İlk hedef Ukrayna

A -
A +

Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşta iki ülkeye olan mesafesini iyi ayarlamasının meyvelerini topluyor. 2014 yılında iki ülke arasında başlayan anlaşmazlıklar çözülemeyince 24 Şubat 2022'de Rusya, Ukrayna'ya savaş açtı ve dünya altüst oldu. Zaten pandemi etkisi devam ediyordu. Dünyanın hububat ve yağ ambarı olan iki ülke savaşa tutuşunca iş rayından tamamen çıktı. Avrupa ülkeleri ve ABD, Rusya’ya karşı peş peşe ambargo başlattı. Rusya’nın petrolünü almadı, bütün şirketlerini çekti, finans sektörünün ülkedeki faaliyetini durdurdu. Para hareketleri durdu, un karaborsaya düştü, ayçiçek yağına altın muamelesi yapıldı ve bütün gıda fiyatları füze misali fırladı. Bu dönemde bütün ülkeler ya o taraftan ya bu taraftan oldu ama Türkiye, iki taraftan da olmadan, iki ülkeyle mesafesini çok iyi ayarladı. Bu çok önemli siyasi tecrübe gerektiren strateji ile Ukrayna'ya hem gıda hem SİHA verdi. İnsanlar sokaklarda Türk bayraklı ve 'Bayraktar' yazılı tişörtlerle sevinç gösterileri bile yaptı. Rusya'ya ise gıda ve petrol ihracatını artırarak sürdürdü. Yerel paralarla ticaret anlaşması sayesinde Rusya iş ilişkilerini devam ettirebildi. Türk markaları, Rusya’da eskiden büyük hava paraları ve doluluk sebebiyle giremedikleri dev AVM’lere yüzde 50 düşük kira bedelleriyle davet edilmeye başlandı. Ruslar “Yatırıma gelin” diye neredeyse her gün davet gönderir oldu. Savaş devam edip dünya gıda enflasyonuyla kırılırken, yine Türkiye araya girdi, gıda koridoru açıldı, ayçiçek yağının zinciri çözüldü, insanlar ekmeğe, makarnaya ve daha da önemlisi gıda güvenliğine kavuştu...

 

Savaşın en şiddetli şekilde yaşandığı aylarda Erdal Eren, Türkiye Müteahhitler Birliğine (TMB) yeniden başkan seçildiğinde davet etmişti… Bir grup gazeteci arkadaşımla birlikte hedeflerini dinlediğimiz müteahhitler, insanlık suçu sayılabilecek saldırıların yaşandığı günlerde Ukrayna’nın yeniden imarı için düşüncelerini anlatmıştı; “Orada bir savaş yaşanıyor. Biz bunun insani olmadığını düşünüp savaş sonrasına hazırlık yapmazsak geride kalırız” demişti Erdal Bey... Çok haklıydı. Bu stratejiyle devam etti ve Türk iş dünyası şimdi tam da olması gereken yerde.

 

Başkan Erdal Eren başkanlığındaki Türkiye Müteahhitler Birliği, geçtiğimiz günlerde Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın da katıldığı bir zirveye ev sahipliği yaptı. Ukrayna’nın Yeniden İmarından sorumlu bakan da zirvedeydi. Şimdiye kadar ülkede 10 milyar dolar değerindeki 301 projeyi başarıyla gerçekleştiren Türk müteahhitleri için en büyük 12. pazar olan Ukrayna, bu zirve sonrasında daha yukarılara çıkacak gibi görünüyor.

 

Çünkü 2022’deki o toplantıdan sonra Türk müteahhitleri hiç boş durmamış. Ukrayna devlet kuruluşları ve özel sektörle sayısız toplantı gerçekleştirmiş. ‘Ukrayna’nın Yeniden İnşası İçin Türkiye-Ukrayna Karma Görev Gücü’ oluşturulması yönünde girişimlerde bulunmuş. TMB, Türk şirketlere Ukrayna’da kuracağı iş birlikleri için aracı olmuş, ülkenin ihtiyaçlarının belirlendiği çevrimiçi toplantılar düzenlemiş. Baktığımızda görüyoruz ki, sadece müteahhitler değil birçok kuruluş kendi alanıyla ilgili önemli çalışmalar yapmış durumda. İşte bu yüzden 2023 başında, çoğu savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılan Rus ve Ukraynalıların sayısı 200 bini geçmişti. Bu sayı şimdilerde 145 bine gerilemiş. Savaşın başından bu yana mağdur taraf olan Ukrayna’ya birçok insani yardım da gönderildi, ticaret de devam etti. Bakan Bolat’ın verdiği bilgiye göre, hem barışın tesisi hem de dünya ticareti için her aşamada müdahil olan Türkiye, 10 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için daha önce imzalanan mutabakat zaptının uygulama esaslarını da geçtiğimiz hafta düzenlenen zirvede resmileştirdi.

