Eskilere bir dediğimiz yok. Eskihisar eski hisardır, Eskişehir eski şehir. Ama “yeni” adı taşıyanlar hakikaten yeni mi?
Taaa İsa Bey İshakoviç tarafından kurulan Yenipazar’ın (1459- Novipazar) nesi yeni Allah aşkına? Adından başka.
New York, New Jersey, New Zelland, New Hampshire, New Caledonia…
Bunlar ne kadar yeni olabilir ki? Kaç nesil geçmiş arada!
Gelin şu mevzuyu tırmalayalım, bakalım neler çıkacak karşımıza?
III. Mehmed’in annesi Safiye Sultan İstanbul’a cami yaptırmaya niyetlenince sorar. Acaba nerede ihtiyaç var? İstişarelerde Bahçekapı öne çıkar. Çıfıt Kapısı (Bahçekapı) civarında oturanların mülklerini değerinden alır. Hasköy’de yer gösterir, iskânlarını sağlarlar.
Mimar Davut Ağa muazzam bir temel atar (1598), uçları kurşun kuşaklı kazıklar çakar, zeminden çıkan sularla boğuşur âdeta. Taşları taa Rodos’tan getirtir, masraftan kaçınmaz.
Ancak altı ay sonra veba salgınında... İnna lillah!
Yerine Su Yolu Nazırı Dalgıç Ahmed Ağa tayin edilir. İnşaat birinci pencere hizasına kadar yükselmiştir ki III. Mehmed vefat eder bu defa. Peşinden Safiye Sultan yürür dârü’l-bekaya.
Cami sahipsiz kalır. Yahudiler tekrar semte döner, kırık dökük barakalarla şantiyeyi kuşatırlar. Nitekim işgalci evlerinden birinde çıkan yangın (1660) semti küle çevirir âdeta.
Valide Turhan Hatice Sultan da cami için arsa bakmaktadır o sıra. Köprülü Mehmed Paşa, Eminönü’ndeki caminin tamamlanmasını tavsiye eder, temeli de hazırdır zira.
Mimarbaşı Meremetçi Mustafa Ağa sittinsene sonra yeniden başlar, üstten bir sıra taş söktürür aşınanları ayıklar. Ve bir cuma günü devlet erkânının hazır bulunduğu merasimle açılır (1665), adı “Adliye Camii” konsa da eskisini bildiklerinden olacak halk “Yeni Cami” der ona.
Yıl 1524-Amerika. Fransız donanmasına takılan İtalyan kâşif Giovanni Verrazzano “Nouvelle Angoulême” ismini münasip bulur üç beş kulübeden müteşekkil mezraya. Bilahare kürk ticareti ile hareketlenir ve adı “Nieuw Amsterdam”a çıkar. Ardından Manhattan adasını satın alırlar (1626). Ne kadar? Bin dolar. Yani üç beş tüfek, iki sandık fişek ve birkaç fıçı ateş suyuna.
Derken havali İngilizlerin eline geçer (1664) ve York Dükü’ne ithafen “New York” adıyla anılmaya başlar. Hatta İki yıl kadar ABD’ye başkentlik yapar.
New Yorklu az olsun benden olsun demez, kapıyı göçmenlere açar. Çinliler, İtalyanlar, İspanyollar, Afrikalılar, Araplar, Jamaikalılar şehre renk katar.
Yıl 1881. Çar II. Aleksandr suikastine karışan Yahudiler Rusya’dan ABD’ye kaçar, New York’u mekân tutarlar. Şehir artan nüfusu ile megakent olur ve Londra’yı geçer sonunda (1920’ler).
ABD I. ve II. Cihan Harplerine girse de burnu kanamadan çıkar. Çünkü Avrupa’ya uzaktır, Berlin ve Londra gibi bombardıman yaşamaz. New York bilahare finans, pazarlama, turizm ve reklam gibi dumansız sektörlerle öne çıkar, dünyaya yön vermeye başlar.
Amerikalı Avrupalı gibi değildir, düz düşünür, perde arkasına bakmaz. Küçük Bush New York’un sembollerinden ikiz kuleleri yaktırıp yıktırtarak Afganistan’a dalar ve hesapsız kan döker işgal yıllarında. (bk. Fahrenayt 9-15 Michael Moore)
Hudson ve Dalawere nehri kıyıları MÖ 6. binden beri Lenape kabilesinin yurdudur. Flemenk ve İsveçliler teklifsizce gelir, yerleşir, adını New Jersey koyarlar.
Bu arada West Indian Co. kolonicilerin yerleştikleri toprakları satın alır güya, tabii komik fiyatlara.
Gelgelelim Albay Richard Nicolls, bölgeyi kuruş vermeden ilhak eder (1664), el koyar İngiltere adına.
Britanya’da iç savaşın yaşandığı günlerde New Jersey taca tahta sadık kalır ve Kral’a sığınma hakkı tanır.
Kral James de Hudson ve Delaware Nehri arasındaki arazileri Sir George Carteret ve Stratton Lordu Berkeley’e bağışlar.
