Avrupa, G.Saray'dan sorulur!
Eğer tarih yazmak diye bir şey varsa Galatasaray, Manchester maçında tarih yazdı! Çünkü milli takım bazında gol bile atamadığımız İngilizlere, G.Saray, acılar yaşattı. Bir kez eledi, şimdi de namağlup unvanına son verdi. Bizim Avrupa'da görmeye alıştığımız Galatasaray işte bu Galatasaray. Karabükspor maçındaki Galatasaray ile Manchester karşısındaki Galatasaray arasında dağlar kadar fark var! Manchester United karşısında ne istediğini ve istediğini söke söke almasını bilen bir takım izledik. Bu Manchester'ı, G.Saray 1993 yılında yenmeden elemişti. Ancak bu kez daha keyifli oldu, çünkü bu grupta geleni gideni yenen Manchester, Avrupa'nın iki kupalı şampiyonu karşısında çok aciz durumlara düştü! Galatasaray'ın, bu maçtaki performansına 'iyi' demek hafif kalır. 'Mükemmel' kelimesi bu oyuna 'cuk' oturur! İngiliz takımı nefes almadı desek yeri var! Bu Galatasaray, ligde her takımı Manchester gibi ciddiye alsın, ilk on dakikada maç 3-0 olur! Herkes iyiydi. Ama Amrabat, muhteşemdi. Terim, her zaman olduğu gibi (!) yine gitti gitti de oyundan çıkarmak için en iyisini buldu! Amrabat, Galatasaray'ın, yeni Ribery'si olur ve iki yıl sonra da elden kaçar! Terim, bu oyuncunun kıymetini bilmeli ve gereken önemi göstermelidir. Takım halinde çok iyiydik. Galatasaray'ın en çok eleştirilen yeri defansı ilk kez kusursuz oynadı. Burak, artık Hakan Şükür olma yolunda! Çünkü hava topunda da hakimiyet sağlamaya ve goller atmaya başladı. Geriye, ofsayda çok düşmesi kalıyor. Ben de, "O kadar da olsun' diyorum. Çünkü "kadı kızında" bile bu kadar kusur var! Avrupa zaferi, ligdeki kötü gidişi bir anda unutturdu. Bence Galatasaray, Avrupa'da başarılı olsun, lig ona feda olsun! >> Aydınus ve gazetecilik Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında Fırat Aydınus'un, Caner'e gösterdiği kırmızı kart, linç kampanyasına dönüştü! Fenerbahçe Kulübü çok sağduyulu davranarak, Fırat Aydınus'a sahip çıkma adına kendine yakışır büyüklüğü gösterdi. Bu durumda 'Kraldan çok kralcı' olanlara susmak düşüyor! Aydınus gibi bir hakeme böyle bir hatadan dolayı (bence Aydınus hatalı değil), hakemliği bıraktırmaya bile gidildi. Bunları yapanlar bir kendi durumlarına baksınlar. Bulundukları kanallara nasıl çıktıklarını bir düşünsünler! Futbolun en basit üç kuralını sorsan "Fransız" kalırlar (!) ama atmaya geldi mi mangalda kül bırakmıyorlar. Bir hakemin, kırmızı kart gösterdi diye özel hayatının incelendiğine ilk kez şahit oluyorum. Aydınus'un evine gidiliyor, kapıcısından elektrik, su borcunun olup olmadığı öğrenilmeye çalışılıyor. Diyelim ki borcu var; ne olacak? Akılları sıra, hakemin açığını bulacaklar ve bıraktırmaya kadar gidecekler! Bu mu gazetecilik! Bu olsa olsa rezilliğin ta kendisi! Ama ne yazık ki bu anlayış yüzünden, şerefli mesleğimiz saygınlığını yitiriyor! Aydınus'u dinlediniz mi ki, bu yargılamayı yapıyorsunuz! Kaldı ki sahada söylenen sözler için çelişkili ifadeler var. Bence Fırat Aydınus, yine bu ülkenin en iyi hakemlerinden biridir. Bundan sonra da Türk hakemliği ve Avrupa, Aydınus'tan yararlanmaya devam edecektir. >> Güneş ve Olcan Bir futbolcu maçı çevirir mi? Çevirirmiş demek ki, tıpkı Olcan Adın gibi... Trabzonspor'un, Orduspor karşısında aldığı galibiyet, belki de şampiyonluk yolunda attığı en büyük adım. Bu da, Olcan'ın, ikinci yarıda oyuna girmesi ve oynadığı mükemmel futbolun yanında, attığı ve attırdığı gollerle oldu. Benim her zaman savunduğum bir tez var, o da, bazı futbolcuların vazgeçilmezliği! Türkiye'de, bu tür futbolcuların ilk beşi arasında Olcan bulunuyor. Diğer örnekler, Selçuk, Fernandes... Trabzonspor, Orduspor maçında da ilk yarıda çok zorlandı. Janko, yanlardan gelecek toplar için oynatıldığı halde, bu maça kadar belki de bu tür topları hiç alamamıştı. Orduspor maçında, Olcan, bu oyuncunun kurtarıcısı oldu! Yaptığı mükemmel bir ortayla Janko'yu golle tanıştırdı. Trabzonspor için şimdi daha zor günler başlıyor. Çünkü zirvede kalmak, zirveye ulaşmaktan daha zor. Şenol Güneş işini iyi bilir! Ancak yine de, Güneş'in, Olcan, Emre gibi futbolcularda ısrar etmesi her bakımdan faydalı olur düşüncesindeyim.