"Babası Osman, annesi Sabiha"

A -
A +

"Hayatını kendime örnek aldığım, sahabe ahlakına sahip bir mümin olan Osman Ağabey miydi bu?.."
Sınıf arkadaşım Hasan kardeşimin düğün davetine icabet etmek için İstanbul'dan gelirken beni şehir otogarından alması için canlar canı, güzel yeğenim Yasin öğretmeni aradım. Yasin beni otogardan aldı. Düğün için gideceğimiz adrese bakarken fark ettim davetiyedeki diğer isimleri... Şaştım kaldım...
Aman Allah'ım... Hasan kardeşim sevgili kızı Merve'yi evlendiriyordu ama sevgili damadı Burak'ın baba ismi "Osman" anne ismi "Sabiha" yazıyordu... Soyadını okuduğumda aklıma çocukluğumda hayatını kendime örnek aldığım sahabe ahlakına sahip bir mümin olan rahmetli Osman Ağabey geldi. Birkaç sene önce Hakk'ın rahmetine kavuşmuştu...
Beni aldı bir heyecan... Bu o muydu? Bu bilgiyi teyit etmeliydim ama kimden? Aklıma Osman Ağabeylerle ailece görüşen kız kardeşim Nurdane geldi; mühendis yeğenim Mehmet Emin'in annesi... Telefonda sordum:
-Bu isim benim bildiğim Osman Ağabey mi?
-Evet ta kendisi... Bu akşam oğlu Burak'ı evlendiriyorlar... Biz de düğüne davetliyiz. Hayırdır sen nereden haber aldın?
Allah Allah... Hasan kardeşim meğer kızını kiminle evlendiriyormuş? Canımdan çok sevdiğim sevgili Osman Ağabeyin oğluyla... Demek benim sevgili kardeşim Hasan, rahmetli Osman Ağabey ile dünür oluyormuş... Allah'ım ben bu düğüne gelmekle sadece okul arkadaşımın düğününe değil, aynı zamanda Osman Ağabeyimin düğününe de geliyormuşum...
Dedim ki kız kardeşime: "Davetli olduğunuz masada bana da bir yer açın!"
O şaşıradursun bu kez yeğenim Mehmet Emin'e espri yaptım:
-Bu akşam konuşabileceğiz. Çünkü ben de sizin gittiğiniz düğüne davetliymişim...
Düğün yerinde kız kardeşim ve ailesi erkek tarafının davetlisi olarak katılırken, ben kız tarafının davetlisi olarak katılmıştım. Beni karşısında gören bilgi ve kültür hazinesi Mahmut eniştem, adı gibi nur tanesi olan vefakâr kız kardeşim, güzel yeğenim Hatice şaşırırken sınıf arkadaşım Hasan Bey ve muhterem hanımefendileri İstanbul'dan düğünlerine geldiğim için bana teşekkür ediyorlardı. Oysa asıl teşekkür edilmesi gereken memleketimin o güzel o asil insanlarıydı... Düğünün son sürprizi ise benim gibi düğüne davet edilen yıllardır göremediğim sınıf arkadaşlarımı da bir arada görmemdi... Sürpriz üzerine sürpriz yaşadığım o davette kime ne diyeceğimi, kiminle nasıl sarmaş dolaş olacağımı kime bu durumu nasıl anlatacağımı bilemedim...
N. Özdemir-Çorum

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.