“Küsecekmiş gibi barışacak, barışacakmış gibi küseceğiz”

A -
A +

O gün etrafımızda olanların bir şey dememiş olmasından faydalanıp hemen söze karışmış hepimizi de şaşırtmıştı Tanju!..

 

 

Bu arada sessiz sakin bir köşede bizi dinleyen Tanju lafa girdi. Oysa o dinlemeyi daha çok severdi. Aramızda en utangaç olanımız; belki de en saf, en temiz kalanımızdı. Umumiyetle hep tefekkür eder, malayani konuşmaktan imtina ederdi. İnce uzun boylu, düzgün süzme burunlu, açık geniş alnı ile hâlâ dikkatleri çekecek kadar yakışıklıydı. Alnının üstünü sarkan uzun ondüle saçlarının çoğuna ak düşmüştü, seyrekleşse de tamamen dökülmemişti, uzaktan gümüş gibi parıldıyordu. Konuşurken devamlı gözlerinin önüne düşen saçlarını sık sık yukarı kaldırma ihtiyacı duyuyordu. Söylediklerimizi, sadece “evet” mânâsında başını sallayarak tasdik etmekle yetinirdi. O gün etrafımızda olanların bir şey dememiş olmasından faydalanıp hemen söze karışmış hepimizi de şaşırtmıştı:

 

- Yani “Vurana elsiz, sövene dilsiz” misali bir hayat sürmemiz lazım diyorsunuz. Yoksa huzur ve saadet denilen şey olmuyor. Bir noktada nefisler devreye giriyor şu veya bu şekilde. Nefsin olduğu yerden de hayır gelmiyor. Sadece lakap ya da kulp takıyorlar insanlar.

 

- Mesela…

 

- Mesela DELİ diyorlar. Öyle aşağılayıcılar ki dayanmak zor!

 

- Varsın kimileri bu hususiyetlerimizden dolayı seni beni aptal sansın, deli desin! Ne derse desin ne fark eder ki?

 

- !!!

 

- Münasebetlerimizde aşırılıklardan uzak, daima orta yolu seçtikten sonra mesele yok! Yani “Küsecekmiş gibi barışacak, barışacakmış gibi de küseceğiz…” icabında. Malum hayatımızda “Ya hep ya hiç…” olmamalı. Unutmayalım ki sevgi ve muhabbetinde dengeli olamayan kızgınlık ve öfkeli hâlinde de dengesiz oluyor. O zaman da insan olmaktan çıkıyor ahmaklardan oluyor!

 

- Bizde “ahmağın katmerlisi” diye bir ifade var. Yani çapa yapmadığı, sulamadığı, gübreleyip beslemediği bahçeden ürün veya meyve bekleyen ham hayalperestlere ahmağın katmerlisi deniyor.

 

- Katmerlisi de dense, yaldızlısı da olsa fark etmez; ahmak ahmaktır! Münasebetlerini, hislerini bir fidan gibi bakıma alıp beslemeli insan... Unutmayalım ki; imtihandan geçmeyenler, üflendiğinde yıkılıp giden karton evlere benzer. Herkesin bildiği bir anonim tespit var çok da hoşuma gidiyor:

 

 

 

Geçme namerdin köprüsünden, bırak sel alsın seni.

 

Sinme tilkinin gölgesine, bırak aslan yesin seni…

 

 

 

- Duymuştum, aslan aç kalsa da çakalın artığını yemezmiş.

 

- Kim bilir ne hikmetleri var! İhtiyaç öyle bir alçak kapıdır ki, boyun ne kadar yüksek olsa da seni o kadar eğilmek mecburiyetinde bırakıyor. Dünyaya düşkün olanların arasında kimse kimsenin umurunda olmuyor maalesef. Ahiretini bir hiçe ziyan edene akıllı denir mi bilmem?

 

- Hiç de denmez! Birazcık keyif için ebedi hayatını zayi edene akıllı denmediği gibi insan da denemez! Hülasa; îmân yoksa hiçbir şey de yok!

 

- Aynen! Acı çekenin ıstırapları başkalarına ninni gelebiliyor. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.