 

Şimdi ise şimdiye kadar sayıları 500 bini geçen hasarlı konutun yeniden yapılması gerekiyor. 500 bin konutun yanı sıra; altyapı sistemleri ve 142 köprü de zarar görmüş durumda. Sadece bunların onarımı 26 milyar dolarlık proje gerektiriyor. Kullanılamaz hâle gelen demir yolları için de 5 milyar dolarlık bir iş var ülkede.

 

Dediğim gibi; Ukrayna sadece müteahhitlerin radarında değil. İhracatçı sektörler de normalleşme adımlarıyla birlikte daha çok ilgilenir olmuşlar ülkeyle. Geçtiğimiz günlerde Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ile iş konseylerinin seçimlerinin tamamlanmasının ardından bir araya geldik. Başkan, iş konseyi seçimlerinde Ukrayna’ya olan ilginin çok açık olduğunu rakamlarla açıkladı. Daha önce 60 üyesi olan Ukrayna İş Konseyi 600 üyeye ulaşmış. Başkanlık için de 2 liste kıyasıya yarışmış ve seçilen ekip ülkede sıkı bir ticari diplomasi yürütmek üzere çoktan çalışmaya başlamış. DEİK’in 151 iş konseyi var. Her birinin olduğu gibi Ukrayna İş Konseyi’nin aldığı görev Türk iş dünyasının, Ukrayna’nın yeniden yapılanmasında mümkün olan en yüksek seviyede pay almasını sağlamak olacak…

 

 

 

 

 

Gaye Hanım’a düşen görev

 

 

 

Hafize Gaye Erkan, ABD’deki çok parlak kariyerinin ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı olarak görevlendirildi. Yeni ekonomi politikasını uygulayan ekipte Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’le birlikte önemli çalışmalara imza attı. Şimşek-Erkan ikilisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte hazırlanan ekonomi programını yurt dışı yatırımcılara anlatmak, yatırımcı akışını hızlandırmak için çok önemli görevleri vardı. Başardılar da… Başardılar ki, 14 Temmuz 2022’de 900 puanı geçen risk primi 311 puana kadar düştü. Daha birlikte yapacakları çok iş vardı ama Gaye Hanım Türkiye gerçeklerinden uzakta yaşamasından olsa gerek; Türkiye’de ‘yıpratma’ siyasetinin nerelere geleceğini tahmin edememiş olmalı. Geçtiğimiz haftalarda Hürriyet’te Ahmet Hakan’a verdiği röportajda söyledikleri, bir Merkez Bankası Başkanı için çok da doğru ifadeler değildi bana göre. Çünkü bankadaki görevinin önüne geçmişti söyledikleri...

 

Ardından bir başka gazetenin ‘siyasi linç’ olarak adlandırılabilecek suçlamaları geldi. Bu iddialar malum. Gaye Hanım’ın babasının Merkez Bankası’nda odası olması, bir çalışanı tokatlaması, deyim yerindeyse "Başkan yokken başkan gibi davranması" ve daha bir sürü şey… Gaye Hanım zaman zaman 25-26 gün ülke dışında oluyordu. 1,5 yaşındaki bebeğiyle doğal olarak ailesi ilgileniyordu ve istifasına da bebeği ve ailesinin zarar görmesini sebep gösterdi. Daha önce de ailesinin iddia edilenler gibi bir pozisyonda olmadığını 2 cümleyle açıkladı ama kendisine şimdi düşen görev, ailesiyle ilgili iddialar hususunda çok ayrıntılı bir açıklama yapmak. Bir önceki TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun bu göreve atandığında yakın akrabalarına gönderdiği mesajla “aile ilişkilerine biraz mesafe” koyduğunu çok yakından bilen biri olarak söylüyorum ki, bu davranış ile MB'de aileye oda tahsisi davranışı arasında büyük fark var. Şimdi biraz da buradan hareketle Gaye Hanım'ın bu ülkeye bir açıklama borcu olduğunu söylemek isterim doğrusu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.