Yangın yeri hep buralar sayende!

Galatasaray’da hücum üretkenliği konusunda kısırlık yaşandığı artık yadsınamaz bir gerçek. Bu durum dün akşam iyice ayyuka çıktı. Hatayspor’un kalecisi Erce’nin ikramı olmasa tabelada Galatasaray karşısında koca bir “sıfır” yazacaktı. Geride kalan 12 haftada 7 farklı oyuncuyla 22 gol attı sarı kırmızılı takım. Asli görevleri gol atmak olmadığı için Davinson ile Abdülkerim’in birer golünü çıkın, geriye 5 oyuncu kalıyor. Bu 22 golün 10’unu (üçü penaltıdan) İcardi attı. Yani, bütün yük Arjantinlinin sırtında. İğneyle oynadığı söylenen İcardi de, haftalardır düşük pil uyarısı veren telefon misali sahada bir şeyler yapmaya çalışıyor.  

Alternatif çözüm şart

Hâl böyle iken birilerinin çıkıp çözüm üretmesi gerekmiyor muydu? Bakambu ya da Halil Dervişoğlu bu süreçte değerlendirilemez miydi? Hücum organizasyonları çeşitlendirilemez miydi? Okan Buruk, bundan sonraki dönem için bu sorulara cevap bulmalı… Bayern maçından 9 isim sahadaydı. Sadece Kaan ve Angelino dinlendirildi. Kaan’ın oynamaması anlaşılabilir çünkü Hatayspor alan daraltarak, kontratak kovalayan bir yapıyla sahadaydı. Angelino’nun oynatılmaması muhtemelen 20 maç süreli zorunlu satın alma opsiyonunun gerçekleşmemesi içindi. Yoksa Kazımcan’ın dün akşamki görüntüsüne sabredilmesinin başka bir sebebi olamazdı. 

Demirel dersini çalışmış 

İlk yarı biterken Kazımcan 13 top kaybıyla oynarken onu 12 ile Ziyech takip ediyordu. Okan Hoca da bu durumu kenardan takip etmekle yetiniyordu. Ziyech bu kadar etkisizken Tete’nin 83’te oyuna alınması gafletten başka bir şey değildi. Üretkenlik konusunda kriz yaşayan Galatasaray’ın en büyük zaafı ise savunma arkasına atılan koşular. Çünkü önde şiddetli baskı yapınca arkada çok boş alan kalıyor. Hakkını teslim edelim Volkan Demirel de dersini iyi çalışmış. Lamkel Ze ve Rivas’ın savunma arkasına attığı koşular, sarı kırmızılı takıma bu sezon ilk şokunu yaşattı. Bu mağlubiyetten çıkarılması gereken dersler çok, çözüm üretilmezse sıkıntı daha da büyüyebilir.