Kitap Diyeti

Önümüzdeki hafta TÜYAP Kitap Fuarı başlıyor. Kitapseverler yine büyük bir heyecanla fuara akın edip on binlerce kitap arasında oradan oraya savrulacak. Kimisi klasiklere, kimisi yeni çıkanlara, kimisi çok satanlara yönelecek. Fuarın ardından muhtemelen gazetelerin iç sayfalarındaki cinayet haberleri arasına sıkıştırılmış "Kitap fuarına bu sene de ilgi çok büyüktü" yorumları okuyacağız.

Ve yine şaşıracağız.

Çünkü her ne hikmetse, dünyadaki kitap sayısı hızla artarken, iyi insan sayısı azalıyor. Galiba "Kitap okumuyoruz" diye o kadar çok yaygara kopardık ki, nicelik, niteliğin önüne geçti.

Artık kitap okumayanlar kadar, düzensiz kitap okuyanlar için de endişelenmek gerekir. Çünkü yiyecek bulamadığı için aç kalan insanların durumu ne kadar vahimse, düzensiz beslenen obezlerin durumu da bir o kadar vahimdir.

Konu beden sağlığı olunca diyet ve sağlıklı beslenme hep gündemde oluyor. Ama sürekli abur cuburla beslenen obez ruhlar için kitap diyeti tavsiyesi veren uzman hiç yok!

Sayısıyla övündüğümüz kitapların birçoğu makarnadan, plastik boncuktan yapılmış ucuz takılar gibi maalesef...

Estetik açıdan doyurucu, kıymetten yoksun...

Mesnevinin kırıntılarından oluşan aşk hikâyeleri yok satıyor da, Mesnevi niçin satmıyor, hiç düşündünüz mü?

Cevabı muhtemelen hepimiz biliyoruz ama abur cubura öyle alışmışız ki, vazgeçemiyoruz.

Gösteriş meraklısı cümlelerin içinde ruhunu çoktan teslim etmiş moda kelimelerden beslenmeye çalışıyoruz. Pahalı elbiseler taşıyan cansız mankenler gibi satır aralarında bekleşen kelimelerden...

Belki de bu yüzden, on cümlemizin beşinde empati kelimesini kullanıyor ama komşumuz açken horul horul uyuyoruz.

Kendi alfabemize küstüğümüz için girdiğimiz bunalımdan, bizim kelimelerimizle cümle kuran kişisel gelişimcilerin dolar endeksli seanslarında çıkmaya çalışıyoruz.

Yüzlerce kişisel gelişim kitabı okuyarak harcayacağımız zamanı, oturup "Kendin için istemediğini, başkası için de isteme" hadis-i şerifini düşünmeye harcasak daha iyi olmaz mı?

Toprağın altı, ömür boyu çabaladığı halde hayat görüşünü netleştiremeden ölenlerle doluyken macera aramaya hiç gerek yok.

Dünyada kitap sayısı çoğalırken, erdemli insan sayısı hızla azalıyor.

Ama çok şaşırmaya da gerek yok aslında.

Çünkü milyon tane plastik boncuğu bir araya getirsen bir beyaz inci etmiyor!..