Toprağa yatırım yapan adam: Mehmet Gökçe Bilyay

Sesli Dinle
A -
A +
Biricik teyzemin biricik oğlu, ağabeyim, ilk patronum, kendisinden çok şey öğrendiğim Mehmet Gökçe Bilyay’ı kaybettik tam iki hafta önce.
 
47 yaşında, çok genç, çok dinç, çok heyecanlı ve müthiş azimli bir insandı.
 
İyi yaptığım birçok şeyi ondan öğrendim.
 
18 yaşında üniversiteyi kazandığım sene kendisi de bir yazılım şirketinin yöneticisiydi. Okulum Avcılar’da, şirketin ofisi ise Mecidiyeköy’deydi.
Bana hayatımın en önemli, en eşsiz davetini yaptı. “Gel bizim şirkette bir şeyler öğren.”
 
Evimiz Bahçelievler’deydi, sabah Avcılar’a gider, iki derse girer, arada iki boş ders varsa binip iki-üç vasıtayla Mecidiyeköy’e giderdim. Metrobüsün olmadığı yıllardı. Bütün otobüs yolculuğu boyunca uyurdum. Çünkü yorucuydu.
 
Gökçe Bilyay mütevazı bir ailenin iki çocuğundan büyüğü ve ailenin tek erkek evladıydı. Hem kendisi hem de kız kardeşi Seda ablam önce Robert Kolejinde burslu, sonra da Boğaziçi Üniversitesinde başarıyla okumuşlardı.
Gökçe Abi’min hem okul, hem iş hayatı çok zengin gençlerle iç içe geçti. Buna rağmen çok mütevazı olan Golf model arabasını hem okul hem de iş hayatı boyunca yıllarca kullandı. Hiçbir zaman bir arabayla, bir kıyafetle, bir saatle satın aldığı bir şeyle övündüğünü görmedim.
 
Ben Erzincan’da yaşadığımız dönemden İstanbul’a taşındıktan sonraya, kısacası çocukluktan gençliğe tüm hayatımda Gökçe Abi’mden bana kalan kıyafetlerle büyüdüm. Bir kez olsun üstümde görüp de “Şu da benim sevdiğim kazağımdı, bu gömleği de çok severdim” dememişti.
 
Bütün bunları kendisini kaybettikten sonra uykusuz ilk gece düşündüm.
 
Hayattayken pek fark etmemiştim.
 
Son yıllarda bütün o hırslı dönemlerini geride bırakıp tarım teknolojilerine yatırım yapmıştı. Şirketin kurucusu olduğu hâlde köy köy, tarla tarla ekibiyle gider, sensörleri toprağa yerleştirme aşamasına kadar başında dururdu.
Dünyanın geleceğinin tarımda olduğunu anlatırdı telefonda her konuştuğumuzda. Tarım sadece işi değil, aynı zamanda halet-i ruhiyesi olmuştu, sakinleşmişti, çok daha huzurluydu.
 
Son yıllarında artık patron-çalışan ya da kuzen-kuzen değil arkadaş olmuştuk. Sık sık telefonlaşırdık. 30 Ağustos’a randevulaştık buluşmak için, nasip olmadı. O günün tatil olduğunu söylediğimde “Haklısın unutmuşum, evdekilerle konuşayım bakalım bir planları var mı” demişti. Görüşemedik.
Ama son dönemde çok kez konuştuk. Bir seferinde “Abi yaşlanma korkusu yaşıyor musun hiç” dediğimde “Yaşlanma değil de ölüm korkusu yaşıyorum küçük çocuğum olduğu için” demişti.
 
Cenazesinde yüzlerce insan buluştu. Günlerce evlerine akın akın insanlar geldi. Sadece Türkiye’den değil dünyanın her yerinden.
 
İlginçtir, ben kuzenimi, anne-babası evlatlarını, kardeşi abisini öldükten sonra tanıdı. Erzincan’da Erzincan Gönüllü Gençler Derneği var, o dernek her kış Erzincan’da yüzlerce gence bot-mont-atkı-bere hediye ediyor. Birçok yetimi, birçok yoksulu, birçok yaşlıyı gözetiyor. Her bayram yüzlerce çocuğu giydiriyor. O derneğe sayısız kez destek olduğunu öğrendik, binlerce çocuğa dokunmuştu hayırları ama bunu kimse bilmiyordu.
 
Bir elin verdiğini öbür elin görmemesi gerektiği hâlde, bir elin verdiğini öbür elin kameraya kaydettiği günümüzde en yakınımızın yaptıklarından habersiz olmak ne büyük bahtiyarlık.
 
Rabbim cennetinde cemaliyle müşerref kılsın.
 
Bu dünyadan bir Mehmet Gökçe Bilyay geçti.

BİR DÜZELTME, BİR ÖZÜR

Bir özür: Geçen haftaki yazımda İstanbul Valisi Sayın Davut Gül’e yönelik bir talebe cevap alınamadığından yola çıkarak bir serzenişte bulunmuştum. Hem Basın Danışmanı Emin Gökçegözoğlu hem de Özel Kalem Müdürü Aslan Tektaş aradı. Araştırdığımızda talebin valiliğe, dolayısıyla da Vali Bey’e ulaşmadığını öğrendik.
 
Ama bu vesileyle şöyle bir bilgi aldım. Henüz valilik görevine başlayalı birkaç ay olmasına ve çok sayıda randevu talebi gelmesine rağmen İstanbul Valisi Davut Gül’den randevu talep eden herkese randevu verildiğini öğrendim.
Cevaplanmamış bir tek e-Posta’larının bile olmadığını öğrendim. Bir yandan mahcup olurken diğer yandan da çok mutlu oldum, böyle bir vesileyle de olsa İstanbul gibi Türkiye’nin değil dünyanın en büyük şehirlerinden birinin valisinin her çağrıya bu kadar hassas olması çok güzel, çok özel.
 
İnşallah en kısa sürede özel olarak ziyaret edeceğim Sayın Vali’mizi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Bahri ARSLAN 24 Eylül 2023 11:30

Allahüteala rahmet eylesin mekanı cennet olsun Rabbim cennetteki derecesini Âli eylesin Sizlere sabr-ı cemil nasib etsin inşallah