Buyurun birlikte yemek yapalım

A -
A +

Son yıllarda trendi süratle yükselen konu "yemek içmek". Daha doğru bir deyimle gastronomi. Uluslararası büyük gıda firmalarının bu yükselişte etkisi olmadığını söyleyemeyiz. Ancak kültürel yöndeki gelişmeyi de göz ardı etmemeliyiz. Bugün, insanlar, açlığını gidermek için yemek yemiyorlar. En azından, önlerine gelen yemeğe önce, onun ne olduğunu sorup soruşturuyor, nereden geldiğini, nasıl yapıldığını bile merak ediyorlar. Artık küçük çocukların bile seçme, bilme hakkı var. Üç yaşındaki çocuk, çikolatalı ya da vanilyalı bisküvi, çilekli dondurma, kremalı pastayı seçiyor. Küçük yaşlarda bu seçimde rol oynayan iki etken sadece tat ve koku. Tadını beğenirse, kokusunu severse yiyor. Daha ileri yaşlarda, merak, yeni tatları tanımak isteği devreye giriyor. SEYAHAT ACENTELERİNDEN YENİ HİZMET Dünyayı tanımaya başlayan olgun insan, başka kültürlerin yemeklerini de tanımak istiyor. Çevrenize bakın, yeni coğrafyaların değişik mutfakları ne kadar sıklaştı. İtalyan, İspanyol, Lübnan, Çin, Japon, Thai, Hint, İran ilk aklıma gelenler. Hepsinde kendi ülkelerine özel yemekleri yiyebiliyorsunuz. Böylece bir başka ülkenin, başka kültürün damak tadını siz de tadıyorsunuz. Son yılların bir başka modası, seyahat ettiğiniz ülkenin mutfağını o ülkede uygulayarak tanımak. Seyahat acentelerinin programlarında müşteriye yeni bir imkan sunuluyor. Gittiğiniz yerin çarşı pazarını dolaşmak, yerli, yöresel gıda ürünlerini tanımak. Daha sonra bir mutfağa girip, oraya özel yemekleri pişirmek ve yemek. Avrupa, bilhassa Fransa, İtalya seyahatlerimde buna şahit oldum. 10 sene önce gittiğim, Girit adasında, hemen her evin kapısında "Yemek kursu verilir" ya da "Buyrun birlikte yemek yapalım" gibi ilanları görünce şaşırdım. Bir tanesine ben de katıldım. Evin hanımının öğretmenliğinde, 6 kişi birlikte yemek yapmış, daha sonra birlikte yemiştik. Hele yaptığımız yemeklerin ikisi börek ve patlıcan musakka olunca "neden bizde de olmasın" demiştim. TANITIMINDA YENİ BİR MEKÂN İstanbul'daki mutfak okulları sadece kendi talebeleri için yeterli olabiliyor. Profesyonel anlamda çalışmak için, kişiye özel tek mutfak bulunması gerekli. Bu problem de çözüldü. Geçen ay, Cihangir'de dört katlı bir binada, tüm bu imkanlara sahip yepyeni bir okul açıldı: "İSTANBUL KİTCHEN'S ACADEMY" Okulun açılış amacı, önce yurt içi ve yurt dışında çalışmak üzere kaliteli, eğitimli aşçılar yetiştirmek. Akademi'nin kurucu ortaklarından Hülya Durmaz'ın açıklaması şöyle: -Aşçılık dünyada ve Türkiye'de popüler bir meslek. Son yıllarda Türkiye'de bu mesleğe talep arttı. Biz de bu konuda mutfak eğitimi yanında, genel bilgi, estetik, sunum gibi tam donanımla mezun edeceğimiz şefler yetiştireceğiz. -Öğrencilerimiz, 4 aylık teorik ve pratik eğitimin ardından 4 ay boyunca 5 yıldızlı otellerde ve restoranlarda staj yapma imkanına sahip olacaklar. -Okulda sanatçı Ayla Algan aşçılara yönelik mesleki İngilizce eğitimi verecek. Okan Üniversitesi ile yapılan iş birliği sayesinde bütün öğrenciler Türkiye'de ve yurt dışında geçerli olan bir sertifikaya da sahip olacaklar. -Mutfak donanımımız mükemmel, noksansız. Atölyelerimizi Türk mutfağının tanıtımı için de kullanacağız. -Bu konuda seyahat acenteleri ile temas halindeyiz. Buyurun birlikte yemek yapalım PORTEKİZLİLERE YEMEK KURSU Türk mutfağını tanıtmak için açılan İstanbul Kitchen's Academy'de ilk uygulamalı yemek kursunu yazarımız Sevim Gökyıldız verdi. Gemini Turizm'in Portekizli grubuyla Beyoğlu Çiçek Pazarı'nda gıda ürünü tanıtım ve alışverişi yapıldı. Portekizlilere mutfakta, şef Fatih Kaya'nın da yardımıyla yaprak sarması, közlenmiş patlıcan salatası, mercimek köftesi, sigara böreği ve incir tatlısı yapımı öğretildi. Buyurun birlikte yemek yapalım Portekizliler uygulamalı lezzet kursuna hayran kaldı İlk denemeyi ben yaptım. Gemini Turizm'in Portekizli 12 kişilik grubuna ilk yemek kursunu verdim. Programımız sabah Beyoğlu Çiçek pazarında başladı. Yufkadan kadayıfa, kuru patlıcandan Urfa biberine kadar pazardaki tüm gıda ürünleri anlatıldı. Bazılarının tadına bakıldı. Peynirler unutulmadı. Manav, fırın, balıkçı, kasap tek tek ziyaret edildi. Her meraklı soruya cevap verildi. Daha sonra okula geldik. Menümde bize ait yöresel ürünlerin bulunmasına, yapımın kolay olmasına, kişilerin elleriyle çalışmasına imkan verecek yemekler vardı. Şef Fatih Kaya'nın de yardımıyla işe etli yaprak sarma ve biber dolmayla başladık. Herkes kendi için 3-4 yaprak, bir biber dolma hazırladı. İkinci yemeğimiz, közlenmiş patlıcan salatası. Sıra sigara böreği sarmaya gelince. Grupta eğlence dorukta idi. Sonunda hepsi başardı ve sigara böreklerimiz nar gibi kızarıp masaya geldi. Üçüncü yemek daha doğru deyimle salata mercimek köftesi oldu. Nihayet permezde pişmiş, içine ceviz konulmuş kuru incir tatlısını hep beraber yaptık. Üç saat süren kursun sonunda okulun personelinin hazırladığı mükellef sofrada hep birlikte yaptıklarımızı yedik. Yemek sonunda Türk kahvesi, lokum ve sucuklu ceviz ikramını Hülya Hanım yaptı. Yeni mutfak okulu, İstanbulun yıllardır beklediği bir açılımı başlattı. Bundan böyle, yabancılara yemeklerimizi, yemek kültürümüzü modern donanımlı bir atölyede tanıtmak mümkün olacak. Seyahat acentalarının yeni İstanbul programlarında, artık yemek alışverişi ve yemek kursu da yer alacaktır. En azından "Türk Mutfağının Elçisi" sıfatıyla, yer almasını can-ı gönülden arzu ediyorum. Haftaya dek sağlık, huzur, lezzet diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.