Kamera, kürsüye meydan okuyor!..

A -
A +

Netanyahu Hükûmeti ve takipçileri yol ayrımında.

 

Almanya Cumhurbaşkanı Frank W. Steinmeier, Katar'a ziyareti sırasında havalimanına indiğinde kendisini karşılamaya gelen kimse olmayınca, uçakta yarım saat bir yetkilinin gelmesini beklemiş.

 

7 Ekim’den bu yana ABD ve birçok Batılı ülkenin desteğiyle Gazze'de okul, hastane, sivil yerleşim mekânlarını vurarak doğrudan kadın, çocuk tüm sivilleri hedef alan İsrail’in “Gazze topraklarına tamamen çökme” planı zeminini kaybetti.

 

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü vahşete tüm sansür, tehdit ve yasaklamalara rağmen dünyanın dört bir yanından yükselen tepkilere dayanamayan ABD ve İngiltere de makas değiştiriyor.

 

Kamera, kürsüye meydan okuyor!..

 

İsrail’e bin füzeden daha fazla hasar veren bu değişim Filistin halkının işgal karşısındaki direnci ve Hamas’ın yayınladığı “rehine teslim” görüntülerinin dünyanın vicdanındaki karşılığıdır. 

 

ABD Başkanı Biden, “İsraillilerin ve Filistinlilerin eşit ölçüde özgürlük ve onurla yan yana yaşayabilecekleri iki devletli çözümü sürdürme kararlılığımızı yenilememiz gerekiyor” sözleriyle gelecek için masumiyet karinesi oluşturmaya çalışıyor.

 

Eski Birleşik Krallık Başbakanı David Cameron, İsrail’e ziyaretinde Başbakan Netanyahu ile gelecek hakkında konuşmak için geldiğini belirterek, “Filistin halkının uzun vadeli güvenlik, emniyet ve istikrarı olmadıkça bölgede barış olmaz. Filistinlilerin barış ve istikrar içinde yaşadığı bir tablo çizmelisiniz. Bu çatışma bittikten sonra Gazze’de ne olacağını ve nasıl istikrar sağlanacağını düşünmek zorundasınız. Orası nasıl güvenli olacak? Nasıl yönetilecek? Bu elbette zor. Ancak denemek zorundasınız aksi hâlde İsrail asla güvende olmaz” demişti.

 

Ancak yakın gelecekte “ortada kalmak” korkusu ile giderek sertleşen “Ne kadar sivil öldürsek kârdır” diyerek ateşkes biter bitmez Gazze’ye tekrar saldıracaklarını açıkça söyleyen Netanyahu kendi ateşini büyütüyor.

 

Bundan sonraki mücadele, İsrail aleyhine köpüren öfke, düzenlenen protestolar, ‘Özgür Filistin’ pankartları taşıyanlar ile Netanyahu arasında olacak.

 

Batı Kudüs’teki resmî konutunun önüne kadar sarkan protestoları “medya kışkırtmaları” olarak basitleyen Netanyahu’nun telaşa düşerek Elon Musk’ı bloke edip yayınlarını sınırlama hamlesi boşa gayret.

 

İsrailli rehine Daniel’in El-Aksa Tugaylarına yazdığı “İçinde bulunduğunuz zor duruma ve Gazze'de uğradığınız ağır kayıplara rağmen gösterdiğiniz nazik davranışı hatırlayacağım…” cümlesiyle başlayan mektup ve rehine takasındaki görüntüleri dünyayı tutuşturdu. 

 

En ücra köşedeki insanlara kadar milyonlara ulaşan mektubun, her fırsatta “Netanyahu’ya sonsuz bağlılığını” ilan eden ABD Başkanı Joe Biden’ın verdiği destekten çok daha güçlü bir yıkıcı etkisi oldu.

 

Daniel mektubunda; "Son birkaç haftadır bana eşlik eden generallerle yarın yollarımız ayrılacak gibi görünüyor ama size kızım Emilia’ya gösterdiğiniz olağanüstü insaniyet için tüm kalbimle teşekkür ediyorum.

 

Siz onun ebeveyni gibiydiniz… Hepinizin sadece arkadaş değil, aynı zamanda gerçek, iyi kalpli sevilen kişiler olduğunuz hissini kabul ediyor. Sonsuza dek minnettarlığın esiri olacağım çünkü o buradan kalıcı bir psikolojik travmayla ayrılmadı.

 

Hepinize sağlık ve esenlikler diliyorum. Size ve ailenize sağlık ve sevgilerimle. Çok teşekkür ederim. Danielle ve Emilia” diyor.

 

Danielle’nin mektubu, İsrail lobisi, ABD ve Batı başkentlerinin hükümranlığını çöpe attı.

 

Bundan sonra ne küresel medya ve sosyal medya ağları ne de Elon Musk operasyonu artık Netanyahu’yu kurtaramaz…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.