"Hazırlan, vâliye gideceğiz!"

A -
A +

Mevlâna Halid-i Bağdâdi hazretleri zamanında Hacı Halil Efendi vardı ki Padişahın "hususi hizmetlerini" yapardı. Bu kişi hac yolculuğuna çıktı İstanbul'dan.
Üsküdar'da biri çıktı önüne:
"Halil Efendi! Nereye böyle?"
"Beytullaha gidiyorum."
Cebinden "bir mektup" çıkarıp "Şu mektubu Şam'a varınca Mevlâna Halid hazretlerine takdim eder misin" diye rica etti.
O da mektubu alıp;
"İnşaallah veririm" dedi.
Derken Şam'a vardı.
Ve vâlinin konağına yerleşti.
Mevlâna Halid hazretleri, o akşam vâlinin konağına gitti.
Halil Efendi oradaydı.
Fakat Üsküdar'da aldığı o "emanet mektubu" unutmuştu.
O, mektubu vermeyince Mevlâna Halid hazretleri, hatırlatmak mecburiyetinde kaldı:
"Yanınızda, bize teslim edecek bir emanet olsa gerek."
"Hayır efendim, bende öyle bir emanet yoktur."
"Bir bakın cebinize. Üsküdar'da birisi vermişti size."
O zaman hatırladı...
Ve çıkarıp takdim etti.
Hacdan sonra İstanbul'a avdet edip Üsküdar'a varınca aynı kimse çıktı karşısına:
"Mektubu verdin mi?"
"Evet verdim."
"Hangi gün hangi saatte?"
"Şu gün, şu saatte."
Adamcağız sevinip;
"Ben de tam o gün ve o saatte sıkıntıdan kurtuldum" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.