Ah Belinda! Vah Şöhret!

Sesli Dinle
A -
A +
Genç kızımız çok ünlü bir tiyatrocudur. Yine ünlügillerden yakışıklı bir sevgilisi vardır. Her akşam mutlaka arkadaşlarıyla beraber takıldığı, “özgürleştiği” bir bar vardır, orada sosyalleşir.
 
En yakın arkadaşı sevgilisine asılır ama dert etmez. Hatta bunu sevgilisine de söyler bir sahnede “Onunla beraber olursan sana kızmam, ama bana yalan söylersen gözünü oyarım”. Ahlak tartısının ayarına (!), olgunluk seviyesine (!) bakar mısınız?
 
Bu kızımız Netflix platformunun yeni yapımı “Ah Belinda” dizisinin baş karakteri. Neslihan Atagün’ün başrolünü oynadığı dizi çok ilginç anekdotlarla dolu.
 
Kızımıza bir yerli şampuan reklamı gelir. Bu reklamın senaryosunda kızımız iki çocuklu bir anneyi, Anadolu insanı bir adamın eşini oynar. Dolma doldurmuştur mesela. Reklamı kabul eder etmesine ama bu detaylar onu çok rahatsız eder.
Ne yani, çağdaş, modern bu kızımız hayatını ailesine adamış, evinde dolma dolduran bir kadını mı oynayacaktır. Hatta tazminatı verip çekilmeyi bile düşünür ama tazminattan dolayı mecbur kalır.
 
Neyse, çekim günü gelir. Kızımızı en yakın arkadaşıyla aldatmasına müsaade ettiği oyuncu sevgilisi sete bırakır. Ne ironidir ki saçını yıkama sahnesinde banyoda onlarca erkek vardır ve kızımız bakışlardan rahatsız olup çıkmalarını ister.
Bir türlü role girememesinden dolayı yönetmen kızar ve “Handan olmanı istiyorum, Handan ol, Handan ol” diye telkinlerde bulunur. Bunun üzerine öyle bir konsantre olur ki, birkaç saniye sonra kendini gerçek Handan’ın evinde bulur. Rol icabı eşi ve çocukları olan kişiler artık gerçek ailesidir. O ünlü eski oyuncu karakteri ise sanki hiç doğmamış gibidir. Sevgilisi en yakın arkadaşıyla sevgilidir. Gittiği bardaki arkadaşları onu tanımaz.
 
Böylece kendisine rolünü oynaması bile korkunç gelen o sıcak aile yaşamı gerçek hayatı olur.
 
Burada kesiyorum. Dün gözüme çarpan bu yapım bana şöhretlerin hayatlarına dair birkaç söz etme fırsatı verdi.
Diyebilirsiniz ki “Aile yapımızı dinamitlemeye çalışıyorlar.” Ve daha bir sürü şey. Ama dostlar, size çok enteresan bir şey söyleyeyim mi, aile hayatının tadını bilmiyorlar. Mesela o dizide aileyi kötü göstermek için sürekli bağırıp çağıran çocuklar, çocuk kavramını böyle görüyorlar biliyor musunuz?
O yüzden Bebek sahilinde herkesin kucağında köpeği var, çocuk yerine. Çocuktan çok korkuyorlar.
 
Akşamları barda takılıp her akşam canları kimle isterse onun evine gitmeyi özgürlük olarak kabul ediyorlar.
 
Ben 2014’lerde televizyonda talkshow programı yapan, her gün ünlülerle bir arada olan, sürekli televizyon programlarına konuk olan biriydim. O dünyayı hiçbir zaman sevmedim ama artık bu benim işimdi. Bir yandan başka bir gazetede köşe yazıları yazıyordum. Bir yandan haftada üç ayrı şehirde konferans veriyordum.
 
Ünlüler camiasının çoğunu programımda konuk ettim. Ve programdan önceki hafta içi de mutlaka onlarla ya dışarıda, ya dizilerinin setlerinde buluşup önden bir sohbet ediyordum.
Çok net söyleyeyim, belki 200 konuk ağırladım, deseniz ki “Ömer o ünlülerden kaçını evine buyur edersin?”, cevabım sadece üç olur. O isimler de bana kalsın. Söylemeyeyim.
Ama çok zor, çok yalnız, çok mahzun bir hayatları var. O ışıltılı dünyanın ışıkları söndüğünde kapkaranlıktalar. Bakmayın Instagram’da birbirlerinin postlarının altında öpücüklü yorumlar yapmalarına. Birbirlerinden nefret ediyorlar. Çünkü ilk gelecek projede, ilk reklam ya da dizide rakipler.
 
Mesela ekonomik olarak da çok sorunlu bir hâldeler. Bölüm başı 100.000 TL ile anlaştıkları 39 bölümlük dizi üçüncü bölümden yayından kalkabiliyor. Çok para kazanıyorlar ama her an bitmek üzere o kaynak, düşünsenize.
 
Ben o zamanlar ve daha öncesinde ünlüyken bırakıp normal bir hayata dönenlere “yapamadı, beceremedi herhâlde ünlü olmayı, normal hayata döndü” diye bakardım. Meğer kaçıyor, kurtuluyorlarmış. Meğer esas başarı kaçabilmekmiş.
 
Beni de esnaflık ve ailem korudu bu süreçte. Şimdilerde hiç göz önünde değilim. Sadece yazıyorum. Arada biraz sosyal medya. Ne kadar şükretsem az. Şöhret pişmanlık, şöhret felaket. Bu yazıyı lütfen ünlü olmak isteyen çocuklara, gençlere okutun.
 
Sade bir hayat, güzel bir aile ve mutlu bir yuva, en büyük şöhretlerin uyuyabildiklerinde gördükleri rüya, bunu unutmasınlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.