Bakın aynı New Jersey, Bağımsızlık Savaşı’nda General Washington’un emrine girecek “İngilizlere karşı” savaşacak ve “Amerikan devrimi’nin askerî başkenti” olacaktır hatta.
Bağımsızlık Bildirgesi’ne imza atan 56 kurucu ‘baba’dan beşi buradan çıkar.
Edison ve ekibi New Jersey ekonomisine alan açar, buluşları ile sanayi devrimine ivme katar.
Algonquian lisanıyla konuşan Abenaki kabilesi Kanada sınırında meskundur. Havali 17. yy.da İngiliz işgaline uğrar. Eyalet kurulurken (1629) Britanya’daki Hampshire Kontluğu’nun adını alır.
ABD Bağımsızlık Bildirgesi imzalandıktan sonra (1776) İngiltere’ye karşı savaşır o başka.
New Hampshire, köleliğe karşıdır, iç savaşa 32 bin askerle katılır. Barış sonrası hızla kalkınır, tekstil, ayakkabı ve kâğıt ile öne çıkar. Fransız asıllı Kanadalılar da gelir çalışırlar.
Gelir vergisi olmayan, “zengini ve dinsizi bol” eyaletlerden biridir. Valisi ve vekilleri kadındır, turizmden (bilhassa kayak, dağ sporları) iyi kazanırlar.
Cumhuriyetçi ve Demokrat adaylar için önemli bir test alanıdır. Medya New Hampshire ön seçimini yakinen takibe alır.
Yeni Kaledonya’yı yazmıştık es geçelim, gelelim Anadolu’ya! Bursa civarındaki Neopolis kendiliğinden Osmanlıya bağlanır. Osman Bey beldeyi sever, imar faaliyetleri ile parlatır. Yeni bir isim takmaz, Neopolis’i Türkçeye çevirtir, “Yenişehir” ile devam eder yoluna.
Bütün yeni mahalleleri bulup anlatsak sayfa dolar ama Ankara Yenimahalle’yi atlamak olmaz. 1957’de kurulur, Demetevler, OSTİM ve İvedik’e doğru taşar. Karşıyaka Mezarlığı da kabına sığmaz yayılır sahraya.
İstanbul’da da iki Yenimahalle var: Biri Bakırköy’de, biri Bağcılar’da…
1950’lerde 500 nüfuslu bir köy olan Yenibosna, Boşnak ağırlıklıdır ihtimal. Günümüz nüfusu 40 bini aşar. İhlas Holding ile gelişir; bilahare Kuyumcukent, Eskidji, Koçtaş, İstwest ve Starcity katılır halkaya.
Efendim Yeni Zelanda’nın eski adı Aotearoa’dır (Uzun Beyaz Bulut Ülkesi) Maori lisanında. Haritaya bakarsanız hemen Avustralya’nın yanı başında. Hâlbuki 2 bin km var aralarında. Büyük Okyanus nasıl büyük bir okyanussa koca koca adalar birer nokta.
Yeni Zelanda takriben 700 küsur parça. Ancak şehirler iki büyük adada toplanır. North Island ve South Island’da.
Yüz ölçümü cem‘an 270 bin km², Türkiye’nin üçte biri kadar. Havalide tektonik hadiseler günlük vaka, volkan, kül, lav, toz, duman…
Bir ara sahipsiz kalır. Polinezyalılar teknelerle gelir postu yayar (1200’ler) Maori kültürü (Haka dansından hatırlarsınız) hâkim olur adaya.
Yıl 1642- Tasmanya’ya adını bağışlayan Flemenk asıllı kaptan Abel Tasman Doğu Hindistan Şirketi adına dolaşıp sömürge ararken zikrolunan adalara rastlar. Üstüne vazife gibi Hollanda’daki Zeelandia şehrinin adını koyar ve bir Nieuw (yeni) ekler başına. Ancak ‘Maori’ler sert çıkar, Tasman çetesini hırpalar, daha ilk temasta beş Avrupalı düşer toprağa. Hollandalılar yağma yapamadan, köle toplayamadan dönmek zorunda kalırlar, seferin astarı yüzünü aşar. Patron da “Benneedim böyle keşfi” der, faaliyete nokta koyar.
Günümüzde nüfusu 5 milyon, yerli halk %15 civarında. Kralı Charles, bayrağı UK. Ben daaa ne diym sana?
İstinye ve Tarabya arasında yer alan Yeniköy’ün eski adı Neohorion’dur (Yeni Ufuk) fetih esnasında harap ve bitaptır. Osmanlılar tarafından imar edilir, mutena semtlere katılır.
Karadeniz Hristiyanları fetihten sonra da İstanbul’a akar. Romanya Geni’den gelen Ulahlar Geniköy adını takar. Kanuni “Bi’ dakka” der, “Yeniköy” yapar.
Havası suyu berraktır, manzarası iç açar. 18 yy.dan itibaren ünlü banker ve Levantenlerin yalıları ile dolar.
İrfan Özfatura’nın önceki yazıları…