Gazze’de buharlaşan insanlıktır!..

A -
A +

Suç dosyasına her gün bir yenisini ekleyen İsrail’in Gazze saldırılarında hedefteki insanları yakıcı olmaktan öte eriten etkiye sahip füzeler kullandığı ortaya çıktı.

 

Filistinli Doktor Muhammed Hadi’nin dün gazetemizde “ABD ve İsrail Gazze halkını kobay olarak kullanıyor. Bu eriten bombalarla âdeta buharlaşan 5 binden fazla kişi geride iz bırakmadan toprağa karıştılar” açıklaması yer aldı.

 

Gazze’de bunlar yaşanırken tüm insanlığın katliamlara karşı giderek yükselen “insani durumun tamamen çökmemesi(!) için Güvenlik Konseyinin derhâl harekete geçmesi” çağrısı İsrail’i rahatsız etmiş.

 

İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen sınır tanımaz bir yüzsüzlükle “BM Genel Sekreteri Guterres’in görev döneminin dünya barışı için tehdit olduğunu” savunuyor.

 

İnsanlığa karşı işlenen soykırım ve saldırı suçlarına bakan, uluslararası sözleşmeyle kurulmuş, bağımsız bir mahkeme olan uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de yaklaşık 9 yıl başsavcılık yapan Luis M. Ocampo Gazze’de süren insan kıyımı için “Açık olan bir şey varsa Gazze kuşatması suçlarla işlenmiş bir soykırım ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu açık bir soykırımdır. İnsanların ölmesine gerek yok İsrail’in Gazze kuşatması bile başlı başına soykırımdır” açıklamasını yaptı.

 

Aynı günlerde UCM’nin yeni Başsavcısı Kerim Han’ın Gazze tarafını ziyaret ederek soykırımı yerinde görmesi gerekirken, mahkemeyi bile tanımayan İsrail’e giderek yanında yer almasının vicdanlarda karşılığı yoktur.

 

İsrail, katliamlarına müdahil olması gereken kuruluşlara parmak sallayarak tehdit etme cesaretini nereden alıyor?

 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi Katliamı yapanların iznine mi tabi?

 

Cinayetler karşısında sükût etmek tasdik ve kabul anlamına gelir. Görmezden gelerek katliamcılara verilen destek için BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği New York Ofisi eski Direktörü Craig Mokhiber, "Tüm bu suçlar işlenirken, İsrail'in eylemlerini kolaylaştırmak için imkânlar sağlandığını görüyoruz. Bu yasal olarak suç ortaklığıdır ve ABD de sorumludur" dedi.

 

Kasap Netanyahu’nun açıkça tahrif edilmiş Tevrat metinlerine vurgu yaparak Yahudi yayılmacılık hayallerinin sahadaki uygulamasına Batı ülkelerinden hiçbir tepki gelmemesi şaşırtıcı değildir.

 

Bu teslimiyet ve Gazze’de yaşananlar temelleri çok eskiye dayanan suç ortaklığının bugün sahada açık olarak ilan edilmesidir.

 

Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam İş birliği Teşkilatı (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı'ndaki konuşmasında “Gazze'yi işgalci İsrail'e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Filistinli kardeşlerimiz için değil, aynı zamanda kendi güvenliğimiz, toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bugün Gazze'yi işgal edenlerin yarın Arz-ı Mev'ud hezeyanıyla başka yerlere göz dikeceğini çok iyi biliyoruz” ifadesi fesat planının güncellendiğini ifade etmektedir...

 

Birleşmiş Milletleri bu zulüm teşkilatının kurucusu olmakla suçlayan Felix Schwartzenborn “1955’ten sonra dünya diktatörlüğü” adlı makalesinde “İnsanlık bugün daha önce görülmemiş bir tehdidin altında yaşamaktadır. İsrail’in hedeflediği Dünya Hükûmeti’nin bugün -Birleşmiş Milletler teşkilatı- diye bildiğimiz kuruluşun olması mümkündür” demekte(*).

 

Bugün Filistin’de yaşananlar ile bu fesat planı çok daha görünür ve tartışılır olmuştur.

 

BM'nin Filistin'deki cinayetlere karşı çıkmayışını teşkilattan istifa ederek protesto eden BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği New York Ofisi eski Direktörü Craig Mokhiber, “Gazze’de tüm bu suçlar işlenirken, İsrail'in eylemlerini kolaylaştırmak için ABD'nin finansman, silah, istihbarat ve diplomatik kılıf sağladığını görüyoruz. Bu yasal olarak suç ortaklığıdır ve ABD de sorumludur. Evet, bu nedenlerden ötürü Batı da bunun içindedir” diyerek Felix Schwartzenborn’un sözlerini doğrulamaktadır.

 

Tüm dünyanın vicdanı bu yükü daha ne kadar taşıyabilir?..

 

.....

 

(*) Louis MARSCHALKKO-The World Conquerors

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.