Zamlara şaşıranlar, onlara şaşıranlar!

Sesli Dinle
A -
A +

İki gündür herkes hayretler içinde. KDV oranlarında %2’lik artış herkesi şoke etti. Başka bir gündem yok, konu zamlar.

 

Bazıları da şaşıranlara şaşırdı. Ben de onlardan biriyim.

  • Oğlunuza 100 lira verdiniz ama 1000 TL’lik alışveriş yapıp gelmiş, “Oh 900 lira kârdayız” mı dersiniz, yoksa oğlum nasıl oldu bu iş mi dersiniz?

  • Mobilyacıya bir sehpa siparişi verdiniz, o kadar da para verdiniz, bir geldi ki koca bir yemek takımı. “Bir sehpa fiyatına yemek takımı sahibi olduk” demezsiniz değil mi? “Usta sen bunları yanlış getirdin galiba” dersiniz.

  • Cebinizde 50 lirayla çorbacıya gittiniz, bir de baktınız garson masayı donatıyor. Humuslar geliyor, perde pilavları gidiyor, büryanlar geliyor kuzu pirzolalar gidiyor. “Herhâlde günün şanslı müşterisiyim, ekmeği de suyuna banayım” mı dersiniz, yoksa çıkıştaki hesabı mı düşünürsünüz?

İşte bireysel olarak o çıkıştaki hesabı düşünürken bireyler birleşip de topluma dönüşünce o hesabı düşünemiyoruz.

 

Seçim öncesi siyasetçiler elimize geçti ya, istedikçe istedik.

 

100 bin atama yap, oy verelim.

 

3600 ek göstergeyi çöz, oy verelim.

 

Taşeronu kaldır, oy verelim.

 

Emekliye ikramiye ver, oy verelim.

 

Emeklilikte Yaşa Takılanların hepsini emekli yap, oy verelim.

 

Asgari ücreti arttır, oy verelim.

 

Depremzedelere konut yap.

 

Selde evi, iş yeri yıkılanların tüm masraflarını karşıla.

 

Onu yap, bunu yap.

 

Yetmedi bir de seçimi kazanma şansı olmayanların bol keseden vaatleri de hoşumuza gitti, oy vermedik ama vaatlerini aldık, işi yapacak olana “Bak böyle diyorlar, sen ne diyorsun?” dedik.

 

Ha, yukarıda yazdıklarım haksız, yapılmaması gereken şeyler miydi? Birçoğu gerekliydi. Ama maliyeti vardı.

 

Sevdiğim bir iş insanı abimin güzel bir sözü var: “Yerken, içerken gülüp eğleniyordunuz, hesap gelince niye bozuldunuz? Yüzleriniz düştü, moralleriniz yerlerde, neden?”

 

İki kilo et attığımız kıyma makinesinden 10 kilo kıyma bekledik, hâliyle o da “hele 8 kilo daha et atıver” diyor.

 

Çok önemli bir ekleme. Sadece halkın talepleri mi bizi bugüne getirdi? Katiyen. Kolaycılığa kaçamam.

 

Önce pandemi, sonra küresel kriz, sonra tedarik krizi, Rusya-Ukrayna savaşı, Türkiye’nin de bütün bunlara zaten güçlü bir ekonomiyle yakalanmamış olması, üstüne bir de ekonomi yönetiminde yapılan bazı hatalar, son olarak da kamunun mali disiplini bir türlü sağlayıp giderlerini kısamaması gibi birçok gerekçe de vatandaşın elinden gelmeyen, hiçbir kabahatinin de olmadığı şeylerdi.

 

Hatırlarsanız seçimden çok önce yazmıştım. Dünya küresel bir fırtınaya hazırlanırken Türkiye iki yıl üst üste seçimlere hazırlanacak ve bunun bedelini de biz vatandaş olarak ödeyeceğiz demiştim.

 

Mesela 28 Nisan 2023’te şöyle bir tweet atmışım: “Hepsi bir tarafa, bu kadar seçim endeksli bir hayatı kabullenemiyorum. Mesela dolar/avro almış başını giderken, dünya krize tepetaklak yuvarlanırken bizim Hazine ve Maliye Bakanının Mersin'de milletvekilliği seçim çalışması yapmasını aklım almıyor.”

 

Ve işin daha acıklı olan kısmını söyleyeyim, iş öyle %2’lik KDV artışıyla, yurt dışından gelen telefonları kayıt etme bedelinin artırılmasıyla, MTV’yi iki kere almakla çözülecek bir iş değil.

 

Zor, çetrefilli bir mücadelenin daha ortasına, pandemi diliyle pik noktasına gelmedik.

 

Özetle; “Zor günler geride kaldı, şimdi sırada daha zor günler var.”

 

Bunları da moral bozmak için söylemiyorum, hazırlıklı olalım. Hangi fırtına geçmemiş ki?..

 

 

 

KDV ÖNERİM

 

 

 

KDV oranlarında %2’lik bir artışa gidildi. İşletmelerin ödediği KDV bildiğiniz gibi mali müşavirlerce aylık kesilen faturalarla alınan faturalardaki KDV matrahlarına göre belirleniyor.

 

Dolayısıyla Türkiye’de her ay her işletmenin daha az KDV ödeyebilmesi için mali müşavirler akla karayı seçer. Bazı kesilecek faturalar sonraki aya aktarılır. Birçok firma KDV ödememek için ay sonunda mal alımı yapıp “Devreden KDV"sini daha yüksek gösterir.

 

Bu gibi şeyleri yapamayacak olan dev şirketlerin de zaten kâr marjı düşük olduğu için KDV’si düşük çıkar. Özetle Türkiye’de KDV toplamak zor iş.

 

Önerim şu; hiç KDV beyanına, mali müşavirlerin “oradan al, buradan ver” işlemlerine gerek kalmadan kesilen her faturanın %5’ini devlet KDV olarak doğrudan alsa daha çok KDV toplayabilir. Zira %18, %20 gibi oranlar ciddi oranlar olduğundan işletmeler “Nasıl yapar da bu vergiyi ödemekten kurtulurum” diye düşünüyor. Yüzde 5 olduğunda kimse ne kaçınmaya, ne de kaçırmaya tenezzül eder, öder geçer.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığına önerimdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.