1 Mayıs, tehdit olmaktan kurtulamadı

A -
A +
1 Mayısa öteden beri bir zehirli mantık musallattır. Artık onu aşmak, ideolojik gerilikten kurtulmak gerekir...

Ülkemizde en az 2 milyon işsiz var. İşsizlerin, çalışanların, emeklilerin yığınla mes'elesi mevcut. Olması gereken 1 Mayıs haftalarında sendikaların öncülüğü ile panel, konferans açık oturum gibi platformlarda bu yığınla mes'elelere dair teklif ve çözümler üretilmesi, bunların kamuoyu ile dertleşilmesidir.
Bunun yerine 1 Mayıs her sene  kavga, kabadayılık ve efelenme gösterisine dönüşmektedir. Acaba Taksim diye bir meydan olmasaydı işçi bayramı kutlanmayacak mıydı?
1 Mayıs, eskiden bahar bayramı olarak anılırdı. Bu sun'i adlandırma takvim yapraklarını aşamadı. Sonra başka isimler de verildi. Halk ise hep "işçi bayramı" dedi. Bu sebeple yasaklı mevsimden sonra 2008'de "Emek ve Dayanışma" günü başlığıyla yeniden resmileşirken bu isim, tıpkı Yassıada'ya "Demokrasi ve Özgürlük Adası" denmesindeki iğretilik gibi tutmadı..
Bu ülkenin insanları 1 Mayıslarda seneler senesi izi silinmez korkular yaşadılar. Ölümler, Sovyetler Birliği, Çin özlemleriyle kızıl flamalar taşınması unutulmadı.
O günler şehir tenhalaşır, meydanlarda kimse kalmaz, dükkânlar açılmazdı. Marksist sloganlarla yürüyen işçilerin çoğunluğu kendi rızalarıyla değil, tehditlerle oraya toplanırlardı.
1 Mayıs toplum hafızasında iyi bir sicile sahip değildir. "Bayram" neş'e, paylaşmak, kucaklaşmak ve sevgi iken "1 Mayıs" sopa, tabanca, tehdit ve kim vurduya gitmekti...
Eğer bunlar arkada kaldıysa.
Ki öyle olmalı...
Öyle ise...
1 Mayıs'a sağduyunun hakim olması ve her işçi sendikasının yerli düşünceyi samimiyetle kabulü gerekir. Oldum-olası 1 Mayıslara tartışma, dahası gözdağı vermelerle girilir. Hele bu sene 17 Aralık darbe süreciyle Gezi intikamcıları 1 Mayıs'ı iktidar aleyhine bir kışkırtma ve oradan hükümet yıkma vesilesi yapabilirler.
Cesur sorgulara ihtiyaç var:
DİSK...
Bir kere bu ismin karşılığı kaldı mı?
"Devrimci İşçi Sendikaları."
Neyin devrimi?
Vaktiyle kuruluş ideolojisi olarak işçilerle Marksist devrim yapılıp proleter iktidar kurulacaktı. Bugün böyle bir iddiaya sadece gülünür. Eğer o hayal terk edildiyse DİSK ve yoldaşlarının toplumu tedirgin eden, huzurunu kaçıran geçmiş 40 yıldaki kötü imajı temizlemesi lazım.
1 Mayıs ideolojik gericilikten kurtarılmalıdır. Bu saf bir işçi bayramı ise neden illa Taksim? DİSK başkanı "Taksim bizim kutsalımız" diyor. DİSK ve kutsal? İlginç! O zaman kutsalın ne olduğunu konuşmalı.
1977'deki elem verici 1 Mayıs da sonraki birçok suikast gibi yabancı ajan işiydi.
Konfederasyonların bazıları illa Taksim derken Valilik siyasi mitingde 2 milyonun toplandığı İstanbul'un en büyük meydanını gösterirken "Yenikapı'da miting yapın; fakat  sembolik merasimlerinizi Taksim'de icra edebilirisiniz" diyor.
Kısacası; sendikaların, konfederasyonların 1 Mayıs'ı milletle kucaklaştırması lazımdır.
DİSK bu seneki 1 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan'ı konuşma yapmaya davet edebiliyor mu? İşte büyük soru ve zor hedef!
Dememiz o ki köprülerin altından çok sular aktı.
Taksim kutsal vs. değil...
Bir camie sahip olursa mümkün..
DİSK "Taksim'e cami istiyoruz!" diyebilir mi?
Yerlilik budur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.