Seçim sabahı notları

Sesli Dinle
A -
A +
Bugün seçim günü. Benden büyükler belki görmüştür ama ben bu kadar bıçaksırtı, bu kadar sonucu belirsiz bir seçim hiç yaşamadım.
 
Düşünün belki birkaç yüz bin oyla sekiz siyasi lider tarihin tozlu sayfalarına kaldırılacak, birçok parti (bunlar içinde yeni kurulanlar da var) tasfiye olacak ve aynı zamanda Türkiye siyasi tarihinin en uzun iktidarı kendi rekorunu tazeleyecek.
Ya da devasa bir görev değişimi yaşanacak, ülkenin bütün kurumları el değiştirecek, üst ve orta düzey yöneticileri değişecek, 21 yıllık bir iktidar ve Türkiye tarihinin son 30 yılına damgasını vuran bir lider belki de emekli olacak.
 
Dostlar, burası benim en rahat konuştuğum yer, sosyal medyada her tip insan olduğundan orada her görüşümü yazmıyorum. Gazetemiz malum artık abonelik sistemiyle çalıştığı için herkes okuyamıyor yazıları, sadece gerçekten bu gazeteyi okumak isteyenler, bunun için de bir bedel ödeyenler okuyor. O yüzden en rahat ve en açık size anlatacağım.
 
Günlerdir düşünüyorum. Bu kararı da öyle kolay almadım. Geçmiş dönemlerde her zaman birçok insana AK Parti’ye oy verdirmiş, her sosyal medya mecrasında açık açık ikna paylaşımları yapmıştım. Ta ki 2018 seçimlerine kadar. Yanlış adaylar, yanlış stratejiler, hatalardan ders çıkarmamalar, İstanbul’da ve Ankara’da yapılan hatalar sonucu rakibine bu iki önemli şehri teslim etmeler sonucu artık destek olmayacağım dedim.
 
Hatta bu arada yeni kurulan partilerden teklifler geldi, bir tanesinin genel başkanıyla görüştüm bile. Ama onu da gönlüm kabul etmedi. Kızmıştım ama gidip sırf rövanş için kurulan, sabah akşam eski liderini eleştiren adamların partisinde olamazdım. Ben de kızgın, eleştiren ama camiadan da gitmeyen, biraz daha işine gücüne odaklanmış biri olmayı seçtim.
 
Erdoğan dendiğinde orada bir durmak gerekir. 39 yıllık hayatımın yarıdan dörtte üçü Erdoğan’la geçti. Onun şiir kasetini kaç defa dinlediğimi hatırlamıyorum bile. Pınarhisar’da rahmetli amcam ve babam giderdi, biz gidemezdik ama selamımızı götürürlerdi.
 
Evet, düşünüyorum dedim. Ciddi ciddi düşündüm. Takım tutar gibi oy vermeyi Kur’ân-ı kerimde defalarca Rabbimizin buyurduğu “Akletmez misiniz?” sorusuna zıt buluyorum.
 
Düşüne düşüne seçmeliyiz her seferinde, her oyumuzu böyle vermeliyiz diye düşünüyorum.
 
Ancak geldiğimiz noktada hâlâ Türk siyasetinin gerçek, doğru, kaliteli bir alternatife ihtiyaç olduğu aşikâr. Bunu sağlamanın yolu da yamalı bohça gibi biraz ondan biraz bundan diyerek bir alternatif üretmek değil. Ben bu seçimden sonra daha yepyeni yüzlerin, yepyeni siyasi hareketlerin doğacağını düşünüyorum.
 
Son 5 yıla yüzyılda bir denk gelen bir pandemi, tüm dünyayı kasıp kavuran bir tedarik krizi, küresel istihdam krizi ve nihayetinde küresel ekonomik kriz denk geldi. Zaten 5 yılın öncesinde de Gezi Parkı ve arkasından 15 Temmuz hain darbe girişimi vardı. Bütün bunlara rağmen Türkiye son bir yıla kadar ekonomik olarak iyi geldi. Bugün sorunlar var, kira krizi, ekonomik kriz, alım gücünün düşmesi ve işsizlik. 
 
Herkesin kendince bir oyu var. Gidip sandığa o oyu, gönlünden geçen düşünceyi bırakacak. Sadece oyu verirken düşünmemiz gereken kızgınlıklarımız, öfkelerimiz, canımızı sıkmış münferit olaylardan ziyade ülkeyi kimin daha iyi ve doğru yöneteceği olacak.
 
İcra ettiğimiz mesleğin mensupları olarak maaşlarımıza zam yapılıp yapılmadığından, yüksek gelen vergilerde indirim olup olmadığından çok daha önemlisi bu vatanın, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünün korunması.
 
Ekonomik dalgalanmalar olur, geçmişte de oldu, yine olacak. Kim yönetirse yönetsin bu ülke hürriyetinden, bağımsızlığından ödün vermediği sürece içeriden de dışarıdan da ataklar olacak.
 
10 kişilik şirket yönetiyorsunuz, çalışanın derdi bitmiyor, borç alacak dengesi bir türlü kurulmuyor. Bir işe giriyorsunuz, zarar ediyorsunuz. Kredi alıyorsunuz, ödemekte zorlanabiliyorsunuz. Ya da 5 kişilik bir aile idare ediyorsunuz, her gün birisi bir şeylerden şikâyetçi olabiliyor. Beş kişiyi huzur içinde zapt edemiyoruz. Ama siyasilerden 85 milyonu aynı anda mutlu, mesut etmelerini bekliyoruz. Haksızlık etmeyelim.
 
Herkes gönlünden geçeni, ülke için, gelecek için, yarınlarımızı en güzel şekilde tesis etmek için kimin daha ehil, kimin daha mahir olduğunu düşünüyorsa oyunu o yönde kullansın.
Gerisi hallolur.
 
Ama çok daha önemlisi, sandıktan çıkacak karara saygı, karşıt görüştekinin sevincine gölge düşürmeden, üzüntüsünün üstünde tepinmeden sonuca ulaşmak.
 
Çünkü oy verdiği taraf kazanamadığında kimse o vatandaşlıktan çıkmıyor. Hizmet almaya devam ediyor, kazanan taraf iyiyse herkes iyi hizmet alıyor, kötüyse herkes çile çekiyor.
 
Bir derbi maçı gibi bakmayalım bu seçimlere. Ülkemiz için en hayırlısı olsun inşallah.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.