-İnsanlarla empati kurmaya çalışırken gelen aydınlanma; ‘İnsanları kafanda aklamaya çalışma. Belki de dümdüz kötü biridir…’ İç burkan bir farkındalık be ya…

-Ne olur bana ısrar etmeyin bir şey istemiyorsan ısrar edince daha çok istemem!

-Kadınların iki kova suyla yaptığı tüm temizliği, sadece bir ıslak mendille yapabilen canlıya erkek denir.

-Günde en az üç kere gülüyorum; ikisi sinirden biri kendi hâlime…

-İkinci katı sürmeye gerek bırakmayan rimeller ve bir şeyi ikinci kez

tekrarlamayan kişiler sizi seviyorum…

-Yaş ilerledikçe durgun bir kabulleniş yükleniyor bünyeye; gelene gidene ‘olur öyle’ deyip kahveni içiyorsun.

-Başına ne gelirse gelsin gece kremini sürenler, seviliyorsunuz…

-Her adımına dikkat etmen gerekiyorsa oraya ait değilsindir.

-Mevsim geçişlerinde alerjiden yamulanlar dernek kursun…

-Artık herkesten her şeyi bekliyorum; o öyle yapmaz falan değil on katını yapar, otttuz katını yapar; sıfır güven…

-Aklındaki kombin aklındaki gibi olmayınca gideceği yere geç kalanlar, buradasınız biliyorum…

-Sen derdini anlatırken hemen araya girip kendi derdini sıkıştıran gıcık kişi, çekil şuradan!!!

-Bu elit misafir çocuklarını hiç sevmiyorum, gelmiş “satranç oynayalım” diyor, yauvv gel bilgisayara otur ite kaktıra kaldırayım. Döngüyü ne bozuyorsun?!

-Aynaya da bakmazsak güzellik göreceğimiz yok!

-Hayatımızda bir elek olsa da şöyle güzelce bir elesek, düşenler düşse kalanları kucaklasak di mi?

-Bir kadına “kaç yaşındasın?” diye sorulmaz, “kaç yıldır dünyayı güzelleştiriyorsunuz?” diye sorulur, öğrenin bunları!..

-Eğer bir fare, kediye gülüyorsa yakınlarda bir delik var demektir.

-Ayıp olmasın diye katlandığımız her şeyde aslında kendimize ayıp ediyoruz; hatırlatayım dedim…

Ninem diyor ki; Tebessüm, burnunun altında bulacağın mutluluktur.