Her şey yalan UEFA gerçek!

A -
A +
UEFA'dan Türk Futbol Federasyonu'na tokat gibi cevap!
Eğer Türk futbolu şikeden dolayı bu çıkmazın içine girmişse bunun tek sebebi Futbol Federasyonu'dur. Bunun içindir ki UEFA'nın aldığı bu kararın bütün vebali Yıldırım Demirören ve onun kurullarınındır.
Eğer Demirören, UEFA gibi olaylara vakıf olsaydı Türk Futbolu böyle bir kaosun içine girmeyecekti.
Futbol Federasyonu, oy uğruna gizlediği, görmek istemediği şikeyi, UEFA, bir hafta gibi kısa bir sürede karara bağlayarak Türk futbolunu yönetenlere büyük bir ders verdi!
Bu şike ayıbını hiçbir şey temizlemez! Ancak en azından Yıldırım Demirören'in (şimdiye kadar çoktan istifa etmesi gerekirdi) istifa etmesi yaraya az da olsa merhem olur!
Ama bakıyorum da Demirören oralı bile değil! Hâlâ inadım inat, koltuğuna yapışmış "UEFA'nın kararları bizi bağlamaz" gibi abuk sabuk sözlerle günü geçiştirmeye çalışıyor.
Benim korkum Demirören'den dolayı Türk Milli Takımı da Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi yara almasın!
UEFA'da yapılan savunma stratejisi baştan aşağı yanlıştı!
Düşünebiliyor musunuz; 6 gol yediği rakibini savunan bir kaleci, "100 bin doları kumarda kazandım" diyen bir futbolcu! Sen bunlarla savunma yapmaya gidiyorsun. Buna, savunmadan çok ihanet demek bence daha yerinde olur!
Kimseyi kandıramazdık; nitekim de öyle oldu, kandırılan kendimiz olduk!
Sonuçta bu acı fatura, camialara ve Türk futboluna çıktı.
Acı ama gerçek; Türk futbolu, bu işle yakından uzaktan ilgisi olmayanlar tarafından bugünlere gelmiştir.
Ne yazık ki, bu kara leke, her zaman ve her yerde, Türk futbolunun karşısına büyük bir engel olarak çıkacak!

Hacıosmanoğlu ve Tolga
 Trabzonspor'da Tolga olayı iki taraf açısından çok önemli!
Beşiktaş'la, uzun zamandır ismi anılan ve Türkiye'nin en iyi kalecilerinden biri olan Tolga'nın gitmek istemesi kadar normal bir şey olamaz!
Tolga'nın annesinin İstanbul'da bulunması, daha önemlisi ise hasta olması, bu transferi zorunlu kılıyor!
Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu'nun bazı çıkışlarına anlam veremiyorum! Tıpkı Tolga olayında olduğu gibi... Bir oyuncu yüzünden yarım asra varan dostluklar bir anda silinip atılamaz! Kaldı ki Hacıosmanoğlu geldiği günden beri Trabzonspor adına çok güzel işler yaptı. Bunların başında, hiç bir başkanın cesaret edemeyeceği, bir ilke imza attı ve pilot takımın teknik direktörünü, yaklaşık 30 sendir şampiyonluk görmeyen bir takımın başına getirdi.
Tolga olayında ise aynı Hacıosmanoğlu'nu tanımakta zorlanıyorum (!) ezeli ve ebedi dostluğu bir kalemde silip atmaya çalışıyor!
Tolga'nın, bu yıl Trabzonspor'da kalması, hem Trabzonspor hem de Tolga adına huzursuzluklara neden olur. Tolga ile Beşiktaş daha sezon bitmeden anlaşmış el sıkışmış (!) bunu eski yönetim ve dolayısıyla bu yönetim de çok iyi biliyor olması gerekir!
Transferde bir gerçek var; bir futbolcuyu, mukavelesi olsa dahi zorla oynatamazsın!
Kaldı ki Trabzonspor Tolga'yı, Fenerbahçe'ye değil Beşiktaş'a veriyor!..


Sel gitti kum kaldı !
Geleceğin Messi'leri Ronaldo'ları, bir rüzgâr gibi geldi geçti!
U20 Dünya Kupası'nda izlediğimiz yıldızlarla futbola doyduk!
UEFA, bu kadar ilginin az olacağını bilseydi, bu şampiyonayı Türkiye'ye verip vermemekte tereddüt ederdi! Ancak şu bir gerçek ki UEFA, bundan sonra bu tür organizasyonları verip vermeme konusunda, kılı kırk yaracak!
Milli takımımızın dışında bence bütün takımlar bu şampiyonada başarılı olmuştur. Milli Takım başarısızdır, çünkü kendi ülkesinde böyle bir büyük kupada daha çeyrek finale gelmeden elenmiştir.
Şampiyona, futbol, mücadele, heyecan, bakımından mükemmeldi.
U20 Dünya Kupası'nın en iyi futbolunu Fransa oynadı ve bunun sonunda da haklı olarak kupayı kazandı. Şampiyonanın sempatik takımı Gana, sürprizi Irak, hayal kırıklığı ise İspanya oldu.
Kupanın en ilginç notu, şampiyon Fransa'nın tek yenilgisini, hayal kırıklığına neden olan İspanya'dan almış olmasıydı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.