Kazanana ve kaybedene mektup

A -
A +
Yıllardır beklenen, son bir aydır da artık günbegün iliklerimize kadar hissettiğimiz meşhur 2023 seçimleri bugün tamamlanıyor. Ülkece artık ikinci tura kalması konusunda da deneyimliyiz, onu da gördük demeyiz. Yarıştan çekilen cumhurbaşkanı adayı da gördük, diğer adaylardan birine katılan aday da gördük. “O seçilirse ülke iç savaşa sürüklenir” dediği kişiye destek açıklaması yapan genel başkan da gördük.
 
Bu yazıyı yazarken elbette kimin kazanacağını bilmiyorum. Siz ya oylar kullanırken okuyacaksınız bu yazıyı, ya da kazanan belli olduktan sonra.
 
Kazananı bilmeden milletçe beklentilerimizi yazayım. Adaylara, partilere, siyasilere mesajım:
 
> Seçim gecesi lütfen elinizde bilgi / belge olmadan sırf konuşmuş olmak adına, birkaç saat daha seçmeninizi “idare” etmek adına çıkıp konuşmayın.
 
> Kaybettiğiniz takdirde koltuğunuzu kaybetmemek için lütfen kimseyi suçlamayın.
 
> Hele hele düne kadar “oy kurban olduğum” diye sevgiye boğduğunuz bu milletin insanına, karşı tarafa daha çok oy verdi diye saygısızlığa asla kalkışmayın. Aziz Nesin haklıymış, Aysun Kayacı doğru söylemiş edebiyatlarınız fena hâlde bayatladı.
 
> Kaybettiğiniz takdirde elinizde ispat/delil olmadan rakibinizi, Anadolu Ajansını, YSK’yı ve ülkenin diğer birçok güzide kurumunu sakın suçlamaya kalkmayın. Bu kurumların birçoğu cumhuriyetle yaşıt. Yapmayın.
 
> Kazanan aday her kelimesini kaybeden adayın da kaybeden adaya oy verenlerin de cumhurbaşkanı olduğu bilinciyle söylemeli. Kimseyi ötekileştirmemeli.
 
> Kazanan adayın destekçileri, sizinle aynı fikirde olmayan eşinizi, dostunuz, arkadaşınızı lütfen kırmayın, üzmeyin. Bu bir seçim, bir savaş değil. Tam tersi kazanan adaya oy verdiyseniz size sükûnet, tevazu, hoşgörü yakışır.
 
> Kaybeden adayın destekçileri, bırakın birkaç puanı, birkaç oyla bile kaybetseniz bunun bir seçim olduğunu, dünyanın sonu olmadığını unutmayın. Belki sizin oy vermediğiniz ama kazanan cumhurbaşkanı daha iyi hizmet verecek, siz bu hizmetlerden yararlanmayacak mısınız? Fanatizm yapılacak alan değil bu, ezeli rakiplerin derbi müsabakası değil.
 
> Son yıllarda çıkan bir akım var, ABD’de de gördük benzerini “Not my president” yani “benim başkanım değilsin” diye slogan atıyorlar. Türkiye’de de gördük benzerlerini. Öyle bir dünya yok kardeşim, kim seçilirse seçilsin, sen de bu ülkenin vatandaşıysan bal gibi de senin de cumhurbaşkanın. Bu ülkede yaşıyorsan bu iş böyle.
 
> Yine kaybeden aday ve taraftarlarına sözüm, yenilen pehlivan gibi hemen seçimden sonra “Yine seçim, erken seçim” çağrıları gelmeye başlıyor, bu da bizim Türk siyasetinin tuhaflıklarından biri. Kardeşim biz millet olarak işimizi gücümüzü bırakıp sizinle mi uğraşacağız? Tek derdimiz siz misiniz? İşinizi düzgün yapsaydınız da kazansaydınız. Halkın güvenini kazansaydınız da sizi seçseydik. Demek ki güven vermemişsiniz. Bırakın da biraz işimize gücümüze bakalım, zaten bir sene sonra da belediye seçimleri var.
 
> Bu seçimden sonra artık birbiriyle eş güdümlü çalışması gereken devlet mekanizmalarının sırf biri hükûmetten diğeri muhalefetten diye ağır-aksak gitmesi, birbirleriyle uğraşıp kavgaya tutuşmaları, randevu verdi-vermedi, şuraya çağırıldım, buraya çağırılmadım gibi meseleleri artık geride bırakalım. Dört yıldır İstanbul’da “Engelleniyorum” diyen bir belediye başkanı bu seçim için mitinglerde “Bakın İstanbul’da meclis onlarda, başkanlık bizde, gül gibi çalışıyoruz” diye itiraf edince anladık ki yıllardır bahane dinliyormuşuz. Artık dinlemek istemiyoruz. Herkes görevini tam yapsın. Ne görev aldıysa onun hakkını versin, başka yerlere göz kırpmak için milletin oyunu basamak olarak kullanmasın.
 
> Ve son sözüm de emeklilik yaşı gelmiş siyasetçilerimize, lütfen bu seçimde görev alamazsanız artık partinizin ve gençlerin önünü kapatmayın. Evinize, yazlığınıza gidip torunlarınızla oynamayı bilin. Emekli olmasını bilin. Sıkılırsanız kitap yazın, konferans verin. Ama artık gençlerin önünü açın.
Seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Ve bir an önce bu seçimi ardımızda bırakıp işimize bakalım, zira çok çalışmamız gerekiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.