OGS'ye itiraz var

A -
A +

Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile otoyol gişelerinden durmadan geçişi sağlayarak trafik akışını hızlandırmayı amaçlayan Otomatik Geçiş Sistemi yaygınlaşırken, sisteme itirazlar da artıyor. Karayolları Genel Müdürlüğü, köprülerde OGS bantlarını geliştiriyor. Karayolları'na bağlı İstanbul 17. Bölge Müdürlüğü kontrolündeki İstanbul Boğaz ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde manuel geçiş (nakit ödemeyle) şeritleri azaltılırken OGS şeritleri artırılıyor. Akıllı Kart geliyor Konu ile ilgili olarak geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada otoyol ve köprülerdeki geçişin hızlandırılması için OGS sisteminin yaygınlaştırılacağı açıklandı. Boğaziçi Köprüsü'ndeki 14 ve 15 no'lu manuel geçiş turnikeleri kapatılarak OGS kullanımı için hazırlık aşamasına getirildi. OGS'nin yanısıra Akıllı Kart Sistemi'nin (AKM) uygulanması için de Boğaziçi Köprüsü'nde yapılan çalışmada son safhaya gelindi. AKM'nin yakında kullanıma açılacağı bildirildi. Fire çok verim yok Boğaziçi Köprüsü gişe memurları ile geçen hafta sonu konuyu değerlendirdik. Köprülere 16 yılını vermiş olan Rıdvan Bey "Bize çok Avrupalı mühendis geldi. Japonya'dan, Amerika'dan geldiler. İnsanlar burada sistemin çalışmasını bilmek istiyor. Ama hepsi OGS'yi gördüğünde 'Siz hâlâ bu sistemi mi kullanıyorsunuz? Bu, dünyada çoktan terk edildi. Bu sistemde fire çok, verim yok' diyorlar. Biz de farkındayız" diyor. Kendilerinin de işin içinde olduğunu, manuel sistemde en fazla firenin toplam tahsilatın yüzde 1 ya da 2'sine karşılık geldiğini belirten gişe memurları, OGS'de ödemeden kaçan, plakasını bilerek kapatanlar yüzünden yüzde 40'a yakın fire olduğunu, bu sistemin kesinlikle kullanılmaması gerektiğini dile getiriyorlar. Peki çözüm ne? Gişe memurları ve de Rıdvan Bey bahsettiği ziyaretçilerin açıklamalarından çözümü de öğrenmiş. Çözüm şu: Araç alım satım işlemi yapılırken her araca bir sistem yerleştirilecek ve şifre verilecek. Bu şifreler otomasyon sistemi ile takip edilecek. Gişe kullanımı ile borçlanan araçların yıllık vergi matrahlarına bu ücretler yansıtılacak ve tahsilat orada yapılacak. Olayın teknik boyutu teknik elemanların işi... Bence Rıdvan Bey haklı gibi. Çünkü Türkiye 1-2 yıla kadar otoyol ağı ile örülmüş olacak. Araçlar artacak, buraları kullananlar artacak. Böyle bir tedbiri şimdiden geliştirmek fevkalade fayda verecek. Bilindiği gibi OGS'lerde bir sistem kartı kullanılıyor. OGS geçiş turnikelerindeki bariyerler kapatılmıyor. Bu da kaçak kullanımı kolaylaştırıyor. Gişe memurları sıkıntılı Boğaziçi ve FSM. köprülerinde toplam 135 memur görev yapıyor. Her gişe memuru günde en fazla 4 saat çalışmak durumunda ve ortalama 6 milyar TL tahsilat yapıyor. Oysa sık sık tıkanan trafik, bayram günleri gibi zamanlarda mesai uzuyor. Bir memur 8 saat ve daha fazla çalışabiliyor. Hem de fazla çalışmanın karşılığı olan ücreti almadan. Çalışanlar statülerinden de rahatsızlar. "Biz memur değil işçiyiz. Para işi ile uğraşıyoruz. Yırtık, bozuk, eksik ve sahte para ile döviz verenler oluyor. Bunları tesbit edinceye kadar araç çoktan gitmiş oluyor. Bu tür görev ziyanları maaşımızdan tahsil ediliyor" diyen gişe memurları, OGS'nin yaygınlaştırılmasından değil, devlete zarar getirmesinden rahatsızlar. Köprüler boya istiyor Boğaziçi Köprüsü'nün iki yakasındaki taşıyıcı sütunlar kirlenmiş, kararmış. Boğaz'da gündüz ve gece bir silüet gibi görünüyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün sütunları daha beyazımsı, daha parlak ve canlı görünümde. Ama her iki köprünün de dış boya görmesi gerekli. Köprüler bizim sembolümüz. Köprüler İstanbul'un gerdanlığı. Bunların fonksiyonu sadece iki kıta arasındaki araç geçişini sağlamak değil. Bunların fonksiyonu Türkiye'nin şanlı tarihini, medeniyetini, kültürünü ve her şeyden önce turizmini en iyi şekilde yansıtmak. Köprüler bir ülkenin medeni seviyesinin önemli göstergeleridir. Sadece boya değil, desenli, modelli modern bir tarz da kazandırılabilir köprülerimize... Bizim köprümüz daha stratejik... Amerikalılar San Francisco'daki ünlü Golden Gate'leri için 50 yıla yakın planlama yapmışlar. Zaman zaman proje, zaman zaman da finans sıkıntısı yaşamışlar. Tasarımını mimar Joseph B. Strauss'un yaptığı köprüyü 28 Mayıs 1937'de hizmete açmışlar. Dünyanın ilk ünlü asma köprülerinden Golden Gate için Amerikalılar halen propaganda üstüne propaganda yapıyor ve San Francisco-Maria Counties arasında, bin 280 metre uzunluğunda olan bu eserden milyonlarca dolar turizm geliri sağlıyorlar. Bizim köprülerimiz Amerikalılar'ın Golden Gate ve George Washington, Avustralyalılar'ın Sydney Harbour, Japonlar'ın Akashi Kaikyo, Danimarkalılar'ın Great Belt, İngilizler'in Humber, Hong Konglular'ın Tsing Ma ve İsviçreliler'in Hoga Kusten'ından daha fonksiyonel, daha meşhur ve daha stratejik... MAKDERESİ Makderesi Refahiye-Kemah arasındaki vadinin bölgedeki adı. İki ilçe de Erzincan'a bağlı. Refahiye bundan 30 sene önce 4 bin 500 nüfusa sahipti. Kemah o tarihlerde ve daha evvelinde 30 bine yaklaşan nüfusu ile Erzincan'ın en kalabalık ilçesi idi. Bu iki ilçe arasındaki yol stabilize, anayoldan ayrılan bazı köy yolları ise asfalttı. Bu durum belki Türkiye tarihindeki ilklerdendir. Bizim esas konumuz Kemah ve nüfusu. Kemah, muhteşem kalesi, yerleşim alanının ilginçliği, demiryolu bağlantısı, türbeleri ve hele hele coşku ile çağlayan Fırat'ın kolu Karasu ile gerçekten görmeğe değer beldelerimizden. Eskilerde buharlı motorlarla çalışan, çuff! çuff! sesler çıkararak içindeki gazı tahliye eden ve özellikle fiiyyyyuuuu!! fiyyyyuuuu yanık tiz düdük sesi ile dağı taşı inleten trenlerle yaşardı Kemahlı. Kemahlı o tarihlerde sevinçli, coşkulu, bereketli bir ömür sürer, bu devranın böyle sürüp gideceğini sanırdı. Taa ki karayolu gelişinceye, Kemah'ı Kemah yapan tren istasyonunun yolcusu üç-beş kişiye düşünceye kadar. Şimdi bir şans yakaladı Kemahlı. Sadece Kemahlı değil. O civarda yaşayan bütün insanlar.. Bu şanslardan ilki Demiryolu taşımacılığını yeniden ihya edip ülkeyi köşe bucak birbirine bağlamaya çalışan çalışkan bir iktidar var. İkincisi, Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım Erzincanlı. Kemah'ı Refahiye'yi... Memleketindeki insanların yolunu-yolcusunu, acısını-çilesini bilen bir insan. Dahası, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman Hem Refahiye'ye hem Kemah'a eşit uzaklıktaki bir yerleşim yerinin mensubu. O da oraları, oralıların dertlerini, sevinçlerini hayatını iliğine kadar bilen bir insan. Kemah şimdilerde 3-5 bin nüfusa düşmüş. Esnaf azalmış. Çocuk sesleri hele kışları duyulmaz olmuş. Tünelden çıkınca Kemah Kalesi'nin sinesini titreten, o düdük sesleri de çıkmıyor. Arasıra geçen tren dot dot yapıyor vesselam. Eğer, Kemah treni eski yolcusunu bulursa Kemah 3-5 bin nüfustan belki yine 20 binli sayılara ulaşır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.