Başından beri biliyorduk!

Sesli Dinle
A -
A +

Dilan Polat - Engin Polat konusu gündemi meşgul ediyor. Hatta o derece, öylesine ki Filistin’de bir ayı aşan zulmü bile neredeyse gölgede bırakacak kadar konuşuluyor.

 

Dava sürecinde 12 kişi tutuklandı. İçinde malum karı koca da var. Şimdi ülkece cezaevi günlerini konuşacağız. Sonrasında çıkacaklar, nedamet getirecekler, temiz bir başlangıç yapacaklar, çocukları büyüyecek, belki boşanacaklar, kim bilir Polat ailesi dizisinde ne bölümler seyredeceğiz. Evet, bizim ülkece payımıza düşen de bu, bu hikâyede. Ne yaparlarsa, ne yaşarlarsa izlemek.

 

Doğumundan itibaren aslında bir reality show’un başrolü olan ama bunu bilmeyen, kurgu bir hayat yaşayan ama normal bir hayat yaşadığını zanneden Truman’ın hikâyesini anlatan The Truman Show filmi geliyor aklıma.

 

Ekrana her zaman birer Truman, birer Engin, birer Dilan bulunur.

 

Ekranın karşısında milyonlar olduktan sonra ne Engin biter, ne Dilan biter, ne konu biter.

 

Oysa en başından beri biliyorduk. Sadece ülke değil tüm dünya ekonomik krizdeyken son 4-5 yıl içinde kimsenin normal yoldan böylesine zenginleşemeyeceğini 7 yaşında bir çocuk bile bilir.

 

Biliyorduk ama bir sonraki bölümü merak ettik. Reklamlardan sonra neler izleyeceğimizi merak ettik. Onlar da baktılar ki izlendikçe zenginleşiyorlar, zenginleştikçe izleniyorlar, başladılar dozu arttırmaya.

 

Biz onlara prim verdikçe onlar da güzellik merkezi franchise’ı verdikleri kişilerden aldıkları rakamları arttırdılar. 15 milyon TL’ye tabela satmaya başladılar.

 

Kendi ellerimizle ünlü yaptık. Kendi ellerimizle son model arabalar aldırdık. Kendi ellerimizle markalarını büyütüp devasa paralarla marka haklarını kiralamalarını sağladık. Bir yerden sonra beklediğimizin üstünde lüks yaşamaya başladılar. Arabalar, villalar tamam da uçak filan girince işin içine nefsimize ağır geldi. “Bir dakika ya!” dedik. “Tamam bizim yaşayamadıklarımızı yaşayın da biz de izleyip mutlu olalım dedik de bu kadar da değil. Savcılar göreve!”

 

Bir süre sonra bunlardan da sıkılacağız. Yeni figürler çıkaracağız. Eskiden beri böyle bu hikâye, sadece eskiden Televole’de izliyorduk, kısır günlerinde konuşuyorduk. Şimdi ise Instagram’da izleyip Facebook’da konuşuyoruz. Değişen bu.

 

Yargılansınlar! Cezalandırılsınlar. İyi tamam onlar yargılansın, peki ya biz? Yargılanmaktan kurtulacak mıyız? Unutmayın, biz de izlediğimizden, desteklediğimizden, ön plana çıkardığımızdan, ünlü yaptıklarımızdan yargılanacağız. Biz de cezalandırılacağız.

 

 

 

 

 

Bir garip boykot, bir de asil boykot!

 

 

 

Muhafazakâr bir YouTuber gitmiş bir kahve zincirine, dükkânın içine girmiş ve tavana bir hoparlör yerleştirmiş.

 

Çıkar çıkmaz da hoparlör başlamış anonsa: “Değerli misafirler, içtiğiniz kahvelerin paraları Filistin’de bebekleri öldürmekte kullanılıyor.”

 

Youtuber’ın üzerinde bir mont var, C ile başlayan meşhur bir marka. Ayağında yine pahalı bir ayakkabı. C ile başlayan markanın kurucuları Almanya’da Nazilerden kaçarak Amerika’ya sığınan iki Yahudi. Paul ve Marie Lamfrom.

 

YouTuber arkadaşımız muhtemelen bunu bilmiyordu. Çünkü herkes boykota bir başkasının yediğinden, içtiğinden, giydiğinden başladı.

 

Bir de o videoda şu ilginç geldi bana. Bir kişi bile kalkıp terk etmedi ortamı. Çünkü iyi niyetli bu protesto oradaki herkesi suçlayan ve zan altında bırakan bir protesto. Orada Filistin konusunda belki bilgisiz, belki bilinçsiz bir genci kazanıp da saflarımıza çekmiyor. Doğrudan onların hepsini İsrail’e destek olmakla suçlayıp sonra da Yahudi markası montunun içinde oradan uzaklaşıyor.

 

Bir de başka bir protesto izledim. Adana’da Bir Avuç Genç isimli bir platformun üyeleri meşhur kahve zincirinin karşısına bir projeksiyon kurmuşlar, perdeyi açmışlar ve İsrail’in katlettiği, şehit ettiği çocuklarımızın fotoğraflarını izletmişler. Dükkâna girmeden. Kimseyi suçlamadan. Kazanmaya çalışarak. Ve sonuçta ne olmuş biliyor musunuz? Gençler kahve dükkânını boşaltmışlar.

 

Bir Avuç Genç grubunu alınlarından öpüyorum. Protesto budur.

 

Matematik yanılmaz. Kaç kişi izledi, kaç kişi alkışladı, kaç takipçi, kaç abone kazandın değil, kaç kişiyi o dükkândan çıkmaya razı ettin. Gerçek sayı budur. Asil protesto budur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.