Ey filân, öyle ne yapıyorsun?

A -
A +
On üçüncü yüzyılda Yemen taraflarında yaşamış büyük velilerden Şeyh İbni Hatib hazretlerinin bir talebesi şöyle anlatır:
Zebid şehrindeydim...
Bir gün yolda gidiyordum.
Güzel bir “kadın” gördüm.
Şeytan beni aldattı.
Ona şehvetle baktım.
O da bana bakıp güldü.
O zamanlar genç ve yakışıklıydım... O esnada hocam İbnül-Hatib, Aden'de bulunuyordu.
Kadın cilve yapıyordu.
Hocamın sesini işittim.
Bana ismimle hitap edip “Ey filân! Ne yapıyorsun?” dedi. O zaman uyandım ve kendime gelip;
“Ben ne yapıyorum?” dedim.
Şeytan uzaklaştı.
Aklım başıma geldi.
Ve kaçıp kurtuldum.
Allahü teâlâ, hocamın bereketiyle beni günaha girmekten muhafaza etmişti. Hocamın bulunduğu Aden’le benim bulunduğum Zebid beldesi arasında “üç günlük” mesafe vardı.
● ● ●
Bu zat bir sohbetinde;
“Namaz, dinin direğidir. Namazını devamlı, doğru ve tam olarak kılan kimse dinini kurmuş, İslâm binâsını ayakta durdurmuş olur” buyurdu.
Dinleyenler;
“Ya kılmayanlar efendim?” dediler.
Cevabında;
“Namazını kılmayan, dinini ve İslâm binâsını yıkmış olur. Peygamberimiz; ‘Dinimizin başı namazdır’ buyuruyor. Başsız insan olmadığı gibi namazsız da din olmaz” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.