Gazze’ye bayram gelecek mi?

A -
A +

Ah Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan, Hindistan, Arakan, Suriye, Sudan ve diğerleri… İki milyarlık İslam âleminde, huzur içinde yaşayabilen ne kadar Müslüman var ki! Gazzeli çocuklar bayramı hissedebilir mi?

 

 

 

Her biri asırlık dert ve belalarla boğuşuyor… Kimi emperyalizmin, kimi komünizmin, kimi siyonizmin, kimi Hinduizm’in pençesinde! Birçoğunun hâlinden hiç haberdar bile değiliz. Mesela Hindistan’da en az üç yüz milyon Müslüman var. Velakin onların nüfusu bile tam olarak istatistiklere yansımaz. Çünkü Hint faşizmi, Müslümanları yok etmek için, onların ülke yönetiminde söz sahibi olmaması için, akla hayale gelmedik yollara başvuruyor. Bir taraftan katliam ve işkence, diğer taraftan vatandaşlıktan çıkarıp her türlü haktan mahrum bırakma… Hint alt kıtasında, Filistin topraklarındakiyle aynı zamanda başlayan ve on yıllardır fasılasız devam eden zulmü anlatmaya, kelimeler yetmez. Keşmir’deki Müslümanlara yapılan zulüm ve katliam, siyonist İsrail’in Gazze’deki Müslümanlara yaptığından aşağı değildir!.. Ya Doğu Türkistan? Komünist Çin’in Uygur Türklerine karşı yürüttüğü sistematik asimilasyon, imha ve soykırım artık bütün dünya tarafından dillendiriliyor. Gelin görün ki, bu vahşete karşı tıpkı Filistin meselesinde olduğu gibi, kimse bir şey yapamıyor. Zira bu dünyada insan hak ve hürriyetlerine kol kanat gerecek, etkili-yetkili bir beynelmilel kuruluş yok. Birleşmiş Milletler tek kelimeyle felç durumda!

 

Emperyalizm, komünizm, siyonizm, Hinduizm ve her türlü sömürgeci güçler, tahakküm altına aldıkları zavallı halklara kan kusturuyor. Küresel güçler bazı ülkeleri doğrudan işgal ederek istikrarsızlaştırıyor. Bazılarını da vekâlet savaşlarıyla dize getiriyor. İç savaşları kışkırtarak halkları birbirine kırdırıyor. Suriye, Libya, Sudan, Çad vs. vs. Bakınız Sudan’da oluk oluk kan akıyor. Milyonlarca insan açlık ve yokluğun pençesinde… Ama bu koca ülkede cereyan eden felaket, dünya medyasında doğru dürüst yer bile almıyor. Bu ne felakettir ya Rab! Suriye’de kanlı rejimin vahşi infazlarıyla öldürülen insan sayısı milyonu aştı. Kimsenin gıkı çıkıyor mu? Suriye’deki zulmün faili sadece Beşar Esad ve şürekâsı mı? Amerika’sı, Rusya’sı, İran’ı bu vahşetin neresinde ve ne oranda pay sahibi? Irak’ta son otuz küsur yılda öldürülen iki milyona yakın insanın hakları namına, ağzını açan oldu mu? Ya Afganistan? ABD ve NATO yirmi yıl boyunca kaç yüz bin insanın kanına girdi? 

 

Yazıya Gazze’yi anlatmak için başladık, ama acı gerçekler bizi nerelere götürdü… Hangi birini nasıl anlatalım? Nasıl anlatabiliriz ki! Tarihin en vahşi zulüm, katliam ve soykırımı karşısında etkisiz kalmak ne korkunç şeydir. Siyonist İsrail’in barbarlığına karşı, altı aydan beri vicdan sahibi herkes feveran ediyor. Fakat ne yazık ki, bu feveran hiçbir işe yaramıyor. Çünkü dünyanın hâkim güçleri, İsrail’in vahşetine kayıtsız şartsız destek veriyor. Bundan dolayı Gazze halkının üzerine gece-gündüz bomba ve füze yağıyor. Minicik bedenleri lime lime olan Gazze çocukları, bayram gelmeden kısacık ömürlerini tamamladı bile! Hayatta kalanların bir kısmı ana ve babalarını kaybetti. Geriye kalanları da açlık, susuzluk ve salgın hastalıkların pençesinde kıvranıyor. Ah, zavallı yavrucaklar, bayramın geldiğini nasıl öğrenecek, nasıl hissedecek ki! Bir dilim ekmeğe muhtaç çocukların şeker de yeme şansı var mı? Olabilir mi? Sahi, Gazze’ye de bayram gelecek mi? Ne zaman gelir? Bayram gelene kadar kaç bin tane daha Gazzeli çocuk, hayata veda eder acaba? Kaç tanesinin bedeni şarapnel parçalarıyla delik deşik olur? Terörist İsrail daha kaç bebeği anasız babasız bırakır? Bu barbarlık, bu vahşet, bu hayvanlık daha ne kadar sürer? Her şey inceldiği yerden, zulüm ise kalınlaştığı yerden kopar derler… O kopuşu hakikaten büyük sabırsızlıkla bekliyoruz.

 

Gazze halkının da, Keşmir halkının da, Hint ve Arakan Müslümanlarının da, Uygur Türklerinin de, Irak ve Suriye’deki Türkmenlerin de, diğer bütün mazlum halkların da takati kalmadı. Burada saydıklarımızın ve sayamadıklarımızın tamamı, maruz bulundukları zulüm ve baskılar sebebiyle, bayramı idrak edecek hâlde değil. Başlıkta Gazze için sorduk. Ama burada hepsi için soralım: Bu mağdur ve mazlum beldeler de, bir gün ağız tadıyla bir bayram idrakinde bulunabilir mi? Bu kutlu ve mutlu gelecek acaba çok mu uzakta? Kavanoz dipli dünyadaki adaletsizlik ve zulüm, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi tabii afetler misali, insanlığı topyekûn felakete mi sürükleyecek yoksa? İnsanlığa karşı işlenen her türlü alçakça suçlar, sömürgeci güçler için birer imtiyaz olarak mı kalacak? Bu katiller hiç mi hesap vermeyecek? İnsanın nevri dönüyor gerçekten!.. Velakin bugünkü kapkara tabloya rağmen, ümitsiz değiliz. Zira inancımızda Allah’tan ümit kesilmez. Elbette Gazze’ye de bir gün bayram gelecektir. Her şeyin bir vakti zamanı vardır. Bu temenni ile Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum. Nice bayramlara…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.