Varsa yoksa artık kupa

A -
A +

 Trabzonspor, geç açıldı ama tam açıldı. Orduspor galibiyetinden sonra Eskişehirspor galibiyeti, Trabzonspor'a rahat bir nefes aldırdı. Bundan sonra Trabzonspor için varsa yoksa Türkiye Ziraat Kupası...

Akhisar Belediyespor yenilgisinden sonra Trabzonspor'un, son altı maç için beyaz sayfa açacağını düşünmüştüm; nitekim Orduspor, arkasından Eskişehir galibiyetleri, bu düşüncelerimin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. 
Trabzonspor'u, sezon başından beri belki de ilk defa bu kadar istekli gördüm. Özellikle isminden basa basa söz ettiğim ve neden oynatılmadığına anlam veremediğim Adrian, yine kurtarıcı görevini üstlendi. Bu arada Olcan da, Adrian gibi Trabzonspor'un vazgeçilmezi olduğunu, sergilediği futbolla ispatladı. Onur için artık söyleyecek bir kelime bulamıyorum. 
Şimdi gözler Türkiye Kupası'nda oynanacak Sivas maçında. Bence ligde rahatlayanTrabzonspor'un kupayı almaması için hiçbir neden kalmadı!.. 

Burak ligin üstünde!..
Türkiye'de futbol tat vermiyor. Kalite her geçen gün daha düşüyor. Milli Takım'ın hali ortada. Bütün bunlara rağmen bir de ligde Burak gerçeği var. Oynadığı futbol ve attığı birbirinden güzel gollerle, lige renk katıyor. Bana göre Burak Yılmaz, ligin üstünde bir oyuncu. Attıkları gollerle hem Milli Takım'ı hem de G.Saray'ı sırtlayıp götürüyor. 
Burak, kendisini o kadar iyi yetiştirdi ki, bu liglerde bir eşi benzeri yok. Burak Yılmaz, kayboluyor derken Trabzonspor ve Şenol Güneş'le yeniden doğdu. Ancak Fatih Terim tarafından bazı eksikleri de giderilerek dört dörtlük oldu. 
G.Saray gibi bir takımda, hem de geldiği ilk yılda 19 gol atmak her babayiğidin harcı olmasa gerek. Bunun yanında Süper Lig'de kariyerinde 90 gole ulaşması, Burak için çok büyük bir onur ve gururdur. 
Burak'ın golcülüğünü hatta futbolculuğunu eleştirenler, acaba şimdi söylediklerini nasıl yalayıp yutuyor (!) düşünmek bile istemiyorum!..

Ekran provokatörleri!..
Gazetecilik, yorumculuk kimlerin eline kaldı!..
Spor programlarını izlerken doğrusu güleyim mi ağlayayım mı karar veremiyorum. 
Geçmişler ekranın başına, sözüm ona yorumculuk yapıyorlar. Yorumculuktan çok bunun adına provokatörlük denir!.. Bir kelimesi bile o hafta oynanan maçlarla ilgili değil. Varsa yoksa çamur at izi kalsın. Hakem hocası da, eski futbolcu da hepsi aynı yolun yolcusu!..  
G.Saray-Real Madrid maçının şike olduğunu söyleyecek kadar gözü kara!.. G.Saray-Real Madrid maçında, ilk yarıda Real, ikinci yarıda G.Saray kazanacakmış, bunu bahis şirketleri istemiş. Vay anasına; peki, 13 yıl önce oynanan G.Saray-Real Madrid maçı da mı şikeydi? Çünkü o maçta da ilk yarıyı Real Madrid 2-0 önde kapamış, G.Saray, ikinci yarıda üç gol atarak maçı kazanmıştı. 
Benim anlayamadığım bir G.Saraylı yönetici çıkıp da, "Yahu senin söylediğini kulağın duyuyor mu?" diyemiyor. Belki de kaale almıyorlar!..
Hakemin evini basan, 16 yaşında çocuğu hedef gösteren, cacık yapan, futbolcunun maskesini takan ama neden taktığını dahi bilmeyen, Türkiye'ye gelmeyeceğini iddia ettiği futbolcunun gelmesinden sonra, 360 derece dönüş yaparak söylediklerini yutan ve en nihayet kıyafetleriyle hilkat garibesini andıranlarla doldu ekranlar!.. 
Bunlar, herhalde gerçek mesleklerinde de başarılı olamamışlar. Aralarında, doktorlar, kasaplar, kabzımallar ne ararsan var; ama gazeteci yok!..
Bence böylelerine dur demenin zamanı çoktan geldi, hatta geçti bile!.. Benim bütün ümidim bir 3 Temmuz olayının yeniden tezahür etmesi; yoksa bunları hizaya getirecek bir başka bir merci yok!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.