12 ZORBA SENATÖR!

A -
A +

UCM-Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Gazze Celladı, Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkartacağına dair haber bir aya yakın bir zamandır gündemde konuşuluyor:
-Mahkemenin böyle bir karar alma hakkı var mıdır?
-Vardır.
-Verilecek karar, hukukî olur mu?
-Olur.
Zira; ortada; on binlerce insanı öldürmüş, on binlerce insanın sakat kalmasına sebep olmuş, binlerce ev ve iş yerini yıkmış, bir milletin hayatına kastetmiş, başına buyruk hareket eden, hiçbir insanî değer tanımayan ırkçı, siyonist bir câni mevcut.
Dünyada bugün de hukuk ve adalet… denen kavramlar mevcutsa; katliam, zulüm ve soykırım bugün de ağır cezalık suçsa o zaman mahkemenin, gıyabında bile olsa adı geçen faili yargılayıp hakkında yakalama kararı çıkarması olmazsa olmaz bir mecburiyettir.
Söz konusu milletlerarası ceza mahkemesinin Netanyahu hakkında nasıl bir karar vereceği henüz belli değil:
Yakalama kararı verip-vermeyeceği, yakalama kararı verse bile bu kararın BMGK-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini aşıp aşmayacağı da meçhuldür.
Mahkeme, tedbiren ara kararı olarak veya mahkumiyet cezası verdikten sonra yakalama kararı verse, BMGK da -çok uzak ihtimal ama- bunu tasdik etse bile siyonist Netanyahu’nun yakalanması yine belli değildir. Bunun için hakkında böyle bir karar verilmesi ve derecâttan geçmesi yetmediği gibi adı geçen Cellad’ın İsrail dışına çıkması ve UCM’yi kabul etmiş bir devlete gitmesi gerekir.
Hâl bu iken; yâni gerçekte lafta kalacak bir ceza yargılaması yaşanırken 2’si kadın, 1’i siyahî, 1’i Senato yöneticilerinden 12 Cumhuriyetçi senatör dünya tarihinde görülmemiş bir pervasızlıkla UCM’ye mektup yazarak hâkimleri tehdit ve yargılamaya müdahale ettiler.
Bu zorbalar, şu gözdağlarını vermekteler:
-Netanyahu hakkında alınacak böyle bir yakalama kararı, yalnızca İsrail’in değil, ABD’nin de hükümranlık haklarına müdahaledir. ABD, UCM’yi kuran sözleşmeye taraf değildir. Mahkemenizden böyle bir karar çıkması hâlinde ABD, UCM’ye verdiği her türlü desteği çekeceği gibi mahkeme mensuplarıyla aileleri de ABD’ye giremeyecektir.
Böylesine hezeyan mahsulü tehditlerin en alt satırında da “ihtar ederiz!” denmektedir. Bizdeki haberlerde “uyarıldınız!” dense de hukuk dilinde doğrusu ihtar ederiz cümlesidir.
Bu senatörler durumdan vazife çıkararak küstahlık ve işgüzarlık yapmışlardır.
Çünkü:
1-Kongre yahut Senato, kendilerine vazife vermemiştir.
2-ABD adına böyle bir konuşma yapma veya yazılı ihtar gönderme yetkisine sahip değillerdir.
3-Hükûmeti teşkil eden Demokrat Partiye de mensup değillerdir. Olsalar da bu keyfîliği yapamazlar.
Belli ki bu senatörleri Yahudi Lobisi seçtirmiştir. Şimdi lâzım olunca da kullanmaktalar. Dolayısıyla sahibinin sesi işitilmekte.
Bu haddini bilmez ve cahil 12 besleme senatör devam etmekte olan; derdest olan bir davaya müdahale etmek ve tehditler savurmakla suç işlemişlerdir.
Halbuki siyonist Netanyahu, çoğu çocuk ve kadın 50 bine yakın insanı katleder, bir o kadar insanı sakat, çocukları yetim ve öksüz bırakır, binlerce evi yer ile yeksân ederken onlardan tek kelime kınama sesi duyulmadı.
Yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı.
Adalete hesap vermeliler.
Gazze Celladı gibi onun suç ortaklarına da dâvâ açılmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.