Hilmi'nin en sevdiği renk kırmızı, en sevdiği hayvan aslan, en sevdiği meyve sık sık değişiyor.
Kimden mi bahsediyorum? Hilmi adında bir yavrucağızdan. Yavrular hep masum olur, günahsız melek olurlar zaten. Hilmi de öyle. Üzülse de kızsa da sevse de sevmese de hep masum.
Bazen evin içini aydınlatan güneş olur, bazen yağmurlu bir gün gibi ıslak olur, yerler de damla damla gözyaşları. Ağlamaları öyle büyük büyük dertler, acıklı meseleler değildir. Hayatın karanlık yüzüyle tanışmamış ay yüzlü Hilmi...
Elleri küçücük olsa da gönlü kocaman...
Binbir emek ile büyüyen Hilmi ve dahası ilerisi için birer umut ışığı. Birer seâdet-i ebediyye için anahtar. Dikenli yolları temizleyen anne ile baba...
Kalkan olmuşlardır günahtan, dünyanın bunca kötülüğünden. Dünyanın her köşesindeki masum çocuklar birer Hilmi...
Sonsuz sevgisi ve merhameti ile bizi sarıp sarmalar. Büyüdükçe eren aklı ve bilgisi onun kirlenmesine, kişiliğinin değişmesine izin vermesin inşallah.
Hilmi, nazlı ceylanım. Yolun ürkütücü ve karanlık. Bu yolda senin yolunu aydınlatacak olan şey sadece senin temiz kalbin. Seâdeti ebediyyeye kavuşmak için bu yolu takip et ve hiçbir zaman yolunu kaybetme.
Seni ve diğer bütün Hilmileri bekleyen çok güzel bir yer var. Çukura düşmeden, çamurlu yolda paçanı kirletmeden geçtiğin her yol seni hep doğru yere ulaştırsın. Annenin ve babanın senin kalbine aşıladığı, adını verdiği o zatlar seni hiç yalnız bırakmasın inşallah.
Rumuz: Pervane
ŞİİR
Olmaz
Ömür geçer gündüzleri, geceleri soran olmaz
Gönül konar kırık dala, rüzgârını gören olmaz
Nehirler özler vuslatı, ummanına liman olmaz
Madem dil söyler, gönle misafir gözden olmaz
Âlemin her gecesinde, Hızır dolaşır gören olmaz
Her geceye bir Kadir gecesi gizlidir, bilen olmaz
Yoklukta varın feyzi tefekkür gemisinde hazinedir
Yolcuların heybesi, bulut haritasıdır bilen olmaz
Ezel gemisinde açılır ebedî gülün yaprağı
Maşukun dehrine kurulur hicran konağı
Ebedî aşkına taşar, muhabbetin gönül tası
Dökülür deryaya, dalgalanır yüzen olmaz.
Varlık yokluğun, yokluk varlığın yâreni
İlk nefese bağlanmış son nefesin kaderi
Ecel doğmuş yolcudur, gezer yeni evini
Buluşma adresine kadar vuslatın seyahati
Hayat mesafesinde çoktan yarıyı geçtik,
Kalan parçalar tama yetmiyor, yama biçtik,
Kefen üç parça, hayat tüneli kısa bir geçit
Doğar yaşar göçer, şu üç günlük dünyadan.
Yavuz Selim Bulut
SAĞLIK OLSUN
HORLAMA: Genellikle derin uykuda, ağızdan giren havanın yumuşak damak ve ses tellerini titreştirmesiyle meydana gelen kaba ses. Aşırı alkol kullanma, sigara içme, yorgunluk, kötü beslenme, şişmanlık, yumuşak damak kısmının gerginliğini kaybettirerek horlamaya sebep olurlar. Burun tıkanıklıklarında, şiddetli grip ve bademcik iltihaplarında, burundan nefes almanın engellenmesiyle horlama ortaya çıkabilir. Horlama, uyuyan şahıs için bir problem teşkil etmeyip evli çiftlerde ve topluca yatılan yerlerde diğer şahısları rahatsız etmesi bakımından önemlidir. Tedavisinde asıl prensip sebep olan rahatsızlığı iyileştirmektir. Horlayan şahısları yan çevirmek, çenesini yukarı kaldırmak, yastığını yükseltmek ve burundan nefes almasını kolaylaştıran diğer metotlara başvurmak şahsın horlamasını kesmekte faydalı olur. Doktorunuza danışınız...