Evet, CHP'de liderlik sorunu var!..

A -
A +
Baharın kendisini iyice gösterdiği bu tatil gününde, dinlenmeye çekilen siz değerli okuyucularımı neşelendirecek, gülümsetecek, sinirlerini gevşetecek esprili bir yazı yazmak isterdim...
Ama birçok meslektaşın istihza ile ele aldığı, Kılıçdaroğlu'nun son macerasını, ben bu denli hafife alamıyorum. Tıpkı şimdilik sessiz kalmayı yeğleyen, ama sinirinden dudaklarını kemirdiklerini tahmin ettiğim bazı CHP'lilerin algıladığı gibi, ben de bu olayın öyle mizahi taraftan ele alınacak bir konu olmadığını düşündüğüm için. Hayır, ben CHP'deki liderlik sorununu yeni seslendiriyor değilim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçildiği gün, kaleme aldığım yazının başlığı şöyle idi: "ESAS KEMAL GERİDEN GELECEK..."  İsteyen arşivlere girip bakabilir. "Esas Kemal"in Kemal Derviş olmayabileceğini de yazmıştım! Yalnız bir noktada yanıldığımı kabul ve itiraf ediyorum. Ben Kılıçdaroğlu'nun bu kadar uzun süre ile CHP'nin başında kalacağını beklemiyordum. Zannıma göre, Kemal Beyin liderlik ömrü, altı ay ile bir sene aralığında idi. Bu tahminim tutmadı...
Kemal Beyin CHP'nin başında daha uzun süre kalabilmiş olması, iyi mi, kötü mü oldu hesabı, tabii ki parti mensuplarına düşer. Ancak liderin kendi hesabına da, bu sürenin uzaması, acaba daha mı iyi? Zira gün geçtikçe, vizyonsuzluk ve çapsızlığın daha bariz şekilde ortaya çıkması, bunları kamufle etmek için ses tellerini de tehlikeye atacak ölçüde bağırması vs. sanki telafi edilemez derecede olumsuz bir durum! Türkiye'nin ana muhalefet partisi, modası çoktan geçmiş ideolojik bagaj ve çağın ihtiyaçlarına bir türlü karşılık veremeyen kısır siyasi programları sebebiyle, çoktan beri çıkmaz sokakta. Bu olguyu ne yazık ki, CHP'lilerin önemli bir kısmı kabul etmek istemiyor. Asıl sorun da burada... Deniz Baykal'ın siyasi bilgi ve birikimi, hitabet gücü; özetle kişisel karizması, muhalefet fonksiyonunu bir ölçüde de olsa yerine getirebiliyordu. Ama Kılıçdaroğlu'nun böyle bir özelliği hakikaten yok. Bir atımlık barut mesabesindeki yolsuzluk iddiaları da fos çıkınca, hepten dibe vurdu.
İşte CHP'liler aslında bunun fena halde farkında... Böyle gitmeyeceğini elbette değerlendiriyorlar. Fakat lider diye kimin peşinde gidecekler? Hâlâ Deniz Baykal'ın yerini dolduracak birini bulamadılar. Aha şimdiden bu köşede kayda geçiriyorum: (Yeterince çalışmadığı için partiyi iktidara taşıyamadığı) gerekçesiyle, etik kurallar zorlanarak koltuğundan indirilen Baykal'ın yerini, Mustafa Sarıgül de dolduramaz. Ülkedeki bazı nüfuz sahibi zengin kişiler, şaşırtıcı biçimde kendisini arkalasa da netice değişmez. İki kere iki beş etmez! CHP'nin ideolojik bir devrime ihtiyacı var. Bunu yapabilecek donanıma sahip lider ve kadro misyon yüklenmedikçe, ne tas ne hamam değişir... Baksanıza Kemal Beyi fena halde istiskal eden, AP Sosyalist ve Demokrat İttifakının Başkanı Swoboda'nın söylediklerine... Ne diyor? "CHP eskisi gibi kalmak yerine, ileriye bakan bir parti olmalı..." Bunu elin adamı söylüyor. Üstelik bu adam, sözde Kılıçdaroğlu ile siyaseten aynı kulvarda. CHP Sosyalist Enternasyonal'de problem yaşıyor, Avrupa parlamentosu Sosyalist Grubunda problem yaşıyor... Sahi, ne olacak bu memleketin, pardon bu CHP'nin hâli!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.