"Sultanın huzuruna gidiyoruz!"

A -
A +
Ali bin Heyti hazretleri, Irak'ta yaşayan büyük velilerdendir.
Yedi yaşındaydı...
Açıldı kalp gözü.
Bu zat, Ebül Vefa hazretlerinin en çok sevdiği talebesi ve o devrin kutbuydu.
Yani her canlıya rızık gönderilmesi, dertlerin, belâların giderilmesi, hastaların şifa bulması, onun vasıtasıyla oluyordu.
Yani “kutb-u aktab” idi.
Kutb-ül aktab, her devirde bulunması lâzımdır.
Onsuz olmaz.
Biri ölse, yerine başkası getirilir. Seyyid Abdülkâdir-i Geylani hazretleri de onu över; saygı, hürmet ve edep gösterirdi kendisine.
Sebebini sordular.
Cevabında;
“Bütün evliyalar, bizim sohbetimizden feyiz alırlar. Biz de ondan feyiz alırız” buyurdu.
O da Gavs-ül âzam'a hürmet eder, Ona giderken gusül abdesti alırdı.
Talebelerine;
“Gavs-ül âzam'a çok saygılı olunuz. Kalbinizi her kirden pâk ediniz, temizleyiniz ki Sultanın huzuruna gidiyoruz” derdi.
Hatta Onun kapısında beklerken tir tir titrer ‘gir’ demeden içeri girmezdi.
● ● ●
Bazı sevdikleri;
“Efendim, Müslüman nasıl olur?”
diye sordular bu zata.
Büyük veli, cevabında;
“Müslüman; güleryüzlü, tatlı sözlü olur. 'Güler yüz' ve 'tatlı söz'ün, dinimizin yayılmasında mühim yeri vardır. Zira böyle olmayan insanlar, dine fazla faydalı olamazlar” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.