AK Parti’nin İstanbul adayı kim olacak?

Sesli Dinle
A -
A +
Herkesin merakla beklediği aday hiç şüphe yok ki İstanbul’un başkan adayı. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminden daha da güçlü çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi kazanacak adaylarını belirlemeye çalışıyor.
 
Seçimden önce, hani Kemal Kılıçdaroğlu’nun %55’le, %60’la kazanacağının garanti olduğu, AK Partili bürokratların odalarını boşaltmaya başladığı (!) günlerde bana seçimin sonucunu soranlara ben şöyle diyordum: “Erdoğan kazanacak değil, Erdoğan kazandı. Erdoğan kafasında Cumhurbaşkanlığı seçimini çoktan atlattı, şu anda yerel seçimlere hazırlanıyor.
 
Sonuçlar muhalefet seçmeninin açık açık kandırıldığını, aldatıldığını gösterdi.
 
Şimdi ise benim o günkü tahminimin ikinci kısmına geldik. Gerçekten de o seçimi kafasında bitirip belediye seçimlerine hazırlandıysa AK Parti kaybettiği birçok yeri tekrar alır.
 
Siyaset yazmak istemesem de şu sıralar İstanbul’da nerede bir yerde trafik kilitlense sonucun hiç değişmediğini görüyorum. “Biraz ileride bozulmuş bir İETT otobüsü ve yanında bezmiş bir şekilde oturan otobüs şoförü.”
Gerçekten yorulduk İstanbul ahalisi olarak. Belediyecilik popülizmle idare edilebilecek bir iş değil.
 
Sayın İmamoğlu’na da hiç mi hiç kızmıyorum. Ona neden kızayım ki, İstanbul gibi bir güzel şehir altın tepside ikram edilse siz almaz mıydınız? Ona seçimi hediye edenlere, başarı sarhoşluğuna düşüp İstanbul ve Ankara’yı pisi pisine kaybedenlere kızıyorum.
 
Gelelim adaylara. Birçok ismin yarıştığı ve kulis yaptığına dair bilgiler geliyor. Anketler yapılıyor. Ben o listelerdeki adayların gerçekten de bu seçimlere o derece istekli olduğunu pek zannetmiyorum. Hevesle değil temkinli yaklaştıklarını düşünüyorum.
 
Binali Yıldırım çok sayıda eser üretmiş bir siyasetçiydi. Ama İstanbul için yanlış isimdi. Bakın İstanbul’u kaybetti, bugün ön planda değil. Bazı görevleri var ama hiçbiri İstanbul’un efsane belediye başkanı olma fırsatının yanına yaklaşabilir mi?
 
Şimdi de ortaya “Ben adayım” diye çıkabilecek bir isim, bir ihtimal yanlış isimse ve bir ihtimal aday gösterilirse kazanamadığı takdirde tarihin kapkara bir sayfasına yazılır. Kendisinin yazılmasını geçtim, İstanbul tarihin en büyük kaybını yaşar. Bu dönem iyi kötü kendinden önce başlamış projelerle idare eden İmamoğlu, ikinci dönemde tümüyle kendi hâline terk eder İstanbul’u. Çünkü 2. dönem artık reklamla, PR’la işlerin yürüyemeyeceği zaman demek oluyor.
 
Özetle şimdi AK Parti için “Ya şundadır ya bunda helvacının kızında” diyecek zaman değil. “Ben olayım, ben olayım” diyecek zaman da değil. Rasyonel bir şekilde, kamuoyunun nabzını çok iyi tutarak en doğru isim seçilmeli.
 
Bana sorarsanız İstanbul’un adayı da o listelerdeki isimlerin hiçbiri değil. Eski bir bakan belki ama mevcut ilçe belediye başkanlarından biri hiç değil. Ve benim tahminim listenin ve hatta tahminlerimizin çok ötesinde, genç, dinamik, heyecanlı bir başkan adayı gelecek.
 
İşte benim İBB Başkanı kriterlerim.
 
> 45-50 yaşlarını geçmeyecek.
> Kültür-sanata merakı olan, İstanbul’un kültür mirasını önemseyecek.
> Millî değerlerimizle problemi olmayan herkese kucak açabilecek, herkesin başkanı olacak.
> Çok çalışkan olacak, 365 günün 350 günü her gün sokakta görebileceğimiz biri olacak.
> Hayır işlerine çok düşkün olacak. İstanbul artık dev bir ülke, çeşit çeşit el uzatılmaya ihtiyaç duyan garip gurebası var. Onları unutmayacak, onları önemseyecek.
 
Özetle AK Parti’nin şu anda İstanbul’un gelmiş geçmiş en iyi başkanını çıkarmak dışında bir şansı yok. Böyle bir aday çıkaramazsa, kazansa da kazanmasa da iki ellerimiz yakalarında.

İSTANBUL VALİSİ DAVUT GÜL BEY’E

Bir otizmli ailesinin Vali Davut Gül Bey’den sadece moral desteği beklentisi vardı. Maddi değil bakın, sadece manevi destek. Ekibine ulaştım. Vali Bey’in elbette haberi yok ama ekibinden gelen cevap: “Koskoca İstanbul Valisi, İstanbul derya deniz, kaymakam baksa olmuyor mu?”
 
O anda aklıma gece sokak sokak gezen, kandili yananların kapısını çalıp derdini soran hazreti Ömer radıyallahü anh geldi.
 
Vali Bey’in haberi olsa eminim kayıtsız kalmazdı. Zaten aile de küstü gelen cevapla. Ama umarım Vali Bey’in ekibi de hazreti Ömer efendimizin devlet adamlığını sadece o an için unutmuştur, sonrasında da “keşke öyle demeseydik” demiştir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.