçip caddeye olur, cami avlusu olur, kestirme bir yolu bulunuyorsa park içindeki yol olur. Aklı başında motor kullanan değerli kardeşlerimizi tenzih ederek söylüyoruz bunların çoğu delikanlı. Altındaki motor gaz verdin mi uçuyor âdeta... Herhangi bir yaptırım yok, dur diyen yok, kimse de yakalayıp “dikkat etsene sen ne yapıyorsun?" diyemiyor, çünkü gördüğünüzle yanınızdan vın diye geçmesi bir oluyor...

 

İstanbul’un yönetiminde seçmenden oy isterken il ilçe belediye başkan adayları için aslında motorlu kuryelerin kaldırımı kullanmalarına biz çözüm üretmek de vaat konusu olabilir. Konu bu kadar önemli. F.A.

 

 

 

 

 

Kardeşim mevcut işini bir hafta bile bırakamıyor

 

 

 

“Merhaba, kardeşim özel sektörde çalışıyor. Evli ve iki çocuğu var. Ev geçindirmek zorunda olduğu için askerliğini yapmadı ve bakaya durumunda. Çalıştığı iş yerine askerlik şubesi 'bu şahsı işten çıkarın yoksa işveren olarak size yasal işlem uygulayacağız' yazısı göndermişler.

 

Bedelli askerlik yapmak isterse bile bir ay kışla şartı olduğu için işini bırakamıyor. İşverenle anlaşarak şu an sigortasız kaçak çalışıyor çünkü banka hesabına ve arabasına askerlik para cezası için haciz konulmuş durumda. Mevcut işini bir hafta bile bıraksa, iş akışı aksamaması için yerine başkasını alacaklar. Âdeta ölümle sıtma arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılıyor!..

 

Önünde iki seçenek var; İlk seçenek, bedelli. O zaman 28 gün kışlaya gidecek ve işini kaybedecek. Maddi-manevi olarak ailesine bakamayacak veya işini kaybetmemek için sigortasız kaçak çalışmaya mecbur bırakılarak araba ve banka hesapları üzerinde haciz işlemleriyle 'medeni ölü' hâline gelecek.

 

2011 ve 2014'te olduğu gibi para cezalarının silindiği 'Kışlasız Bedelli Askerlik' modeline geçilmesini istiyoruz. Ancak o şekilde sadece bedelli ücretini ödeyerek askerliğini tamamlamış olacak ve işini kaybetmeyecek. Her ay ev kirası ve ailesinin geçim masraflarını karşılaması gerektiği için işini bırakıp bedelli askerlik uygulamasında mecbur tutulan bir ay kışlaya gidemiyor. 'Kışlasız Bedelli' olursa hemen bedelli ücretini ödemeye hazır şekilde bekliyor. Bu konuyu bir kere daha gündeme getirirseniz seviniriz."

 

     Sibel Akkaya

 

 

 

 

 

“Altta kalanın canı çıksın” mantığı geldi

 

 

 

Geçenlerde büyük toz maskesini her zaman takamıyorum diye, bir paket cerrahi maske aldım. Fiyatı 40 liraydı. Ama enteresan değil mi? Bundan 4 yıl önce, Pandeminin ilk zamanlarında, bir paket maskeyi 350 liraya satıyorlardı. Yanlış anlamadınız 350 lira! Yüzde kaç bin farkla! Önü alınamayan bu enflasyonun yarısının sebebi ekonomideki kötü gidiş ise, kalan yarısının sebebi de aç gözlü esnaf değil midir? Pandemi döneminde bir ilk oldu ve milletin dişine kan değdi. “Altta kalanın canı çıksın” mantığını benimsediler. O gün bugündür iki yakamız bir araya gelmiyor.  Maalesef öyle oldu ama kabahat yine bizde sanki. Öyle benimsedik ki bu sonradan uydurma olduğu anlaşılan pandemiyi sanki çocuk eğlencesi gibi gördük. Yok evlere kapanalım da kapanalım, yok sözüm ona tedbirleri arttıralım vs. vs... Devam ettirilebilir bir süreç olmadığını, yarın öbür gün bu ekonomik sıkıntıların fazlasıyla yaşanabileceğini o zaman sizin aracılığınızla da defalarca yazdık çizdik ama kimler anladı bilemiyorum.

 

     "Abdullah"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.