Hazret-i Ali'nin ilim ile malı mukâyesesi

A -
A +

"Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Ben ilmin şehriyim; Alî de onun kapısıdır." Hâricîler bu hadîs-i şerîften dolayı, Alî (radıyallahü anh) hazretlerine hased ettiler.
Hazret-i Alî'nin (radıyallahü anh) ilmiyle ilgili olarak "Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn" isimli kıymetli kitâptan bir nakil yapmak istiyoruz: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Ben ilmin şehriyim; Alî de onun kapısıdır." Hâricîler bu hadîs-i şerîften dolayı, Alî (radıyallahü anh) hazretlerine hased ettiler. Hattâ hâricîlerin ileri gelenlerinden on kimse, dediler ki: "Biz hepimiz, Hazret-i Alî'den (kerremallahü vecheh) birer mes'ele soralım. Eğer her birimize ayrı ayrı cevâb verirse, bilelim ki âlimdir ve fâdıldır." O on kişi, Hazret-i Alînin (radıyallahü anh) huzûr-ı şerîflerine varıp birisi şöyle sordu: "Yâ Alî! İlim mi efdaldir, mal mı efdaldir?" Hazret-i Alî seâdetle buyurdu ki: "İlim efdaldir." Onlar dediler ki: "Ne delîl ile söylersin?" Hazret-i Alî buyurdu ki: "İlim Enbiyâdan mîrâsdır. Mal ise Kârûn, Fir'avun ve Hâmân'dan mîrâsdır."
İkincisi suâl etti ki: "İlim mi efdaldir, mal mı?" Hazret-i Alî yine cevâb buyurdu ki: "İlim maldan efdaldir. Zîrâ ilim, sâhibini saklar. Malı, sâhibi saklar."
Üçüncüsü de, onlar gibi sordu. Hazret-i Alî cevâb verdi ki: "İlim efdaldir. Zîrâ, mal sâhibinin düşmânı çoktur. İlim sâhibinin dostu çoktur."
Dördüncü aynı şekilde suâl etti. Hazret-i Alî de cevâb verdi: "İlim efdaldir. Zîrâ malı tasarruf etseler eksilir. İlmi tasarruf etseler ziyâde olur."
Beşinci de aynı şekilde suâl etti. Hazret-i Alî cevâb buyurdu ki: "Mal sâhibi cimri diye çağrılır. İlim sâhibi büyük isimler ile çağrılır."
Altıncısı da, aynı şekilde sordu. Hazret-i Alî cevâb buyurdu ki: "Mal harâmîden hıfz olunur. İlim harâmîden hıfz olunmaz."
Yedincisi aynı şekilde sordu. Hazret-i Alî cevâb buyurdu ki: "Mal çok durmakla zâyi olur. İlim her ne kadar durur ise de zâyi olmaz."
Sekizinci aynı şekilde suâl etti. Cevâb buyurdular ki: "Mal kalbe kasâvet verir. İlim kalbi nûrlandırır."
Dokuzuncu aynı şekilde suâl etti. Cevâbında buyurdular ki: "Mal sâhibi, mal sebebi ile tanrılık dâvâsında bulunur. İlim sâhibi böyle yapmaz."
Onuncu dahi aynı şekilde suâl etti. Cevâbında buyurdu ki: "Mal, sebeb-i kasâvettir [kalbi katılaştırır]. İlim, sebeb-i rahmettir."
Bundan sonra, Hazret-i Alî buyurdu ki: "Eğer bunlar benden, devâmlı suâl etseler, ben bunlara hayâtta olduğum müddetçe devâmlı cevâb verirdim."
O on hâricî gelip Hazret-i Alîye (radıyallahü anh) mutî' oldular." [Cenâb-ı Hak, bizleri, Hazret-i Alî Efendimizin ve bütün Ehl-i Beyt'in şefâatlerine nâil eylesin.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.