Trabzonspor'da birlik zamanı

A -
A +

Trabzonspor için Antalyaspor maçı yeni ve beyaz sayfa olmak zorunda! Zorunda diyorum çünkü kalan 8 karşılaşma Trabzonspor için bıçak sırtında geçmeye namzet. 8 maçın sahadaki mücadelesi kadar saha dışında da mücadelesi büyük önem taşıyor. 

Bu arada hazırlık maçı için İrlanda'ya yapılan seyahat tam bir fiyasko. Yönetimin bir kez daha sınıfta kaldığının göstergesi!
Trabzonspor'da herkesTolunay Kafkas'a yardımcı olmalı. Bu arada taraftara da çok büyük görev düşüyor. Son viraja girilirken Trabzonspor'un en büyük silahı 12. adam. Her ne olursa olsun tam destek vermelidir. Kafkas'ın yapacağı bir tek şey var, eldeki kadroda en formda olan oyuncuları sahaya sürmek. Bu saatten sonra Kafkas, eline sihirli değnek alıp bu takımı düzeltemez! Eldeki kadroya inanmaktan başka yapacağı bir şey yok!  Artık iyi futboldan çok skor önemli. Bunun için de futbolcular, skora konsantre olmalı.
Trabzonspor büyük camia. Büyük camialarda böyle zor durumlar birlik beraberlik içinde aşılır. Trabzonspor, bunu yapacak güce sahip. 


Kamplar, seyahatler sonuç sıfır!
Dünyada böyle bir kampın eşi benzeri yok! Milli takımın Andorra maçı için Barcelona'da yaptığı 5 günlük kamp tam bir skandal! Andorra ile oynayacaksın ama İspanya'da kamp yapıyorsun! Böyle bolluk ancak bizim Futbol Federasyonu'nda görülür! Eğer bu kamp Andorra'da olsaydı, değil iki- üç uçak, futbolcuları bile götürmekte zorlanırdık! 
Balık yalnız baştan değil her taraftan kokmuş! Hakemler aylardır paralarını alamıyor ama Futbol Federasyonu iki- üç uçakla Barcelona'da kamp yapıyor. Andorra için  bırakın kampı, Abdullah Avcı, yardımcıları, malzemeci, doktordan oluşan bir takımla sahaya çıksak yine yenerdik!
Esas ben, bu maçın primini çok merak ediyorum! Malum, bizimkiler profesyonel (!), onsuz yapamazlar! 
Gelelim Macaristan maçına... Tam anlamıyla fiyasko!.. Bir milli takımın taç atışından gol yediğini görmemiştim; bunu da görmüş oldum! 
Ezdik diye söylenen maçta aslında 90 dakika sanki oyunun bütün inisiyatifi bizde imiş gibi görünmesine rağmen Macarlar yedikleri gole kadar oyunu istedikleri gibi götürdü. Golü yedikten sonra biraz kalemizi düşündüler ve golü buldular. Macarlar'a galibiyet gerekseydi bunu da alırlardı!
Biz ise kendimizi tatmin ettik! Rakibe üstünlük sağlamakla üç puan alınmıyor. Futbolun nüvesi gol, biz bunu beceremiyoruz.
Abdullah Avcı, hem kendini hem milli takımı bitirdi! İlk maçtaki hatalarını yazdım ve söyledim; eğer iki uzun santrforla oynuyorsan, kanattan gelecek toplar çok önemli. Bu topları da Olcan ve Sercan getirir. Sercan ilk maçta kötüydü ama Olcan'a şans verilmeliydi. Semih golde belki hatalıydı, aslında hatadan çok şansızdı. Şimdi bu yenilgiyi Semih'e yıkmak insafsızlık olur. Eğer iyi takımsan bir yiyorsan iki atacaksın, işte o zaman iyi takım olursun.
Macaristan karşısında en çok Onur, Arda ve Burak'ı beğendim. Burak,Türk futbolunun son yıllarda yetiştirdiği daha doğrusu kendisini yetiştiren en iyi golcülerden biri.
Avcı'nın Macaristan maçından önce yaptığı en doğru şey, kalede Onur'u oynatmasıydı.

Sporda bir numarayız
TSYD'nin her yıl düzünlediği spor ödülleri yarışmasında Hüsamettin Acar ve Emin Batırel ödüllere ambargo koydu! Acar, röportaj dalında birincilik, yorumda ikincilik, Emin Batırel ise sayfa düzeninde (mizanpajda) üçüncülük alarak Türkiye Gazetesi'nin sporda bir numara olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu arada Hüsamettin Acar, Avrasya Maratonu'ndaki yazısıyla da ikincilik ödülüne layık görüldü. İki arkadaşımı canı gönülden kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.