En azından bir ürün!

Sesli Dinle
A -
A +

Boykot yapıyoruz. Yıllar önce yapmamız gerekeni şimdi yapıyoruz. Ama yetişmiyor.

 

Canımız elma çektiğinde elma ağacı diksek olur mu? Elma ağacını 20 sene önce diktiysek bugün canımızın elma çekmeye hakkı vardır. Ama en azından canımızın elma çekmesini ya da elmaya ihtiyacımızı azaltabiliriz, yahut da kardeşimizi döven komşunun elmalarına muhtaç olmamak için bir şeyler yapabiliriz.

 

Boykotumuza, kola ve cipsi protesto etmemize bakın ne diyor Filistin’de çocukları, kadınları, hastaneleri bombalayanlardan biri.

 

“Boykot edecekseniz size birkaç tüyo vereyim, yorulmayın.

 

- Kalp pili

 

- Kalp stendi

 

- Arabanızı kazadan koruyan ya da otomatik pilotaj sağlayan sensörler

 

- Parkinson engelleyici ilaçlar

 

- Bilgisayar ve akıllı telefonların çipleri

 

- Yüz tanıma programları”

 

Sonra da eklemiş “Boykot edin de Orta Çağ günlerindeki gibi yaşayın ya da ölün”.

 

Ha bu yazdıklarıma da aldanmayın, İsrail hiçbirinde tekel değil, Türkiye de hiçbirini üretemeyecek bir ülke değil.

 

Üretiriz de, İHA’ları, SİHA’ları, o İHA’ların parçalarını, kameralarını vermeyenlere inat nasıl takır takır Türkiye’de, aslanlar gibi genç mühendislerimiz ürettiyse gerisini de üretiriz.

 

Kendime bir iş insanı olarak bir hedef koydum. Seneye Desnet’te, normalde ithal ettiğim en az bir ürünü üreteceğim ve ihraç edeceğim.

 

Türkiye’de yüz binlerce şirketimiz var. Bu şirketlerimizin büyük kısmının işinin bir parçası olan bazı ürünleri üretebilme kabiliyeti var. Biraz pahalıya mal olacak yurt dışından getirmekten. O aradaki farkı da ben o şirketlerin reklamını yaparak karşılayacağım.

 

Projemin adı: EN AZINDAN BİR ÜRÜN

 

Hedefim 2024 yılı içinde daha önce hiç üretim yapmamış ya da yaptırmamış 1.000 şirketi motive edip en az bir ürünlerini Türkiye’de üretmelerini ya da ürettirmelerini sağlamak. Ürettikten sonrası ihracat. Orası kolay Allah’ın izniyle.

 

Dostlar, hani şu tekstil makineleri var ya, büyüklü küçüklü örme, yün, triko ve saire makineleri. O makinelerin kendilerinden bahsetmiyorum bakın. Sadece uçlarındaki iğne. Evet yanlış duymadınız, o iğne ithal. Ve yılda tam 1,2 milyar dolar biz o iğneleri ithal ediyoruz. Düzeltiyorum, ediyorduk.

 

Bir Türk şirketi gidiyor Kore’deki önemli bir üretici şirketi satın alıyor. O şirketin fabrikasını ustalarıyla ve yöneticileriyle beraber Türkiye’ye taşıyor. Personeli de getiriyor ki buradakilere öğretsin. Üç sene kalıyor ekip ve sonra dönüyor. Şimdi o fabrika Türkiye’de. Ve zaten Kore’deyken müşterisi olan Koreli firmalar şu anda otomatik olarak müşterileri. Üretim bandının %30’u zaten o Koreli müşteriler. Yani daha başlar başlamaz %30’u, parasını gönderdiği Kore’den geri getirmeye başlamış şirket.

 

Şimdi dört fabrikası var Türkiye’de. Bu hafta buluşacaktık şirketin sahibiyle ama erteledik. Buluşunca detaylıca bilgi alıp sizlerle paylaşacağım.

 

Yahu şu iğneyi Türkiye’de üretiyoruz diye sevinmememiz gerekirdi ama seviniyoruz. Basit bir toplu iğne, bir basit tırnak makası, böyle böyle binlerce parça, binlerce kalem. Bunları herkes kendi sektörüne, kendi mesleğine göre ü-re-te-cek!

 

Üretmekten başka çaremiz yok. Başka çözümümüz yok.

 

En az bir ürün dedik projenin adına ama emin olun bu 1.000 işletme bir ürünle kalmayacak. Üretimin tadını alan, ihracatın keyfini yaşayan işletmelerimiz üretim alanını genişletecek.

 

Tabiat boşluk kabul etmez. Bir şeyi boykot etmek için önce onun yerine en azından ona yakın bir ikamesini koymamız gerekir. Sonra o ikameyi iyileştiririz. Sonra boykot ettiğimiz ürünün yerine belki başka ülke pazarları bizim ürünümüzü alır.

 

Bugünlerde restoranlarda gazlı içecek boykotları görüyorum. Çok değerli, çok kıymetli. Ama bir de bizim TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl’ün videosunu izledim. Buz gibi bir bardağa tertemiz bir demirhindi şerbeti servis etmiş, onu anlatıyor. İşte budur. Bir başka içeceği kaldırmadan önce bir alternatif üret, masaya koy. O zaman gazlı içeceği kaldırmana gerek bile kalmaz.

 

Gelen plasiyer kamyonetteki gazlı içecek satan arkadaşa şunu diyeceğimiz günler gelsin, “Kardeşim sağ ol bizim müşteriler sizin ürünleri hiç tercih etmiyor, sağlıklı, doğal şerbetler istiyorlar.”

 

Emin olun bir süre sonra o distribütörlerin, bayilerin de bu kez dönüp gazlı içecek üreticisine “Bizde gitmiyor sizin ürünler, biz de şerbet dağıtmaya başladık, hatta üretim yapıyoruz. Üstelik şifresi de gizli değil, binlerce yıllık Osmanlı geleneği” diyeceği günler hiç de uzak değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.