15 Mayıs'tan sonrası

Sesli Dinle
A -
A +
Seçimler yaklaştıkça Türkiye’de vatandaşın bütçesine olumlu anlamda yansıması için adımlar atılmaya devam ediyor.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Vatandaşlarımızın evlerindeki mutfaklarında ve sıcak su tüketiminde kullandıkları doğalgazı 1 yıl süreyle ücretsiz veriyoruz” şeklinde açıkladığı son müjde toplumda geniş yankı buldu.
 
Yerli otomobil Togg’un yollarda görülmeye başlaması, Türkiye'nin ilk amfibi SİHA ve hücum gemisi TCG Anadolu’nun Türk donanmasına katılması gibi doğrudan vatandaşa dokunmasa da moral olarak tüm toplumu etkileyen haberlerin yanı sıra ev ekonomisine dokunmaya da ihtiyaç vardı, ilgililer bunu da görüp buna yönelik adımlar da atmaya başlamışlar.
İyi, güzel de iş Türkiye ile bitiyor mu? Zaten her 100 liralık doğalgaz faturasının 75 lirasını bütçeden karşılayıp vatandaşının cüzdanına yansıtmayan devlet, seçimlere giderken kesenin ağzını biraz daha açtığında gerçekten rahatlayacak mıyız?
 
Amerikan Merkez Bankası FED, 2022’nin dördüncü çeyreğinde ilk kez para kaybetti. Bu 1915’ten beri bir ilk! Kredi daralması özellikle ticaret ve emlak piyasasını vuracak. ABD’de yeni bir Mortgage krizi bekleniyor.
 
ABD tarihinde en büyük 10 banka iflasının 2’si bu yıl, evet daha nisan ayında olduğumuz 2023 yılında gerçekleşti. 2008 krizinde de 3 iflasın gerçekleştiğini söyleyelim. Yeni iflaslar olacağı da konuşuluyor.
 
Mesela, ticaretin içinde olanlar iyi bilirler, her seçim öncesi bankalar kredi musluklarını açardı, piyasaya oluk oluk para boca edilirdi. Şu anda seçime haftalar var, bankalardan kredi alabilen var mı? Gayrimenkul tıkandı. Fiyatlar uçtu ama ev alabilen yok, çok çok mecbur kalmadıktan sonra konut satın alan yok.
 
Hele bir de ABD’de FED bir ya da iki 25 baz puan daha artı­rırsa, direkt resesyon. Amerikan dev şirketler aralıksız çalışan çıkarıyor, şube kapatıyor.
 
Bunları niye anlatıyorum biliyor musunuz dostlar?
 
Maalesef Türkiye’de kapalı devre bir hayat yaşıyoruz, dünyada neler olup bittiğiyle hiç ilgilenmiyoruz. Dünyada olanları takip eden, gözler önüne seren aydınlarımız, yazar-çizerlerimiz neredeler, bilmiyorum.
 
15 Mayıs’ta iki seçenekli bir seçime giriyoruz. Ya Recep Tayyip Erdoğan bir dönem daha seçilecek, ya da 20 yıllık dönem kapanıp ülke yönetimi konusunda tecrübesiz bir kadro göreve gelecek ve önümüzdeki yıllarda dünyanın yaşayacağı bu dev krizlerle karşı karşıya kalacak.
 
Etrafta çokça duyuyorsunuz, “Hele şu seçim geçsin de işimize bakalım, her şey normale dönsün” diye. Dönmeyecek dostlar.
Hepimizi zorlu günler bekliyor. Beni tanıyorsunuz, her zaman ümitvarım, her zaman pozitif bir yön bulurum bakmak için. “Peki o zaman bizi niye korkutuyorsun?” diyeceksiniz.
 
Hazırlıklı olalım diye.
 
Dünyada bolluk dönemi bitti. Şimdi bir süre kıtlık çekeceğiz. Buna hazırlıklı olmak zorundayız. “Evim 1 milyon liraydı 5 milyon lira oldu” diye sevinmeyin. 200 bin liraya aldığınız arabanız 1 milyon oldu diye kâr ettim zannetmeyin. Rakamlar sizi yanıltmasın. Gözünüzü boyamasın.
 
Hele kira gelirim var diyenler, kira gelirlerinin yaptığınız yatırımı amorti etmesi iyice zorlaştı. Paranızı üretime katsaydınız kazanacağınız gelirin karşısında kira geliriniz pul oldu.
Bundan sonra garanticiler için zor zamanlar, bu dönemin mottosu şu; “En büyük risk, risk almamak”.
 
Evler oturup dizi izlenen, keyif yapılan kıraathanelerden mikro üretim tesislerine dönüşecek. El işi mi, örgü mü, dikiş nakış mı? Her neyse. Tek maaşla geçinme devri bitecek, Bir iş yapan, ek işler yapacak.
 
Sıfırdan kalkınma dönemine geçeceğiz. Devlet bize baksın dönemi bitti.
 
Şimdi seçim öncesi, patron vatandaş. Ne istersek oluyor, tüm vaatler gerçekleşiyor. Bunun tadını çıkarıyoruz ama bu dönem 15 Mayıs’a kadar. O gün gerçeklerle yüzleşeceğiz.
 
Zaten en çok da neden çekiyoruz biliyor musunuz? Vatandaş olarak zor olanı değil, işimize geleni istiyoruz. Koca koca adamlarız, “Şu yapılmazsa oy moy yok” diyerek ülke menfaatine değil kendi bireysel menfaatimize uyanı seçiyoruz. O yüzden hiç hatayı başkalarında aramayalım, bütün kabahat bizim.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan çıksa “30 yaşında herkes emekli olacak, emekli maaşı da 20 bin lira olacak” dese ülke bayram yerine döner. Kimse demez ki bu değirmenin suyu nereden, bu sürdürülebilir mi, bu ülkeye zarar vermez mi diye.
Dedim ya, bütün kabahat bizim. Aklımızı başımıza toplamamız lazım.
 
Size şeker tadında bir yazı yazmak isterdim ama gerçekler acıdır, acıyı da dost söyler.
 
İyi bayramlar dostlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.