CHP’yi nasıl bilirsiniz?..

A -
A +

Dünya ve Türkiye değişirken değişmemekte direnen CHP yeni dönemde de farklı değil. “İstanbul’da hayatı kolaylaştırmak adına ne vadediyorsunuz?..” Sorusuna vereceği cevabı yok. Ama hizmet edenleri engelleyen “Takoz Parti” kimliğini korumakta ısrarlı.  

 

Murat Kurum'un "İstanbul'da 650 bin Konut Projesi" için “Asla yapılamayacak, asla olamayacak ve olmaması gereken proje” diyen Ekrem İmamoğlu, DEM Parti ittifakı ile İstanbul’un geleceğine de sınır çiziyor.

 

Halka hizmet yerine “Halkı ıslah” alışkanlığını sürdüren CHP “Kent Uzlaşısı” adıyla İstanbul’un 20’den fazla ilçesinde iş birliğine giden DEM Parti’nin İstanbul ve Adana’da adaylarını CHP lehine geri çekmesi gündemde.

 

CHP “al gülüm-ver gülüm” diyerek DEM Parti’yle olan iş birliğini seçmene sevimli göstermenin hesabını yaparken Kandil’den baskı yiyen(!) DEM Parti ise CHP üzerinden güç devşirme hesabında.

 

DEM Partili Altan Tan, CHP ve DEM Parti arasındaki ittifakı; "…ne pahasına olursa olsun belli bir karşılık almadan Erdoğan'ı zayıflatmak ondan sonrasını çok fazla hesap etmemek ve CHP'yi veya İstanbul özelinde İmamoğlu'nu desteklemek” olarak tanımlarken, DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, “İttifakta bize kazandırmak değil, gerekirse kaybettirmek üzerine bir strateji var" ifadelerini kullanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i sert bir dille eleştirdi.

 

“CHP Genel Başkanı çok doğru söylüyor. Evet size kaybettireceğiz. Allah aşkına siz kimsiniz ya? Siz efendi biz köle miyiz?” diyen Sakık’ın CHP’ye yüklenmesi inandırıcı görünmüyor.

 

Bu “Kayıkçı kavgası” CHP ile DEM Parti arasında sıkışan seçmene bir koridor açma gayretidir.

 

Kamuoyu araştırmalarında CHP ve DEM Parti arasında ilan edilen “Kent Uzlaşısı İttifakını doğru buluyor musunuz?” sorusuna “Hayır” diyen yüzde 76’lık seçmen kitlesi “İttifakı perdeleme hikâyesini” yutacak görünmüyor.

 

Sonuçları itibarı ile “buraya kadar... artık yeter!..” diyen CHP seçmeninin parti içi sorgulamaya dâhil olacağı bir seçime çok az süre kaldı.

 

Sirkeci-Kazlıçeşme ve Yeninesil Ulaşım Projesi açılış törenindeki konuşmasında geride kalan İmamoğlu dönemi için “İhmalkârlıklarıyla, umursamazlıklarıyla İstanbul’un bitkisel hayata girmesine sebep oldular” değerlendirmesini yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;

 

CHP’nin durduğu yeri “İstiyorlar ki önce belediye yönetimlerini ele geçirsinler ardından ülkeyi yeniden huzursuzluğa, istikrarsızlığa, kaosa sürükleyip merkezî yönetime göz dikmek” olarak tanımlıyor...

 

İktidar, “çöp ve çamura teslim olmuş şehirleri kurtarma” iddiasıyla seçmene giderken “anketlerde yerel seçimlerde bizi en çok zorlayacak dediği 65 yaş üstü emekli seçmen talebini karşılayacak” sosyal projelerin öncelikle hayata geçirilmesi hesabında.

 

Yerel seçimleri “merkezî yönetime sıçramak için bir koridor” olarak gören muhalefetin zaten “çer-çöp temizleme” diye bir derdi yoktur. Eğitim sistemi ve kişi kültü CHP’yi ayakta tutuyor görünse de geçmişte CHP iktidarı ile yüzleşen ileri yaştaki seçmenin “CHP’yi nasıl bilirsiniz?” sorusuna cevap verebilecek yeterli tecrübesi var.

 

Seçime giderken yerel-genel hesabı yapmadan, seçmen tercihini AK Parti-MHP birlikteliğine yönlendiren sebep toplumda oluşan güvenlik endişesi olarak okunuyor. Ama tercihleri sonuca önemli ölçüde etki edecek genç seçmen kitlesinin daha farklı söylemlere ihtiyacı var. 

 

CHP’nin İstanbul merkezli büyük şehirlerde kaybederek hasarlı çıkması durumunda Kılıçdaroğlu’nun partinin başına dönmek için harekete geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. Sonuç ne olur zaman gösterecek ama aktörler değişse de CHP’de senaryo değişmiyor.

 

Tek parti zihniyeti içinde demokratik bir aktör olma rolüne devam edecek…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.