Biraz da muhalefeti denetleyelim!..

31 Mart mahalli seçim sonuçları sadece iktidar değil muhalefet tarafından da sürpriz olarak değerlendirildi. Sonuçlarda, AK Partinin genel seçim sonuçlarına sırtını vererek süreci yönetmede gösterdiği gevşeklik, 7 milyon olduğu tahmin edilen AK Parti seçmeninin sandığa gitmemesi, CHP seçmeninin ise yönetimindeki çoğu belediyelerde bıraktığı enkaza rağmen sadakatini sürdürmesi öne çıkıyor…

 

Muhalefet bu sonuçları 2028 seçimleri için sermaye olarak hanesine yazarken AK Parti bu sonucun arkasındaki sebepleri arıyor.

 

“Sistemin gücünü, en zayıf halkası belirler” ilkesinden hareketle zayıf halkalar olarak emeklilerin refah payının daralması, genç seçmenin kazanılmasındaki ihmaller, muhalefetin iktidar envanterindeki küskün adayları hanesine yazdırması gibi çok sayıda etken sayılıyor.

 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin TBMM Grup toplantısında değişim için genel bir çerçeve çiziyor: “Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirerek daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Şunu herkes görsün ve bilsin, biz bitti demeden hiçbir şey bitmez!..”

 

Anlaşılan o ki; AK Partide merkezden taşradaki teşkilatlara kadar uzanan güçlü bir operasyon olması bekleniyor. Ancak değişimin “öznesi ve yönü” ile ilgili olarak net bir yol haritası henüz açıklanmış değil.

 

“AK Parti için değişim ne anlama geliyor?..” diye seçmene sorduğumuzda seçmenin basit ve anlaşılır bir yol haritası var:

 

“AK Parti hangi ihtiyaçtan dolayı vücut bulup milletten kabul gördüğünü ve geldiği yeri hatırlamalıdır.”

 

Sahada ise “AK Partide değişimi” farklı olarak algılayanlar, “Osman Kavala ve Gezicilerin yıllarca hapis yatacak olmasının Türkiye’ye ne yararı var? AK Parti’ye ne fayda sağlıyor?..” diyerek farklı adres işaret edenler de var.

 

CHP’ye benzemenin farklı bir dili…

 

31 Mart 2024 mahallî seçim sonuçları CHP’nin kazancı değil AK Partinin kaybıdır. Bu sonuçlar CHP’nin yapacaklarının değil AK Partinin yapmadıklarının ya da yapamadıklarının karşılığıdır.

 

AK Partinin kuruluş ayarları, liberal ekonomik değerleri benimseyen, içine kapanmayan ve dış dünyaya daha çok açılan, değerleri dayatmayan ama kendi içinde muhafazakâr çizgisini sürdüren bir yaklaşımı ifade eden “Muhafazakâr Demokrasidir”

 

Bir diğer üzerinde durulması gereken belirleyici ise “genç oylarının nerede durduğu…” Günümüz toplumu, saldırıya açık, bağışıklığı zayıflamış bir bünye gibi. Olumsuzluklar hemen vücudu işgal edebiliyor.

 

Özellikle medya araçları üzerinden gelen saldırılara karşı insanların manevi ihtiyaçlarına cevap verebilecek, bu sorumluluğu üstlenecek kurumlar ve gönül insanları sanki buharlaştı. Onları toplumda görünür kılmak iktidarın sorumluluğudur...

 

AK Parti kendi içinde değişim operasyonlarını sürdüre dursun seçmen için yeni bir denetleme alanı ve sorumluluk önüne çıktı. O da muhalefetin sorumlu olduğu daha geniş bir alanda söylemleri ile icraatları arasındaki tutarsızlığı denetleme fırsatıdır.

 

Madem “geçmiş geçmişte kaldı, bugüne bakalım” diyerek geçmişte kalmış icraat dönemlerini referans olarak kabul etmiyor o zaman bugünü yaşayarak biraz da yakından baksın…