Şenol Güneş zor durumda!

A -
A +

Trabzonspor, bütün heyecanını kaybetmiş! Şenol Güneş ayrı, yönetim ise ayrı telden çalıyor! Güneş, futbol dışı olaylarından dolayı futbola gerektiği kadar konsantre olamıyor! Maç saatleri, hakemler, bütün yük, Şenol Güneş'in omuzlarında! Oysa ki, bunlar yönetimin yapması gereken işler. Başkan, şampiyonluk kupasından sonra, şimdi de Fenerbahçeliliği ile gündemi değiştirmeye çalışıyor! Yönetimin yaptığı en güzel şey, televizyon ve gazetelerde boy göstermek! Güneş, elindeki bütün kozları sahaya sürüyor ama değişen bir şey yok! Olcan, Yasin, Giray, Serkan ve Halil'in, bu denli düşüş yaşamalarına akıl sır erdiremiyorum. Bu futbolcularla bir takım şampiyonluğa oynar dersin ama Trabzonspor'da yaptıkları ortada... Şenol Güneş'in sıkıntılı olduğu bir gerçek! Bana öyle geliyor ki, "gönderseler de gitsem" der gibi ifadeleri var yüzünde! Trabzonspor'un en suçsuzu, cefakâr ve vefakar taraftarları. Sonuna kadar takımlarının arkasındalar. Ancak bunun da bir sonu olduğu gerçeğini unutmamak gerek! Trabzonspor için en büyük tehlike, taraftarın tribünden kaçması olur ki, işte bunun telafisi mümkün olmaz. >>> Derbinin galibi Özkahya! Özellikle derbi maçlarından sonra kullanılan bir söz vardır; "dostluk kazandı." Son derbide, bunu yaşadık ve sahada dostluk kazandı! Son yılların en vukuatsız, futbol açısından çok iyi olmasa bile heyecanı yüksek bir karşılaşma oldu. Bir taraf kazandı, ancak kazanan doğrudan doğruya ebedi ve ezeli dostluk oldu. Sonradan verilen karşılıklı beyanatlar, bunu açık olarak gösterdi. Galatasaray taraftarlarını kutlamak gerekir. Rakip takım ve kulüp aleyhinde kötü söz sarf etmediği gibi futbolcuları bırakın taciz etmeyi alkışla sahadan uğurladı. Derbide, beni en çok hakem Halis Özkahya etkiledi. Bundan sonra bu tür maçlar için Fırat Aydınus, Cüneyt Çakır'la birlikte artık üçüncü bir hakem Halis Özkahyamız da var. On üzerinden on Özkahya; anasının ak sütü gibi helal olsun! Yerinde tespitleri, oyunculara olan saygısı, yardımcılarıyla büyük uyum içinde olması, en büyük artılarıydı. Kısaca son yılların böyle kritik bir derbisinde en mükemmel yönetimine şahit olduk. Eğer bir hakem maçın önüne geçti deniliyorsa, bu, Halis Özkahya için sonuna kadar geçerlidir! Gelelim maça; her iki takım oyuncuları da çok iyi niyetliydi. 90 da dakika boyunca Fenerbahçe'de, gözlerim hep bir Alex aradı! Ama ne Meireles, ne Topal ne de Baroni, Alex'in hayalini bile sahaya yansıtamadı! Galatasaray'da ise Selçuk, oynadığı futbol, attığı muhteşem golle maça damgasını vururdu. Maçın kırılma anı bence Meireles'in oyundan atılmasıydı. Eğer Portekizli oyuncu kırmızı kart görmeseydi, son dakikalar G.Saray için bu kadar kolay geçmezdi. Meireles'in oyundan atılışından sonra yaptığı hareketler çok çirkindi. Yılın bu son derbisi, futbolundan çok fair- play hareketleriyle, hafızalarda yerini koruyacak. >>> Kiğılı ve Yıldırım Fenerbahçe yöneticilerinin birbirlerinden haberi yok! Çok saygı duyduğum ve Türk futboluna büyük katkısı olduğuna inandığımı başkan yardımcısı Abdullah Kiğılı, derbiden sonra verdiği beyanatta, 33 hafta oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray maçında, Galatasaraylı taraftarları Kadıköy'de görmek istediklerini söyledi. Aradan bir gün geçti, bu kez uzun zamandır sesi çıkmayan başkan Aziz Yıldırım'dan açıklama geldi: "Rövanş maçında, Şükrü Saracoğlu'na hiç bir G.Saraylı taraftar giremez." Bu söylemler gösteriyor ki, F.Bahçeli yöneticilerin bir kısmı, G.Saray sendromunu hala kafasından atamamış! Bu durumda iki takım taraftarları bir arada maç izlemeleri, "Barut ve ateşin" yan yana olmasından bir farkı kalmıyor! Bunu Fenerbahçe'nin başkanı Aziz Yıldırım söylüyor! Bence haklı da söylüyor! Çünkü zorla güzellik olmaz! Bu kin, nefret, hatta kan davasına varan rekabet bu düşünceler hâkim oldukça, centilmenlik hiç bir zaman gerçekleşemez ve gerçekleşmeyecek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.