Özgürlük gençleri bitiriyor, seyirci kalmayın!

Sesli Dinle
A -
A +
Anne-babalar, dedeler ve nineler, 45-50’yi aşmış olanlar.
 
Canınızı acıtacağım biraz, hazır mısınız?
 
Evlatlarınız için saçınızı süpürge ettiniz. Onlara bir ev bırakmak için ömrünüzü tükettiniz. Onları okutmak için kendinizi paraladınız.
Şimdi onlar genç, hayata atıldılar.
 
Üzücü gelecek ama çok büyük bir kısmı evlerinde kıble ne tarafa düşüyor, habersiz.
 
Seccadenin yerini bilmiyorlar, siz gittiğinizde birbirlerine çarpa çarpa seccade aramaları bu yüzden.
 
Arkanızdan bir Fatiha okuyacaklar belki ama Yasin suresini iPhone’dan dinletecekler toprağınıza.
 
Sizden sonra kurban eti girmeyecek mesela evlerine.
 
Kesmesi, parçalaması, uğraşması zor diyecekler.
 
Hani şuurunu verdiyseniz kurban ibadetlerini yapacaklar ama o da derneklere, vakıflara bağış olarak.
 
Çocukları kurban kesilirken orada durmayı, dualar okunurken hayvanın teslimiyetini göremeyecek, alınlarına kurban kanı kondurulmayacak.
 
Muhtemelen sizden sonra bayramlarda ya yurt içinde ya da yurt dışında tatillerde olacaklar. Şimdiden arada kaçmıyorlar mı bayramda zaten? Siz de “Olsun oğlum/kızım, gezin, gençsiniz” diyerek bu yanlışlarına ortak olmuyor musunuz? Sizin de kabahatiniz yok değil hani.
 
Zaten çoğu hatalarının yanlışa dönüşmesine de sizin bu yumuşaklığınız, kıyamamanız sebep olmadı mı?
 
Çok üzgünüm ama imam-hatipte okumuş, aile evinde namaz kılan, oruçlarını muntazaman tutmuş birçok gencimiz artık arada alkol almakta bir zarar görmüyor. Adını da “sosyal içicilik” koymuş, evine sokmuyor belki siz gittiğinizde, dolabı açtığınızda görmüyorsunuz ama dışarıda durum başka.
Çocukluğunda dışarıda kesilmiş eti yemeyen gençlerimizden bazıları şimdi adını bile anmak istemediğim hayvanları yiyorlar. Şarapla marine edilmiş yemekleri, yurt dışında çok meşhur etleri yerken oldukça rahatlar. Hiç hesaba çekilmeyecekmiş gibi. Biraz da sizin kontrolünüzdeyken, sanki Allah’ın değil de sizin rızanız için yapmışlar o ibadetleri, şuurları, bilinçleri eksik kalıp baskıyla yaptıklarından.
 
Ateist, deist olanları mı saysak, uyuşturucu kullanan gençlerimizi mi?
 
Hani öleceğini herkes bilir ama kimse kendisine ve yakınlarındakilere yakıştıramaz ya, bu gibi bozulmalar da öyle. Kimse çocuğuna yakıştıramaz ama muhafazakâr ailelerden gelen gençler arasında uyuşturucu, dinsizlik, farklı cinsel yönelimler, alkol, fuhuş hiç tahmin bile edemeyeceğiniz kadar artmış durumda.
 
Genç kızlar arasında eline erkek eli değmemiş bir genç kız bunu söylemeye çekiniyor. Eskiden tam tersi, bir günah işlemişse saklardı, şimdi temiz kalan gençler bunu saklıyor. Yaşamadıysa bile yaşamış gibi anlatmak zorunda kalıyor. Normal, terse döndü. Ayaklar, baş oldu.
 
10 yıl önce bir belediye başkanına gitmiştim, İstanbul’un en muhafazakâr belediyelerinden biriydi. “Belediyeniz sınırları içindeki gençler uyuşturucudan sağda-solda bayılıyor, gelin bir farkındalık kampanyası yapalım” demiştim. Kendisi bana çıkışmıştı “Ben billboardlar asıp da uyuşturucuyla ilçemin adını yan yana koyamam, benim ilçemde öyle şeyler olduğunu kabul etmiyorum” demişti.
 
Şimdi gönlü rahat mıdır acaba? Yoksa görmezden gelmeye devam mı ediyordur?
 
Ey ahali, anneler, babalar, dedeler, nineler, amcalar, gazeteciler, yazarlar, televizyoncular, siyasetçiler.
 
Seçimden, geçimden kafanızı kaldırıp ne zaman bu gençlere bakacaksınız?
 
Ne zaman farklarına varacaksınız?
 
Para, pul önemli. Geçim zor, kabul.
 
Ama geçimi sağlayıp evladınızı elinizde tutamazsanız ağız tadı kalacak mı?
 
Babaanneler, anneanneler, dedeler. Sembolik oldunuz, farkında mısınız?
 
Torunlarınıza tek kelime etmiyorsunuz, edemiyorsunuz. Ettiniz mi önce oğlunuz, kızınız, gelin ya da damadınız bakıyor tuhaf tuhaf.
 
Özgürlükmüş. Gençler özgürmüş. 18’i geçince istediğini yaparmış. Yok öyle bir özgürlük. Düşmeyin bu özgürlük tuzaklarına. Çocuklarınızın ensesinde olun. Torunlarınızla konuşun. Yanlarında olun. Arkadaşlarını tanıyın.
 
Araştırın. Bilin. Yok öyle bir özgürlük anlayışı.
 
Camdan atlasa “özgür bir bireysin, karışamam” diyecekseniz kabul, ama demezsiniz. Bir anda ölmesine canınız pahasına engel olursunuz, yavaş yavaş ölmesine neden elleriniz kollarınız bağlı oturuyorsunuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.