Filistin'i satanlar

A -
A +

Gaddarca katliam yapan İsrail kadar vebali çok büyük olan diğer kesim kendini Arap zanneden devletlerdir.
Etrafta Filistin için Türkiye'den başka samimiyetle çırpınan bir başka devlet yok. İsrail, hiçbir ahlaki, insani ve metafizik hudut tanımadan Filistinli katliamı yapmakta. Çok üzgün ve çok yaralıyız. Camiye giden mü'minler, evinde oturan sakinler, teravih namazından çıkanlar dahi bombalarla paramparça edilmekte. Uzmanların açıkladığına göre İsrail yasak olmasına rağmen kimyevi silahlar kullanmakta. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Nazilerin Yahudilere reva gördüğü zulümlerden beter vahşeti Filistinli sivillere yapmakta. Bunu yaparken de Hamas'ın terör örgütü olduğunu iddia ediyor. Oyuncak denecek kadar basit füze fırlatanlar teröristse, İsrail'in yaptığı dehşetin adı nedir?
Filistinliler Arap.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Arap.
İki düzineden fazla Arap devleti var.
Ama kimse ağzını açmıyor. Aksine Körfezde toplanıp İsrail'i kınamayı men etmekteler. Daha utandırıcı olanıysa Mısır'ın iltica etmek isteyen Filistinli yaralılara Refah kapısını kapatması.
Yani...
Ölenler, öldürenler ve kılı kıpırdamayan vicdansızlar var. Sözde Arap ve sözde devlet olanlar Filistin'i satmış vaziyetteler. Bu Arap devletlerinin yönetimleri tamamen Batı güdümünde. Batı bankalarındaki paralarının onda birini çekseler, tatil rezervasyonlarının bir kısmını iptal etseler, İsrail zulmü birkaç saat içinde durdurulur. Fakat bunları onlardan beklemek muhaldir. Çünkü Arap zannedilen bu idareler Batının Osmanlı sonrası işbaşına getirdiği  görgüsüz aşiretlerdir. Onlarda devlet disiplini, milliyet kaygısı ve din kardeşliği hissi gelişmemiştir. Uzaktan kumandalı gecekondu devletlerdir. Devlet erkânının ipleri, Batı başkentlerindedir.
Toprakları elinden alınmış, kalanı parçalanmış Filistin'i fiilen bölmüşlerdi. Türkiye'nin de gayretleriyle Hamas ve el Fetih birleşme kararı alıp tam birlik olacakken bu hadiseler çıktı. Her şey, 3 Yahudi gencin kaçırılıp öldürülmesiyle başladı. Bu gençleri kimin kaçırdığı meçhuldür. O eyleme sabah namazına giden bir Filistinli gencin kaçırılıp diri diri yakılmasıyla mukabele edildi. Fakat bu vahşet bile İsrail hükümetini tatmin etmedi.
Şu gün son gelişmeler eşliğinde bakıldığında hadisenin bir senaryo, bir tezgâh olduğu daha net şekilde gözükmeye başlamıştır. Eğer, bugün Mısır'da Muhammed Mursi iktidarı darbeyle devrilmemiş olsaydı Refah kapısı kapatılmazdı. Mısır'da darbe sonrası Batı oyuncağı bir iktidarın işbaşına gelmesi, Türkiye'nin seçimlere yönelmesi, Suriye ve Irak'ın iç harpleri ve İsrail'e tek kelime etmeyen IŞİD adlı bir ısmarlama terör örgütünün bölgeyi azami derecede meşgul etmesi, Tel Aviv için bulunmaz bir fırsat olmuştur. İsrail'in bugün iki gerekçesi vardır. 3 gencin katledilmesi ve Gazze'den atılan füzeler. Bunların İsrail ajanları tarafından organize edilmesi çok kuvvetli ihtimaldir. 3 genci feda edebilirler. Gazze'den fırlatılan füzelerse son derecede basittir. Kimseyi yaralamamıştır. Havai fişek gibi bir şey. Bir basit füzeye tonlarca bombayla karşılık veriliyorsa hiçbir aklı başında Filistinli onları atmaz. Atılıyorsa orada kuvvetli şüphe var demektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.