Çözüm süreci 'Kemik Yolu' mu?…

A -
A +
Kolima Yolu, Rusya'nın uzak köşesi Uzak Doğu ucunda Yakutsk'dan başlayıp Asya'nın karadan ulaşılabilen en kuzeydoğu ucunda Pasifik Okyanusu kıyısındaki Magadan'da son bulan bir yoldur. Ekim devriminden sonra hem kaynak arayan hem rejim muhaliflerini susturmak isteyen Moskova, bölgedeki altın yataklarını araştırmak, bulmak ve işletmek için bir yol açılmasına karar verir.
Çarlık Rusyası'nda da uygulanan "Çalışma kampları" uygulamasına geçilir. Bu maksatla 650'yi aşkın çalışma kampı kurulur ve ülkenin her yanında her kesimden tutuklamalar başlar. 27 Haziran 1929 tarihinde Polit Büro tarafından yürürlüğe giren bu sistemin adı  "Gulag"dır. 
Yüz binlerce mahkûm zor şartlarda çalıştırılmaya başlanır.
Önce adi suçlardan mahkûm olanların doldurduğu kamplar kısa zaman sonra rejime karşı çıktığı veya vatan haini olduğu iddia olunan bilim adamları, sanatçılar, bürokratlar ve askerlerle doldurulur.
Salgın hastalıklar, açlık, adi suçlulardan oluşan gardiyanların ve amele çavuşlarının yıllarca süren eziyetleri milyonlarca mahkûmun madenlerde ve yol inşaatlarında ölümüne sebep olur.
1951 yılında tamamlanan Kolima Yolu, uğruna ölen milyonlarca kişi hatırasına  "Kemik Yolu-Road of Bones" olarak adlandırılır.
Stalin 1953 yılında ölümü ve Gulag Kamplarındaki şartların iyileşmesi ile politik suçlular ve düşünce suçluları salınarak evlerine dönmelerine müsaade edilir.
Ancak ne var ki aradan geçen yıllar ne dönecek ev, ne aile, ne de dönmek için para bırakmıştır...
Uzun yıllar sadece silaha ve zora dayalı uygulamalar ile çözülmeye çalışılan Kürt sorunu 'Kemik Yolu'na döndü. Şimdi, çözüm süreci denilen farklı bir yaklaşım ile sorunu çözmeye çalışıyoruz.
Umumi efkârın herkesi söylediğinin aksine söylemek ve onunla yaşamak yiğitlik ister.
Bir şey seni rahatsız ediyor ve onu hayatından çıkarmak istiyorsan etrafını kuşat, duvarları ör. Kendilerini sürekli savunmak zorunda kalan kapalı bir dünyanın içinde kıvrılıp kalsın. Bir gün şartlar değişip duvarda gedik açılsa bile dönecekleri ne evleri, ne fikirleri kalmamalı. Kendilerini her şeye yabancı, uzak bir gezegende bulsunlar. Çözüm süreci karşısında, etrafındaki duvarlar arasında sıkışıp kalan PKK'nın düştüğü durum budur.
Etrafları ve kafaları duvarlarla örülmüş, barışı dinamitlemek için kurgulanmış bir örgütle barışı konuşmak doğru adres mi? 
Kürt sorununun kamuoyu ile paylaşılmayan tarafı kalmadı. Kürt halkı ve aydınları artık çözümden yana tavrını koymalıdır. AK Parti ile aşılmaya çalışılan bu duvardan düşürülen tuğlaları tekrar yerine koyarak devleti psikolojik harp günlerine dönmeye zorlayan, PKK'yı sadece etrafına duvar örerek yok ettiğinde meseleyi kökten halledeceğine inananlara karşı verilen mücadelede Çözümden taraf olmak, kendi geleceğine taraf olmaktır.
Çözüm Süreci'ne taraf olma sorumluluğu, öncelikle duvarın öbür tarafında kaldığını sürekli söyleyen Kürt aydınına ve Kürt siyasetçisine, Kürt halkına düşer.
Kürtler bunu artık fark etmeli. Konuşmak için lazım olan arkadaki siyasi güç değil yürekteki vicdandır.
PKK'nın kendisini onaylamayan Kürt aydın ve siyasetçilerini devletle iş birliği yapmakla suçlayarak yürüttüğü tehdit ve itibarsızlaştırma kampanyalarına rağmen, önündeki kapıyı kapatan, kendilerini küçümseyen, alan daraltan eylemlerine rağmen ellerini taşın altına koymalıdırlar.
Gulag Takımadaları'na dönen bölgede Türkiye'nin dışında yurt aramak hayaldir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.