Tek suçlu Güneş mi?

A -
A +

Trabzonspor'da kötü gidişin faturası Şenol Güneş'e kesildi! Oysa ki Güneş kadar yönetim de suçludur! Çünkü Trabzonspor, sahada olduğu gibi dışarda da iyi yönetilmediği gerçeği ortada! Türkiye'de böyle kötü gidişlerde nedense hep teknik direktörler gider! Siz hiç yönetimlerin veya başkanların gittiğini duydunuz mu? Hep suçlu olan teknik direktörlerdir! Onlar giderse her şey düzelecektir! Trabzonspor'da da bu böyle oldu. Sanki bütün suçlu Güneş'miş gibi, yönetim yerinde ama harcanan dünya üçüncüsü bir teknik adam... Eldeki imkânlar çerçevesinde olaya bakıldığı zaman, Şenol Güneş'e başarısız oldu demek için insafsız olmak lazım! Oysa ki Trabzonspor'un iyi yönetilmediği gerçeği ortada! Çünkü yönetim, verilmeyen şampiyonluk kupasınla ugraştığı kadar takımın transferleriyle de uğraşmış olsaydı bugünlere, en azından bu durumlara düşülmezdi. Şenol Güneş yaptığı işlerde hep yalnız kaldı. Şenol Güneş'in ayrılırken verdiği mesaj, Trabzonspor'un bulunduğu yerin en güzel göstergesidir. Güneş'in belki başarısızlığı tartışılır ancak dünya üçüncüsü bir teknik direktör ve aynı zamanda Türkiye'nin gurur kaynağı olduğu tartışılmaz. >> Tolga Özkalfa gerçeği! G.Saray-Beşiktaş derbisinde oynanan futboldan çok Melo'nun Oğuzhan'a tükürmesi ve kırmızı kart görmesi konuşuldu. Ancak benim ilgimi çeken hakem Tolga Özkalfa'nın verdiği rapor! Özkalfa raporunda, düdüğünü elinden düşürdüğü için olayı görmediğini ve yardımcısının uyarısıyla Melo'ya kırmızı kart gösterdiğini yazmış. Aslında Özkalfa yere eğildiği halde Melo'nun hareketini çok iyi gördüğünü ama Halis Özkahya gibi yalancı (!) duruma düşmemek adına böyle bir rapor yazdığını düşünüyorum. Özkalfa ayrıca böyle davranmakta da yerden göğe kadar haklı! Özkalfa'nın bu tutumu Futbol Federasyonu'na bir göndermedir! Çünkü Halis Özkahya olayında MHK Başkanı Zekerya Alp'in dışında hiç kimse hakeminin yanında olmadı. Alp, Özkahya'ya sahip çıktığı gibi şimdi Özkalfa'yı da Melo olayında destekleyecektir. Bu hakemlerle lig bitmesine biter de bu Futbol Federasyonu ile biteceğini kimse garanti edemez! >> Federasyon köşeye sıkıştı! Futbol Federasyonu'nun şike ile ilgili olarak verdiği karardan dolayı başı ağrıyor! 5-6 Şubat tarihleri arasında İstanbul'da, Futbol Federasyonu, FİFA ve İnterpol işbirliği ile düzenlenecek Çalıştay programından önce Futbol Federasyonu zor anlar yaşıyor! Çünkü İnterpol, bu Çalıştay'da, 3 Temmuz, yani şike sürecinin konuşulmasını istiyor. Federasyon ise Fenerbahçe ve Trabzonspor başkanlarının katılacağını düşünerek yeniden bir kaosun oluşmaması adına şikenin gündeme getirilmesini istemiyor. Anlayacağınız Futbol Federasyonu'nun 3 Temmuz sürecinde kurduğu tuzak bu olayda çok açık olarak görülüyor! Federasyon, şike kararında ceza mahkemelerini beklemiş olsaydı şimdi bu durumu yaşamayacaktı. Futbol Federasyonu'nun şike konusunda vermiş olduğu karar, Bağdat'tan dönmüş oldu! Çalıştay'ın son gününde, Manisa'da Çek Cumhuriyeti'yle bir milli maç oynayacağız. Aynı gün hem Çalıştay hem maç, belliki Futbol Federasyonu yine günleri karıştırmış, daha doğrusu takvimden haberi yok! >> Durum çok vahim! Şiddet aldı başına gidiyor. Buna çare bulmak yerine, hâlâ laf üretiyoruz! Tribün şiddeti şimdi de futbolculara yansıdı! Basına yansıyan bir olayı okurken gözlerime inanamadım. Kocaelispor'un iki kalecisinden biri diğerini bıçaklamış! Demek ki şiddet futbolculara da bulaştı! Eğer bu iş, futbolcuların birbirini bıçaklanmasına kadar geldiyse çok geç kalınmış demektir! Fernandes'in Gökhan Süzen'e kafa atması ise açıkça yabancıların işi azıttığını gösteriyor. Fernandes'in yaptığı affedilmez. Attığı kafa ise bence Gökhan'a değil Beşiktaş'adır! Ama şunu söyleyeyim, o kafa, Fernandes'in, Türkiye'deki biletinin kesilmesine neden olmuştur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.