Pandemiyle ne zaman yüzleşeceğiz?

Sesli Dinle
A -
A +
Pandeminin başladığını bütün dünya canlı yayınlarla, büyük korku içinde duydu. Peki ya şimdi? Pandemi bitti mi? Devam mı ediyor? Yoksa hepsi bir hayalden, bir kâbustan mı ibaretti?
 
Sağlık Bakanlığının Covid-19 sayfasında Mart 2023’e kadar aylık veri paylaşılmış. Mesela Mart 2023’de 31.054 vaka görülmüş, 85 kişi de vefat etmiş. Ne zaman oldu bunlar, biz niye duymadık? Mart 2023’de ne oldu da bu konu bir anda kesildi?
 
Sahiden ne yaptınız bu insanlığa, kim, ne zaman hesabını soracak bunun?
 
Pandemi hiç olmamış gibi davranıyoruz, tümüyle izole edilmiş bakanlık personeli tarafından, ailesi görmeden, baş ucunda duası okunmadan nükleer atığı gibi toprağa atılıp üstü örtülenler ne olacak? Onların, ailelerin hakları ne olacak?
 
Aşıya inanmayan, aşı konusunda şüphesi olanlara söylenmedik laf kalmadı, cahil de ilan edildiler, vatan haini de. Şimdi “haklıymışsınız, özür dileriz” diyen bile yok.
 
Covid-19 testi pozitif çıkanları evlerinde eşlerinden, çocuklarından haftalarca uzak tuttunuz. O çocukların annesiz, babasız günleri için kimse bir şey demeyecek mi?
 
Covid olduğu için eve kapanan insanlara avuç avuç favirpiravir yutturdunuz. Milyarlarca dolar devlet zarara uğradı, sonrasında da “Favirpiravir’in aslında bir faydası yokmuş” noktasına geldik. Daha durun, bir de bunun bir sonraki aşaması var, “Şu şu zararları varmış” aşaması. İnşallah gelmeyiz o aşamaya zira haksız çıkmaya gönüllüyüm.
 
Devasa işletmeler üretimlerini durdurdu. İşletmesi batanlar, fabrikasını satanlar, bütün sermayesini bu süreçte tüketenler oldu. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi “vay be ne pandemiydi” nasıl diyebiliyorsunuz?
 
Dünya Sağlık Örgütüne ve o örgüte uyan tüm ülkelere, kurumlara söylüyorum: Aşı olmayanlara hiçbir yere giriş izni vermediniz, ama aşıyı da mecburi hâle getirmediniz. Neden? Bu işin sonunu biliyordunuz, mecbur tutarsanız milyarlarca dolar tazminat ödeyeceğinizi daha o günlerden biliyordunuz değil mi? Kaçacak yer hazırdı: “İyi de biz aşı yasal zorunluluktur demedik ki, yaptırmasaydınız”.
 
Size de aşina geldi değil mi Dünya Sağlık Örgütünün ve onun uydusu olanların bu yaklaşımı. İbrahim Suresi 22. ayette bahsedildiği gibi ne diyordu şeytan?
 
“Şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah, size gerçek olanın sözünü verdi (emir ve yasaklarına uymayanlara cehennem azabı). Ben dünyada yalnızca sizi kandırmak için bulunmaktaydım, sizi yanılttım, yoldan çıkardım, yanlış olana sevk ettim çünkü bu benim de içinde bulunacağım cehennem içindi. Ben sizi zorlamadım çünkü öyle bir gücüm yoktu. Ben sadece aklınıza getirdim, siz de hemen söylediğime geldiniz. O hâlde beni suçlamayın, kendinizi suçlayın. Artık ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz.”
 
Şahsım adıma konuşayım; tek bir doz aşı olmadım. Çünkü içime sinmedi. Burnuma kötü kokular geliyordu. Etraftan gelen “Ömer sen akıllı bir adamsın, cahil biri değilsin, cahil gibi davranma” sözlerine aldırış etmedim. Kendim olmadığım gibi eşime de anlattım, ondan da aynı kararı vermesini istedim. O kadar ağırdı ki bunu istemek, eğer kararım yanlışsa kendim zarar görsem bu kabul edilebilirdi ama benim kararım yüzünden eşim zarar görseydi vicdani yükü çok ağır olacaktı.
 
Zaten bundan beslendiler. Korkudan. Panikten.
 
“Aşı olmamaktan dolayı öleceğime, aşı olduğum için öleyim” ya da “Kendim için değilse bile ailem için, yoksa vicdan azabı çekerim”
 
İnsanları bıraktıkları arafa bakar mısınız?
 
Aşı olmadığım gibi o burna sokulan test çubuklarından bir kez bile burnuma sokturmadım. O da bana çok saçma gelmişti.
 
İlk günden beri bu durumun bir tür grip olduğuna inandım, “grip” olduğumda yattım, dinlendim, vitamin aldım, bol su içtim, üç-beş günde toparladım, kalktım.
 
Belki de bu kadar basit, bu kadar sıradan bir şey için bütün dünyayı hapsettiler. Bütün ekonomileri çökerttiler.
 
Ne için?
 
“Evde Kal!”manız için.
 
Toplumları evlere hapsedecekler, Covid’le başladılar, şimdi ekonomik krizlerle, akaryakıt zamlarıyla.
 
Bugün bir haber okudum, uçak üreticileri uçak siparişlerini yetiştiremiyor. Hava yolu şirketleri uçak tedarik edemiyor. Bu yüzden uçak kıtlığı olacak, hava yolu şirketleri özel jet kiralamaya, en azından zenginleri uçurmaya yönelmiş.
 
Kısacası şimdi de hava yolları üzerinden “Evde Kal!” diyorlar.
 
Fahiş kira artışları da bu yüzden. Paran yoksa köye dön, metropolleri boşalt, zenginler rahat edemiyor senin yüzünden”.
 
Siz pandemi bitti sanıyor olabilirsiniz, ama pandeminin de bir parçası olduğu plan devam ediyor.
 
Fakirsen öl, yaşlıysan öl, hayatta kalırsan köye dön, şehirde kalırsan evde kal.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.